X

5 adımda öğrenilmiş iyimserlik

İyimser ya da kötümser olmanın seçtiğimiz bir şey değil; genelde şartların bizi getirdiği bir özellik olduğunu düşünürüz. Zor günler geçirdiğimiz için her şeyin en kötüsünü düşünmeye hakkımız olduğuna inanır; “ama annem veya babam da böyle hisseder ve davranırdı” deriz. Hal böyle olunca da, bu huyumuzu korumak ya da değiştirmek için kılımızı kıpırdatmayız.

Oysa kötümserlikten iyimserliğe geçiş yapmak o kadar da zor değil. “Pozitif psikoloji”nin babası sayılan Dr. Martin Seligman, Öğrenilmiş İyimserlik (Learned Optimism) adlı kitabında bize bunun ipuçlarını veriyor; çeşitli durumlar üzerinden örneklendiriyor ve alıştırmalar sunuyor.

Her terslikte kendimizi suçlamayı nasıl bırakacağımız, olası en kötü senaryoyu yazma alışkanlığından nasıl kurtulacağımız hakkında fikir veren Öğrenilmiş İyimserlik adlı eserden bazı dikkat çekici noktaları siz Uplifers okurları için özetledim.

Bakış açısının ABC’si

Gerçekçi olmakla kötümser olmak aynı şey değildir. “İyimserlik sadece ‘bardağın yarısı dolu’ demek değil; engellerimiz ve zaferlerimizi nasıl değerlendirdiğimizle ilgili” diyen Martin Seligman’ın kitabında bahsettiği bir tanım ve alıştırma, bizi her durumun ABC’sini gerçekçi bir şekilde düşünmeye sevk ediyor:

A: Adversity (Olumsuzluk)
B: Belief (İnanç)
C: Consequence (Sonuç)

Seligman’a göre, olumsuz durumlarla karşılaştığımızda kafamızda beliren, inandığımız düşünceleri değiştirmek ilk adım. Örneğin; müdürümüz epeydir beklediğiniz ve terfiyle sonuçlanacağını umduğunuz birebir görüşmeyi ertelediğinde hemen “asla yükselemeyeceğim zaten” diye düşünüp buna inanmak iş motivasyonunu düşürdüğü gibi, belki tüm günün ya da haftanın keyifsiz geçmesine de neden olabilir. Kötümser bir insan böyle bir durumda, müdürün de acil başka bir işi olabileceğini, beklediği bir onay olduğundan görüşmeyi ileri bir tarihe ertelediğini aklına getirmez.

Olumsuz durumların, sadece bizim başımızın üstünde dolaşan kara bir yağmur bulutu olmadığını ve herkesin başına gelebildiğini, yani kişisel olmadığını ve geçip gideceğini düşünmek o kadar da zor olmasa gerek.

Kötümserlikten iyimserliğe doğru 5 adım

Seligman iç sesimizi ve düşüncelerimizi kontrol etmeye alışmak adına bize kolay bir egzersiz öneriyor. Buna göre, en azından kendimizi iyimser düşünmeye alıştırana dek zorlu durumları ve bunlara karşın aklımıza gelenleri kağıda dökmek, düşüncelerimizi kontrol etmek için faydalı bir yol olabilir.

1. Olumsuz durumun ne olduğunu yazın: Çarpıtmadan, olabildiğince sade bir şekilde olumsuzluğu kağıda geçirin.

2. Olumsuzluk karşısındaki düşünce ve inançlarınızı yazın: Müdürünüz toplantıyı ertelediğinde ya da sevgiliniz tatil planına burun kıvırdığında aklınıza ilk ne gibi senaryolar geldi? Ne düşündünüz, ne olacağına inandınız?

3. Sonuçları yazın: Sizde kalan duygu ne oldu ve olumsuzluğa nasıl tepki verdiniz?

4. İnançlarınızı gözden geçirin ve tepkinizi nasıl etkilediğini değerlendirin: Farklı düşünebilseydiniz, sonuçlar veya uzun süren his farklı olur muydu?

5. Kötümser düşünceleri kafanızdan atmaya odaklanın: Yukarıda yarattığınız kötü senaryoyu ve kader kurbanı olduğunuz inancını bir kenara bırakıp, alternatif nedenler düşünmeye çalışın. Müdürünüz ya da sevgilinizin bunları yapmak için başka bir sebebi olabilir mi? Bir diğer deyişle, beyin fırtınası yapın ve sizi daha sakin, daha yetkin hissettirecek düşünceleri bulmaya çalışın.

İyimser ya da kötümser olma kararı, yetkinlik hissimizi ve cesaretimizi doğrudan etkiler. Sonuçlara dair öngörüleri olumsuz olan insanların bir risk alma, işe girişme olasılığı da çok az; oysa iyimser insanların hem işte hem de yaşamda daha gözüpek oldukları bir gerçek.

Martin Seligman’ın iki dakikalık iyimserlik tanımını aşağıdaki videoda bulabilirsiniz:

 

 

Şule Kulein: Lisede “yapabildiği için” sayısal bölümü seçti ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne girdi. Üniversitede katıldığı Mühendislik Kulübü’nün dergisi StepS’e aşık olduğunda, içine sözelci kaçmış bir sayısalcı olduğunu fark etti. Yazım kuralları konusunda etrafındakileri itinayla delirten Şule, 2 yıl boyunca StepS’in editörlüğünü yaptı, üniversitede ve sonrasında okul ve şirket dergileri ile çeşitli bloglara yazılar yazdı. Seyahat etmeyi, okumayı, öğrenmeyi seviyor. Basılı materyalin hastası, fakat çevrimiçi de fena durmuyor. Şule kendini bildi bileli yazıyordu; artık bir de Uplifers’ta yazıyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale