4 adımda önünüze bakabilmenin ve daha mutlu hissetmenin yolları
Hayatımız boyunca iyi ve kötü pek çok şey deneyimliyoruz. Bunların bazıları bize hizmet edip yol gösterirken, bazılarıysa hayatımızı ciddi anlamda sabote ediyor. Tüm bunları sindirmeye çalışırken çoğu zaman kendimizi hissizleştiriyor ve duygularımızı bastırıyoruz. Fakat ilerleyen zamanlarda bu yükü daha fazla taşıyamadığımızda tüm o duygular tekrar su yüzüne çıkıyor ve bu kez suratımıza daha şiddetli bir şekilde çarpıyor.
Hiç birine ya da bir olaya gerektiğinden daha fazla tepki gösterdiğiniz oldu mu?
Mutlaka başınıza gelmiştir. Hepimizin geliyor. Öfkemize hakim olamadığımız zamanlarda, sorunun derinlerde bir yerlerde arka plana itilmiş duygularımız olduğunun farkına varmak, kendimizle barışmamız ve karşılaştığımız problemleri atlatmamız açısından işleri oldukça kolaylaştırıyor.
Peki ya kötü olaylarla karşılaştığımızda ne oluyor?
Aslında problem tam olarak orada başlıyor. Onlarla ilgilenmeyi sevmiyoruz, arkamıza bakmadan kaçıyoruz. Ama biz ne kadar hızlı kaçarsak kaçalım, onlardan kaçarak kurtulamıyoruz.
Çoğumuz yaşadığımız duygusal sarsıntılara ve yaşadığımız problemlere zaman ayırmanın zavallıca olduğunu, bir şeyler hakkında üzülmenin ve korkmanın zayıflık olduğunu düşünmeyi seçiyoruz. Fakat aslında onlara ne kadar sahip çıkarsak, onlardan kurtulmak ve önümüze bakabilmek bir o kadar kolaylaşıyor. Uplifers olarak kendi değerinize sahip çıkmanızı sağlayacak ve hayatınıza dair farkındalık yaratacak basit ve etkili yolları sizler için derledik.
İşte olduğunuz kişiyi sevmek ve daha mutlu hissetmek için izlemeniz gereken 4 adım:
Kendinize daha fazla zaman ayırın.
Farkında olmasak da zamanımızın çoğu iş yerinde, tanımadığımız insanların arasında ya da kalabalık yerlerde geçiyor. Aslında yalnız kalmanın bize ne kadar iyi geldiğini unutuyor, hatta yalnız kalmaktan korkar hale geliyoruz. Tüm bu yoğunluk arasında kaybolup gitmek yerine kendinizle baş başa kalmanın yollarını keşfedin. Kendinize sadece sizin ne yapmak istediğinizin önemli olduğu zamanlar yaratın.
Kırılganlıklarınızla barışın.
İncinebilir olmak zayıflık değildir. Çoğumuz bunu unutup kendimize yıkılmaz bir duvar örmeye çalışıyor ve bu yolda olduğumuz kişiyi arka plana atıyoruz. Fakat aslında incinebilir olmak insani yanlarımızın en belirgin özelliklerinden biri. Ancak bu sayede dengede kalabiliyor ve iç huzurumuzu sağlayabiliyoruz. Bırakın insanlar duygularınızı ve düşüncelerinizi görsün ve sizi en gerçek halinizle tanısın.
Sevdiğiniz şeyleri yapın.
Genelde bir akışa kapılıp yaşıyoruz hayatımızı. Belirli rutinlerimiz var, fakat bu rutinler arasında eğer gerçekten yapmayı sevdiğimiz bir şeyler yoksa o noktada durup düşünmek gerekiyor. Hayatınızda kimsenin sizi yapmak istediğiniz şeyleri yapmaktan alıkoymasına izin vermeyin. Buna engel olduğunuz zaman yapmaktan keyif aldığınız şeyleri bulacak ve onları kolayca hayatınıza dahil edeceksiniz. Kendinize uyum sağlamak ve ayak uydurmak zorunda hissetmediğiniz anlar yaratın.
Etrafınızdaki güzel şeylerin farkına varın.
Geldiğiniz noktayı ve verdiğiniz emekleri takdir edin. Hayatınızda her zaman tüm kontrolü elinizde tutamazsınız. Bu düşünce hem gerçekçi değil hem de uzun vadede yıpratıcı. Başarılarınıza ve başarısızlıklarınıza aynı derecede değer verin. Bugüne gelmenizde her ikisinin de payı büyük.
İhtimalleri düşünmek ve kendinizi yargılamak yerine, onların yolculuğunuzun güzel ve öğretici birer unsurları olduğunu düşünün. Yolculuğunuzu ve bu yoldaki gelişiminizi takdir edin.
İlginizi çekebilir: Hızlı akan hayatlarımızda farkındalık sürdürülebilir mi?