X

3 bilimsel adımla sinirlerinize hakim olun

Birinin sizin yüzünüze karşı bağırdığını, öfkelendiğini, size çok sinirlendiğini düşünün. Siz de ona karşı aynı tepkileri vermek istersiniz. Ancak bundan bir sonuç çıkmayacağını bildiğiniz için kendinizi tutabilirsiniz.

Bir insan sinirlerine nasıl hakim olabilir? Sinirli olan bir başkasıysa ve sizin bununla ilgilenmeniz gerekiyorsa bu daha farklı bir durumdur. Ancak esas mesele, kendi kendinize hakim olabilmenizde yatıyor. Evet sinirlerinize hakim olmanız mümkündür. Nörobilimciler bunu yapmanın doğru ve yanlış yolları olduğunu söylüyorlar.

Sinirlerinize hakim olabilmek için çaba sarf etmeniz gerekebilir

Uplifers olarak, sinirlerinize doğru bir şekilde hakim olabileceğiniz ve çevrenize daha pozitif duygular verebileceğiniz yolları derledik.

1. Sinirinizi bastırmak iyi bir fikir olmayabilir

Dişlerinizi sıkıp, “Ben iyiyim.” demişliğiniz muhakkak vardır. İşte bu tam olarak sinirinizi bastırmaktır diyebiliriz. İşe de yarayabilir. Anlık olarak sinirinizi bastırarak, sinirli değilmiş gibi görünebilirsiniz.

Ancak çoğu zaman sinirizi bastırmak bunun sizin içinizde daha da büyümesi gibi kötü bir sonuç da doğuruyor.

Kızgınlığı bastırmak, ağlamayı bastırmaya benzer. Ağlamak istediğinizde bu duyguyu bastırırsanız gözyaşlarınız ortaya çıkmaz ancak sonrasında iyi de hissetmezsiniz. Sinir halinde de bundan farklı bir durum ortaya çıkmaz.

Duygularınızı açığa vurmayıp bastırdığınızda, iyi bir şeyler hissetme ihtimaliniz azalır. Stres artar ve beyninizin duygularla ilgili kısmı olan amigdala daha fazla çalışmaya başlar.

Duygulardan kurtulmaya çalışmak iyi bir fikir olmayabilir

Bir ilginç nokta da, duygularını bastıran kişilerin diğer insanlarla olan ilişkilerinde ortaya çıkıyor. Siz hissettiklerinizi açığa vurmadığınızda, karşınızdaki kişi sizden soğuyabilir ve uzun vadede kötü ilişkiler geliştirebilirsiniz.

2. Kızgınlığınızı açığa vururken dikkatli olun

Eğer kızgınlığınız bir arkadaşınızaysa, bunu dışa vururken bir daha düşünün. Sinirinizi açığa çıkarmak, onu ortadan kaldıracağına daha da sertleştirebilir.

Duygularınızı başkalarıyla paylaşmak iyi bir fikir olabilir ancak duygularda hele ki kızgınlık gibi olanlarda sadece kurtulma ihtiyacı hissettiğinizden bunu yapmamalısınız.

Bu durumda dikkatinizi başka bir yere yoğunlaştırabilirsiniz. Böylelikle beyniniz meşgul olur ve esas kızgınlığınız olan konuyu ortaya çıkarmamış olursunuz.

Çocuklar üzerinde uygulanan ünlü bir test bu durumu daha iyi açıklayabilir. Bu testin adı marşmelov testi. Marşmelov testinde bir çocuk, bir marşmelovla aynı odaya konuyor. Eğer çocuk marşmelovu yemezse, sonradan iki tanesini kazanma hakkı olacak. Bu testte duygularına yenilmeyip, marşmelovu yemeyen çocukların hayatta daha başarılı olacağı iddia ediliyor. Önemli olan nokta, marşmelovu yemeyen çocukların bunu nasıl başardığı. Tabii ki dikkatlerini dağıtıyorlar.

3. Sakin olun ve olayları yeniden değerlendirin

En başta tarif ettiğimiz olayı yeniden hayal edin. Birisinin sizin yüzünüze bağırdığı ve sizin de aynı şeyi yapmak istediğiniz olayı. Belki fiziksel olarak da bir karşılık vermek isteyebilirsiniz. Tam bu esnada bu kişinin bir gün önce annesini kaybettiğini ya da eşiyle boşanmanın eşiğine geldiğini size söylesek, muhtemelen bütün siniriniz geçecektir. Bunu öğrendiğinizde durum aynı ama sizin verdiğiniz tepki neden değişiyor? Değişen ne oldu?

Kendinizi başka bir noktaya kanalize etmeniz daha iyi bir fikir olabilir

Olay aynı ancak kendinize söylediğiniz hikaye değişti diyebiliriz. Dolayısıyla, sinirleriniz olaylar yüzünden değil de, inandıklarınız yüzünden bozuluyor diye düşünebiliriz.

Eğer birisi size bağırıyorsa ve kötü davranıyorsa, aklınızdan geçirebileceğiniz en iyi düşünce bunun sizinle alakalı olmadığı, muhtemelen karşınızdaki kişini kötü bir gün geçirdiğidir.

Olayla ilgili düşüncelerinizi değiştiğinizde, beyninizde hissettiklerinizi anında değişecektir. Ayrıca, bu durum değerlendirmesini ve düşünce değişikliğini yaptığınızda sosyal ilişkilerinizde daha iyi bir seviyeye gelebilir.

Ancak bunu yaparken düşüncelerinizi daha kötü bir durumla değiştirmeyin. Bunu yaparsanız tam tersi bir etki görebilir ve kızgınlığınızın daha da arttığını hissedebilirsiniz.

Kaynak:
Time

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Duygularını kontrol altına al, yaşamın değişsin

Yöneticiler için iş yerinde ağlayan bir çalışana doğru yaklaşım rehberi

Her zaman mutlu olmamanız neden normal?

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale