Uzun bir eğitim öğretim dönemi daha bitti. Kışın karanlıkta kalkılan, aydınlık vakitlerin okulda geçtiği günleri ve ruh halimizdeki etkisini yazın gelmesiyle hemen unuttuk. Karneler alındı ve şimdi önümüzde upuzun 3 ay bir yaz tatili var. Çocuklar heyecanla anne babalarının izin günlerini bekleyerek deniz-kum-güneş üçlüsünü heyecanla bekliyor. Peki kızgın kumlardan serin sulara atlamaya kadar geçen süre evde oturan çocuklar için kabus olmaktan çıkarıp nasıl fırsata çevrilir?
Yetişkinler için yoğun çalışma döneminden sonra bolca dinlenmek, aileyle vakit geçirmek keyifli gelir. Ancak çocuklar, tatili kafa dinlemekten öte enerjilerini yenileyebilecekleri harika bir fırsat olarak görürler. Bolca bilgisayar oynamak, arkadaşlarıyla vakit geçirmek, dizi-film-video seyretmek üzerine kurulu tatil planlarının karneleriyle doğrudan ilişkili olduğunu bilirler. Karne iyiyse bunu hemen avantaja çevirip “bak bütün sene çalıştım karnem iyi geldi ne istersem yapabilirim” ya da tam tersi karne kötüyse “zaten karnem kötü geldi seneye çalışır düzeltirim” düşüncesinden uzaklaştırmak gerekir.
Karne, çocukların bütün bir dönemdeki okul ortamını, arkadaşları ve öğretmenleriyle ilişkisini aynı zamanda ev ortamında anne babayla da ilişkini gösteren bir belgedir. Sadece sayılara odaklanıp ödül ve ceza sunmanın bir aracı olmamalıdır. Aileler açısından da bir durum değerlendirmesi olarak görülmelidir.
Başarı ve başarısızlık sonuç değil süreçtir
Başarılı bir çocuğun başarısını pekiştirmesi, başarısız bir çocuğun derslerini düzeltmesi için tüm yaz ders çalışmalı fikrinden yaz tatilinizi kabusa çevirmek istemiyorsanız hemen uzaklaşın. Bunun yerine çocuklarınızın başarılı olduğu noktaları saptayıp yetenek ve yatkınlıklarını ortaya çıkarmaya çalışın. Çocuklar yapabildiklerini gördükçe motive olurlar ve bu da özgüveni arttırmanın ilk adımıdır. Başardıkları zaman bir sonraki adıma geçmeye hazır olup yapamayacaklarını düşündükleri şeyleri önüne koyduğunuzda daha azimle çalışır ve yapmak için çaba sarf ederler. Örneğin kitap okumayan çocuğunuza zorla kitap okuması için sonucunda tablet oynayabilirsin diye bir seçenek koyduğunuzda çocuğunuzun çaba göstermesini engellemiş olursunuz. Bunun yerine birlikte kitap okumaya ayrılan zaman yaratılmalı, okuduğundan ne anladığını aktarmasını sağlamalısınız ki zorunluluk olarak gördüğü şeylerin aslında ne kadar zevkli olduğunu anlamasına yardımcı olabilesiniz.
Çocuğunuzu anlamak için iletişim kurun
Çocuğunuzun yaz tatilinde ne yapmak istediğini sizin ondan ne beklediğinizi açıkça konuşmalısınız. Diretmek yerine dinlemek, onu anlamaya çalışmak gerekiyorsa birlikte günlük program oluşturabilirsiniz. Böylece hem sorumluluk duygusunu kazanmasını hem zamanı yönetmeyi ve zaman kavramının oluşmasını sağlamış olursunuz.
Yaz tatillerini “koskoca 3 ay çocuk her gün evde, zaman nasıl geçer ki” diye bakmak yerine “çocuğumu gerçekten tanımam, yetenek ve yatkınlıklarını ortaya çıkarmam için ideal bir süre” olarak algılamak hem sizin hem çocuğunuz için tatili kabus olmaktan çıkarır.
İlginizi çekebilir: Çocuğunuzun gelecekte rahat etmesini istiyorsanız, sanat eğitimi almasını sağlayın