X

3 adımda motivasyonunu canlandır: Hayalin özgürleşmeyi bekliyor

Kalp bizi her daim yaşam dolu maceralara çağırır. Bazen kulağımıza fısıldar tatlı tatlı, bazen de istediği alınmayan küçük bir çocuk gibi ayaklarının üstünde tepine tepine bağırır. “Hadi” der, “gidelim artık, yapalım şunu!” 

Bazen onu susturmayı seçer, bazen de bu heyecana daha fazla dayanamayıp apar topar ilk adımlarımızı atıveririz kalbin yolunda. Ancak, heyecanla çıktığımız bu yol motivasyonunu kaybedip geri dönenlerin hikayeleriyle doludur. Ben kaç defa çıktım bu yola, kaç defa geri döndüm sayısını hatırlamıyorum bile… Ta ki bir gün başka hiçbir şeyin bu yoldan daha yaşamaya değer olmadığını anlayıp kalbin yoluna baş koyana kadar.

Peki ne oluyor da bazılarımız hayallerinin yolunda emin adımlarla yürürken bazılarımız birkaç cesur adımdan sonra devam edemez hale geliyor. İşte bu ikisi arasındaki en büyük fark adımlarının ardındaki motivasyonda gizli. Sende durum nasıl? Gel 3 adımda birlikte bakalım, motivasyonunu yeniden canlandıralım.

Öncelikle, onu görebilmek için hayalinden biraz uzaklaşalım!

Şimdi gözlerini kapat ve hayalini hatırla. Kalbinin özlemiyle buluş. Ne için yanıp tutuşuyorsun? Gözlerinin önünde gör hayalini ve bir film izler gibi bir süre izle onu. Sonra, yavaş yavaş uzaklaş ondan. Uzaklaş derken hayalini terk et demiyorum, sadece onu görebilecek kadar birkaç adım dışarı çıkman yeterli.

Bu neye benziyor biliyor musun? Bir sergide bir resim gördün ve ona doğru yaklaşmaya başlıyorsun. Sen ona yaklaştıkça ne olur? Resmin detaylarını daha net görmeye başlarken, resmin bütünlüğünün parça parça kaybolmaya başladığını görürsün. Mesela bir kadın portesine uzaktan baktığında kadının saçlarını, yüz hatlarını, ağzını, burnunu görürken, ona yaklaştıkça saçları, hatları ve sonra neredeyse tüm bütün kaybolmaya başlar. Çok çok yaklaştığında artık görebildiğin sadece küçük bir parça boyadır.

İşte, yakın ilişki içinde olduğumuz her şeyde zaman zaman anlam kaybı yaşamamız ve uzaklaşma ihtiyacı duymamız ya da uzaklaştığımızda onlara farklı gözlerle bakmaya başladığımızı söyleyip yeniden şefkat geliştirmemiz de buna benzer. O kadar yakındık ki artık onu bütünüyle göremez olmuştuk.

Hayalinle ilişkin de bunun gibidir. Çok fazla çabaladığın ve saatlerce onun için çalıştığında ne uğruna bunca çaba içinde olduğunu hatırlamakta, anlamakta zorlanabilirsin. Heyecanla başladığın çalışma saatlerin mekanikleşen bir çabaya dönüşür. Özden, niyetten böyle koparsın. “Yorulduysan bırakma, dinlen” demelerinin sebebi de budur.

Şimdi, farkındalıkla yeniden bağlantıya geç…

Şimdi yeniden kapa gözlerini ve hayalinin ardındaki çabaya getir dikkatini. Çaba bir enerjidir ve bir niyet uğruna harekete geçer. Bu enerjiyi tanımak istiyorsun. Onu görmek için bak şimdi. Çabanın rengini, şeklini fark et. Gri mi? Yeşim mi? Nasıl bir yapısı var? Hızlı ve dinamik mi, yoksa yavaş ve akışkan mı? Doğru veya yanlış yok sadece olanı değiştirmeden olduğu gibi gör. Nefes alış verişinle çabanda derinleş. Her nefes alış verişinde biraz daha içinde bul kendini bu enerjinin. Şimdi sor kendine ne için çıkmıştın yola? Ve şimdi çaban neye dönüşmüş bak?

Eğer, anlamını yitirmiş bulduysan çıktığın bu yolun, nefesinle yeniden besle onu, solan bir çiçeği suyla besler gibi. Nefesinle yeniden tazele çabanın ardındaki niyetini. Çaban neşe saçana, kalbini huzurla doldurana kadar nefes alıp vermeye devam et.
Son adım, hayalini özgürleştir!

Hayalin, mekanikten çıkıp yeniden neşe saçmaya başladıysa bil ki özgürlüğüne kavuştu ve yeniden yaşamla buluştu. Kendini kutla!

Tüm hayaller yaşamdan gelir, yaşama geri dönmek için. Sadece kendin için, sadece kendi iyiliğin için çıktığın her yol er geç tıkanır. Yaşam senden hep bir diğerine katkı bekler. Biz sadece kendimiz değil, birbirimiz için varız. Kalbimiz hep yaşama katkı olmayı özler. Depresyon, mutsuzluk, cansızlık… Bunların hepsi yalnızlığın habercilerdir. Seni yeniden birlikte olmaya, yeniden görünür olmaya, yaşama katılmaya davet eder.

Her insan tamamen eşsiz bir hediye ile doğar. Bil ki sen olmazsan bir eksiğiz. Varlığınla katkı ol bize ve bırak biz de sana katkı olalım. Hayat birlikte güzel. Hayalin hayalimiz, özgürleştir onu!

Bu hayatta yaratmak, yaşamak istediğin her ne varsa, her şey önce kendinle bağlantı ile başlar. Sen de ışığı kendine tutarak aydınlığa ulaşanlardan olmaya kararlıysan Nisan ayında başlayacak ve sınırlı sayıda katılımcıya açtığım 8 haftalık Kendimle Bağlantı Online Program için giricidigdem@gmail.com adresimden bana yazabilirsin. Programla ilgili yazdığım şu yazıyı da okumanı öneririm: Yeniden bağlantı zamanı: Özgürleşmek ve hayal ettiği yaşamı yaratmak isteyenler için.

İlginizi çekebilir: Yaratım Kampı: Gelecekte Sen Nasıl Birisin?

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale