Kalp bizi her daim yaşam dolu maceralara çağırır. Bazen kulağımıza fısıldar tatlı tatlı, bazen de istediği alınmayan küçük bir çocuk gibi ayaklarının üstünde tepine tepine bağırır. “Hadi” der, “gidelim artık, yapalım şunu!”
Bazen onu susturmayı seçer, bazen de bu heyecana daha fazla dayanamayıp apar topar ilk adımlarımızı atıveririz kalbin yolunda. Ancak, heyecanla çıktığımız bu yol motivasyonunu kaybedip geri dönenlerin hikayeleriyle doludur. Ben kaç defa çıktım bu yola, kaç defa geri döndüm sayısını hatırlamıyorum bile… Ta ki bir gün başka hiçbir şeyin bu yoldan daha yaşamaya değer olmadığını anlayıp kalbin yoluna baş koyana kadar.
Peki ne oluyor da bazılarımız hayallerinin yolunda emin adımlarla yürürken bazılarımız birkaç cesur adımdan sonra devam edemez hale geliyor. İşte bu ikisi arasındaki en büyük fark adımlarının ardındaki motivasyonda gizli. Sende durum nasıl? Gel 3 adımda birlikte bakalım, motivasyonunu yeniden canlandıralım.
Öncelikle, onu görebilmek için hayalinden biraz uzaklaşalım!
Şimdi gözlerini kapat ve hayalini hatırla. Kalbinin özlemiyle buluş. Ne için yanıp tutuşuyorsun? Gözlerinin önünde gör hayalini ve bir film izler gibi bir süre izle onu. Sonra, yavaş yavaş uzaklaş ondan. Uzaklaş derken hayalini terk et demiyorum, sadece onu görebilecek kadar birkaç adım dışarı çıkman yeterli.
Bu neye benziyor biliyor musun? Bir sergide bir resim gördün ve ona doğru yaklaşmaya başlıyorsun. Sen ona yaklaştıkça ne olur? Resmin detaylarını daha net görmeye başlarken, resmin bütünlüğünün parça parça kaybolmaya başladığını görürsün. Mesela bir kadın portesine uzaktan baktığında kadının saçlarını, yüz hatlarını, ağzını, burnunu görürken, ona yaklaştıkça saçları, hatları ve sonra neredeyse tüm bütün kaybolmaya başlar. Çok çok yaklaştığında artık görebildiğin sadece küçük bir parça boyadır.
İşte, yakın ilişki içinde olduğumuz her şeyde zaman zaman anlam kaybı yaşamamız ve uzaklaşma ihtiyacı duymamız ya da uzaklaştığımızda onlara farklı gözlerle bakmaya başladığımızı söyleyip yeniden şefkat geliştirmemiz de buna benzer. O kadar yakındık ki artık onu bütünüyle göremez olmuştuk.
Hayalinle ilişkin de bunun gibidir. Çok fazla çabaladığın ve saatlerce onun için çalıştığında ne uğruna bunca çaba içinde olduğunu hatırlamakta, anlamakta zorlanabilirsin. Heyecanla başladığın çalışma saatlerin mekanikleşen bir çabaya dönüşür. Özden, niyetten böyle koparsın. “Yorulduysan bırakma, dinlen” demelerinin sebebi de budur.
Şimdi, farkındalıkla yeniden bağlantıya geç…
Şimdi yeniden kapa gözlerini ve hayalinin ardındaki çabaya getir dikkatini. Çaba bir enerjidir ve bir niyet uğruna harekete geçer. Bu enerjiyi tanımak istiyorsun. Onu görmek için bak şimdi. Çabanın rengini, şeklini fark et. Gri mi? Yeşim mi? Nasıl bir yapısı var? Hızlı ve dinamik mi, yoksa yavaş ve akışkan mı? Doğru veya yanlış yok sadece olanı değiştirmeden olduğu gibi gör. Nefes alış verişinle çabanda derinleş. Her nefes alış verişinde biraz daha içinde bul kendini bu enerjinin. Şimdi sor kendine ne için çıkmıştın yola? Ve şimdi çaban neye dönüşmüş bak?
Eğer, anlamını yitirmiş bulduysan çıktığın bu yolun, nefesinle yeniden besle onu, solan bir çiçeği suyla besler gibi. Nefesinle yeniden tazele çabanın ardındaki niyetini. Çaban neşe saçana, kalbini huzurla doldurana kadar nefes alıp vermeye devam et.
Son adım, hayalini özgürleştir!
Hayalin, mekanikten çıkıp yeniden neşe saçmaya başladıysa bil ki özgürlüğüne kavuştu ve yeniden yaşamla buluştu. Kendini kutla!
Tüm hayaller yaşamdan gelir, yaşama geri dönmek için. Sadece kendin için, sadece kendi iyiliğin için çıktığın her yol er geç tıkanır. Yaşam senden hep bir diğerine katkı bekler. Biz sadece kendimiz değil, birbirimiz için varız. Kalbimiz hep yaşama katkı olmayı özler. Depresyon, mutsuzluk, cansızlık… Bunların hepsi yalnızlığın habercilerdir. Seni yeniden birlikte olmaya, yeniden görünür olmaya, yaşama katılmaya davet eder.
Her insan tamamen eşsiz bir hediye ile doğar. Bil ki sen olmazsan bir eksiğiz. Varlığınla katkı ol bize ve bırak biz de sana katkı olalım. Hayat birlikte güzel. Hayalin hayalimiz, özgürleştir onu!
Bu hayatta yaratmak, yaşamak istediğin her ne varsa, her şey önce kendinle bağlantı ile başlar. Sen de ışığı kendine tutarak aydınlığa ulaşanlardan olmaya kararlıysan Nisan ayında başlayacak ve sınırlı sayıda katılımcıya açtığım 8 haftalık Kendimle Bağlantı Online Program için giricidigdem@gmail.com adresimden bana yazabilirsin. Programla ilgili yazdığım şu yazıyı da okumanı öneririm: Yeniden bağlantı zamanı: Özgürleşmek ve hayal ettiği yaşamı yaratmak isteyenler için.
İlginizi çekebilir: Yaratım Kampı: Gelecekte Sen Nasıl Birisin?