X

Dalgalanan düşünce dünyasının arkasındaki kritik olgu: 27 yaş krizi nedir?

İçinde Kurt Cobain, Jimi Hendrix, Janis Joplin ve Jim Morrison gibi ünlü isimlerin yer aldığı 27’ler Kulübü’nü daha önce duymuş muydunuz? 27’ler Kulübü, 27 yaşında dünyaya veda eden müzisyenleri, sporcuları ve oyuncuları içeren bir olgu olarak biliniyor. Bu fenomen, geçmiş dönemlerde pek çok insanın dikkatini çekti; bazı insanlar bu olguyu bir lanet gibi tanımlarken bazıları da bunun sadece bir tesadüf olduğunu öne sürdü.

27’ler Kulübü üyelerinden bazıları bu yaşta depresyona girerek intihar etti ve bazıları da sahip oldukları travmalar yüzünden alkole ya da uyuşturucuya bağımlı hale geldi. Bu vedanın altında genellikle olumsuz hayat deneyimleri yattığı için ortaya hala hayatta olan insanları nitelendiren yeni bir kavram atıldı: 27 yaş krizi. Bu yazımızda, şu anda bu satırları okuyan birçok insanın hayatının belirli noktalarında karşılaştığı 27 yaş krizini kaleme aldık.

27 yaş krizi nedir?

Birçok üniversite öğrencisi, 22 yaşında mezun olarak yetişkinlik dönemine ilk adımı atıyor. Bu dönemin içine girildiği zaman büyümenin getirisi olan pek çok sorumlulukla yüzleşmek gerekiyor. Örneğin, bazıları ilk defa kendi evine tuvalet kağıdı alırken bazıları da ilk işinin maaşıyla denkleşebilecek uygun kiralı ev arayışına giriyor. Başta kariyer olmak üzere, kişisel kimlik ve ilişkiler gibi konular üzerine derin düşünce seansları başlıyor. İşte, çeşitli kararların alınmasını zorunlu kılan bu döneme kısaca 27 yaş krizi deniyor.

Her ne kadar bu fenomenin isminde 27 sayısı bulunsa da bazı insanlar 20-30 yaşları arasında düzenli olarak 27 yaş krizini deneyimleyebiliyor. Bir başka deyişle, bu olguyla sadece 27 yaşındaki yetişkinler karşılaşmıyor. 20 yaşından sonra etkisini göstermeye başlayan bu kriz, insanları geçmişi sorgulamaya ve hedefleri gözden geçirmeye itiyor. Bu nedenle, bu kriz çoğu zaman stresli ve belirsizlik hissiyatıyla dolu bir dönemin bulgusu olarak görülüyor. Her ne kadar 27 yaş krizi aniden istifa etme veya romantik partnerle vedalaşma gibi zorlu kararları beraberinde getirse de doğru değerlendirildiği zaman bazı olumlu etkiler doğuruyor.

27 yaş krizinden nasıl verim alınabilir?

Bu kriz, beraberinde ofisten yorgun argın çıkmayı, herhangi bir sosyal aktiviteye katılacak hevesi kucaklayamamayı, akşam dokuzda televizyon karşısında uyuyakalmayı ve bir günün aslında çok kısa olduğu hissiyatını getiriyor. Bu belirtiler yüzünden 27 yaş krizinin fazlasıyla tehlikeli olduğu düşünülüyor. Bizler ise bu krizin avantaja çevrilebileceğini vurgulamak istiyoruz.

Kişisel kimlik üzerine yoğun düşünceleri ve duyguları açığa çıkartan bu kriz, bir kişisel gelişim fırsatı olarak değerlendirilmeye açık. Pek çok kriz döneminde olduğu gibi 27 yaş krizinde de insanlar kendilerini daha iyi anlayabiliyorlar. Bu benliği analiz etme sürecinde bireyler güçlü ve zayıf yönlerini daha iyi bir şekilde tanıyabiliyorlar.

İnsanların çoğu, 20 yaşından sonraki döneme çeşitli gelecek planları ve hedeflerle giriş yapıyor. Bu kriz, bireysel ve toplu planlarla hedefler üzerine karar süreçlerini başlattığı için yeniden değerlendirme ve yönlendirme için idealleştirilebiliyor. Bir başka deyişle, bu krizle karşılaşan insanlar hayatlarını ve hedeflerini gözden geçirerek daha tatmin edici bir yaşam tarzına ulaşabilirler.

Çoğu zaman değişmek ve gelişmek için motivasyon bulmak çok zor oluyor. 27 yaş krizi ise mevcut durumlarda değişikliğe gitme açısından bir teşvik edici haline gelebiliyor. Motivasyona ek olarak, bu olgu insanların daha dirençli olmasına olanak tanıyor.

27 yaş krizi, aynı zamanda yaratıcı çözümler bulma eğilimine dokunarak yaratıcılık seviyesini yükseltebiliyor. Buna ek olarak, bu fenomenin daha sağlam ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olduğunu da belirtmek istiyoruz. Bazı kriz dönemleri insanların yakın ilişkilerine daha fazla önem vermelerini sağladığı için bu kriz de insan ilişkilerine katkı sunabiliyor. Son olarak, bu krize kapılan bazı bireylerin kendi değerlerine ve inançlarına daha fazla bağlılık duymaya başladığını da vurgulayabiliriz. Benliğe bağlılık sayesinde, daha sağlam bir öz saygı geliştirilebiliyor.

Eğer akışınızdaki sorunları zihninizde büyüterek karar almanızı zorlaştırıyorsanız 27 yaş krizinde olabilirsiniz. Bu krizi ufak bir çabayla fırsata çevirerek yaşantınızı daha enerjik, motive ve bilinçli bir evreye çıkartabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Kriz anlarında nasıl sakinleşebilirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale