X

25 yaşına geldikten sonra vazgeçmeniz gereken şeyler

25 yaş insanın hayatındaki dönüm noktalarından biridir. 25 yaşına geldiğinizde artık bazı şeylerden vazgeçmeniz gerekir. Hala yüzünüzde çocuksu bir ifade olsa da, içinizde bir şeylerin değişmeye başladığını hissedersiniz. Her ne kadar yaşlanıyor olmak insanı üzse de, 25 yaşını geçtiğinde hissettiğiniz o şeyin üzüntüyle alakası yoktur. O olsa olsa, büyümenin verdiği olgunluktur. Artık siz de bir banka oturup sakince etrafı izlemenin ne kadar da huzur verici olduğunu keşfetmeye başlarsınız. 25 yaş, hayatın akıp gittiğini hatırlatan belki de ilk gerçek dönüm noktasıdır. Gözünüzü, kulağınızı etrafta olup bitenlere açmanın, kafanızı temizlemenin ve artık bazı saçmasapan şeyleri bırakmanın yaşıdır. İşte size 25 yaşından sonra vazgeçmeniz gereken şeylerin listesi:

1. Kendini kaybedene kadar içmek

21 yaşındayken hiçbir şeyi hatırlamayacak kadar içme eğlenceli ve havalı bir şey olabilir. Ancak 25 yaşına geldiğinizde hala bunu yapıyorsanız, etrafınızdaki insanlar sizi akşam eğlencelerine davet etmemeye başlar.

2. Kirli çamaşırlarınızı annenize götürmek

Artık kirli çamaşırlarınızla kendi başınıza meşgul olmalısınız.

3. Şeker yemek

Biri size şekerleme uzattığında bunun tadını çıkarabilirsiniz. Ancak 25 yaşından sonra çok fazla şeker tüketimi size muhtemel Tip 2 Diyabet olarak geri dönebilir.

4. Sosyal medyada saatler geçirmek

İş için olmadığı sürece artık sosyal medyada saatlerinizi harcamayın. Bu saatten sonra kimse sizi bilgisayarın başından sürükleyerek kaldırmaya çalışmayacak, kendi kendinizi kontrol etmeniz gerek.

5. Eski sevgililere takılıp kalmak

Üstünden o kadar vakit geçmiş olmasına rağmen eski sevgilinize takılıp kalmak, arkadaşlarınız arasında sizi hüzünlü biri yapar. Biraz olgunlaşın ve önünüze bakın. Artık hayatta düşünmeniz gereken birçok önemli şey var.

6. Eski sevgililerinizle görüşmek için sürekli çaba harcamak

Çocukken üzücü bir haliniz vardı ve reddedilmenin ne anlama geldiğini tam olarak anlamıyordunuz belki. Ama artık büyüdünüz ve eski sevgilinizi sürekli markaja alarak insanların size “stalker” tanımı yapıştırmasına davetiye çıkarıyorsunuz.

İlgili yazı: Yalnızlıktan keyif almaya başladığınızda göreceğiniz 6 gelişme

7. Herkesin içinde kusmak

Yine bir numaralı maddeye dönüyoruz. Sonunuzu düşünmeden alkol almak veya kontrolden çıkmak artık bırakmanız gereken davranışlar arasında.

8. Arkadaşlarınızın evlenmesine şaşırmak

Birçok arkadaşınız evlenmeye veya evlilik yolunda ilk adımları atmaya başlamış olabilir. Dünyadaki birçok insanın, hayatlarında kalıcılık ve istikrar elde etmek için evlilik düşüncesine yakınlaşmaya başlamasının son derece normal olduğunu fark edin.

9. Çocuklardan nefret etmek

Evlilikten sonra sırada ne olduğunu biliyorsunuz. Ağlayan bebeklere veya bebek pudrasının kokusuna karşı duyduğunuz olumsuz hisleri yumuşatmanın vakti geldi.

10. Sokakta tanıştığınız insanlara aşırı arkadaşça davranmak

Bunu 20 yaşında yaptığınızda, insanlar bunun bir naiflik belirtisi olduğunu düşünebilir. Ancak artık 25 olduğunuz ve hayat, sokakta rastgele tanıştığınız insanlara aşırı samimiyet göstermek için çok kısa.

11. Yanlış taraflarını inkar etmek

25 yıldır bu dünyadasınız ve kendinizi tanımak için yeterince vakit geçirdiniz. En azından neleri yanlış yaptığınızı anlayabilecek kadar vaktiniz oldu. Eğer arkadaşlarınız sürekli bir yerlere geç kalmanızdan şikayet ediyorsa, her seferinde bitmeyen bahaneler uydurmak yerine gecikme huyunuzu kabul etmeye çalışın.

12. Yeterince uyumamak

20 yaşındaki pek çok genç, uykusuzluğu bir sorun olarak görmez. Ancak siz artık 25 yaşındasınız. Yeterince uyumazsanız, bunun acısı eninde sonunda çıkacaktır.

İlgili yazı: Bebeklikten olgunluk çağına uykunun evrimi

13. Ünlü birine aşırı sevgi duymak

Jessica Alba’nin ne kadar güzel bir kadın olduğunu hayatınız boyunca düşünebilirsiniz. Ancak yatağınızın başucuna Jessica Alba posteri asmak artık yaşınıza uygun olmayabilir.

14. Sınırsızca ekmek yemek

Bir zamanlar bir oturuşta bir ekmeği bitiriyordunuz belki. Ama artık ekmek tüketiminize dikkat etmeniz lazım. Yoksa içine giremediğiniz pantolonlarınızla kesin olarak vedalaşmanız gerekebilir.

15. Bedava iş yapmak

Maalesef 20 yaşlarında birçok kişi, zaman zaman bedava çalıştırılıyor. Artık 25 yaşındasınız, size gelen bu tür teklifleri kabul etmemek için yeterince sebebiniz var.

16. Sırf trendy olduğu için bir şeyler yapmak

Artık 25 yaşında biri olarak, kişisel bir tarzınız olmalı. Sakalanızı, bıyığınızı veya saçlarınızı sırf trendy diye kendi stilinizin dışında bir şekle sokmayın.

17. Çok fazla kıyafet alışverişi yapmak

Trendleri bir kenara bırakıp kendi tarzınız olan şeyleri almak, aynı zamanda aşırı kıyafet alışverişini de sınırlandırmanızı sağlar.

18. Başkası üzerinden mesaj vermeye veya bir şeyler öğrenmeye çalışmak

Artık bir arkadaşınıza gidip, diğer arkadaşınızın sizin hakkında ne düşündüğünü sormamalısınız. Bunun için fazla büyüksünüz. Kendi ilişkilerinizi kendi başınıza yürütmeyi öğrenmelisiniz.

19. Doktora gitmemek, test yaptırmamak

Daha gençken doktora gitmek size anlamsız gelebilir. Ancak artık sağlığınıza dikkat etmeniz gereken yaşlara giriyorsunuz. Yaptırmanız gereken testleri, düzenli kontrolleri ihmal etmemelisiniz.

20. Oyuncaklarını göstermek

Çok büyük manevi değeri varsa oyuncaklarınızı saklamanın tabii ki bir zararı yok. Ancak en sevdiğiniz oyuncağınızı hala yatağınızın üstüne koymak, bir yetişkin için pek de hoş bir görüntü olmayabilir.

İlgili yazı: Günümüzde 25-40 yaş arasındaki nesil neden büyümeyi reddediyor?

21. Üniversite öğrencisi gibi yaşamak

Üç odalı bir dairede beş ev arkadaşıyla birlikte yaşamak öğrenciyken eğlenceli olabilir. Ancak böyle şeyler 25 yaşını geçmiş biri için yorucu olsa gerek.

22. Para biriktirmemek

Bir gün gelip araba veya ev almak istediğinizde, hayalini kurduğunuz seyahate çıkmak istediğinizde ihtiyacınız olan para büyülü bir şekilde banka hesabınızda birden ortaya çıkmayacak. Bunun için hazırlık yapmalısınız.

23. Sadece iş olsun diye çalışmak

Sadece iş olsun diye veya para kazanmak için çalışmak yerine, kendinize bir kariyer planı yapın ve bu plana uygun olacak şekilde çalışma hayatınızı şekillendirin.

24. Çılgın saç şekilleri denemek

Eğer 25 yaşına kadar en absürd saç şekillerini denemediyseniz, üzgünüz ama artık çok geç. 25 yaşından sonra çılgın saç şekillerini denememelisiniz. Artık kendinize yakışan bir stil bulup istikrarlı olma dönemi başladı.

25. Ailenizle yaşamak

Annenize çamaşırlarınızı yıkatmamayı, ailenizin evine arkadaşlarınızı getirip parti yapmamayı, kendi evinizin sorumluluklarını almayı öğrenmelisiniz.

Kaynaklar:
Vice
Wall Street Insanity

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale