X

24 saatinizin tamamını kullanarak gününüzü çok daha verimli geçirmenizi sağlayacak 12 tavsiye

Aslında hepimizin gün içinde 24 saati var! Ancak bazı insanlar bu süreyi diğerlerinden çok daha verimli geçirebiliyor. Özellikle de güne daha erken saatlerde başlayanlar gün içinde çok daha verimli ve üretken olabiliyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, ortalama bir insanın gün içinde 3 ya da 4 saatini akıllı telefonlarına harcadığını ortaya koyuyor. Bunun üzerine bir de günlük işler ve koşuşturmalar eklenince, zaman çok hızlı akıyormuş gibi hissederek kendimize zaman ayırmak bir lüks haline dönüşebiliyor.

Spor yapmanın motivasyonu, disiplini ve zaman yönetimini olumlu şekilde desteklediği biliniyor. Bu kez zamanı daha etkin kullanmanın yollarını keşfetmek için Seana Forbes ve Bejamin Bulachan’ın önerilerinden ilham aldık. İşte uzmanlardan 24 saatinizi daha etkili bir şekilde kullanabilmeniz için 12 etkili öneri.

Aslında hepimizin gün içinde 24 saati var! Ancak bazı insanlar bu süreyi diğerlerinden çok daha verimli geçirebiliyor.
1. Kısa bir süreliğine de olsa “bağlantısız” kalın

Araştırmalar, sıradan bir insanın gün içinde 8 veya 9 saatini elektronik cihazlar kullanarak geçirdiğini ortaya koyuyor. 3 ya da 4 saat ise akıllı telefonlarla geçiriliyor. Gün içinde kısa bir zaman ayırıp bu cihazlarla bağlantınızı keserek; yazmak, okumak, öğrenmek, pişirmek veya yeni insanlarla tanışmak için bir fırsat yaratabilir ve sıradan bir günde bile yeni deneyimler yaşayabilirsiniz. Daha sağlıklı bir yaşam için fitness uzmanları da, gün içindeki elektronik cihaz kullanımına bir limit koymanızı tavsiye ediyor. Elektronik cihazlar zaman öldürmesinin yanı sıra uyku kalitesini de düşürdüğü için sağlığımızı tehdit ediyor.

2. Kısa bir ara verin ve yürüyüşe çıkın

Gün içinde işlerimizi halletmek için bilgisayar başında oturularak geçirilen saatler, beynimizin daha az duyarlı hale gelmesine sebep oluyor. Bunun için yürüyüş yapmayı öneren uzmanlar; beyniniz ve ayaklarınız arasındaki bağlantının sandığınızdan daha güçlü olduğunu paylaşıyor ve sorunlarınızı yürüyerek çözmeye davet ediyor.

Yürüyüş yaptığınızda kalp atışlarınız ve kan dolaşımınız hızlanır, beyniniz de dahil olmak üzere tüm organlarınıza ve kaslarınıza oksijen ulaşır. Yürüyüş sırasında beynimizin özel olarak bir güç kullanması gerekmediği için de zihnimiz kısa bir süre için özgür kalır ve dinlenmek için fırsat bulur.

3. Müzik dinleyin

Pek çok araştırma müziğin doping görevi gördüğünü ve tüm spor faaliyetlerinde performansı güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Müzik dinlediğimizde beynimiz ve kaslarımız çok daha bağlantılı hale geliyor. Böylece hareketlerimiz daha akışkan oluyor. Temizlik ya da haftalık market alışverişi gibi yapmanız gereken sıkıcı rutin işler olduğunda, doğru müzik listesiyle bu işleri keyifli hale getirebilir ve kendinize zaman ayırdığınızı hissedebilirsiniz.

4. Bitirene kadar sadece tek bir işle ilgilenin
Yapacağınız işleri zaman alma bakımından 1’den 10’a kadar numaralandırarak somutlaştırabilirsiniz.

Aynı anda 10 farklı işle uğraşmak hem işleri bitirememenize hem de dikkat dağınıklığına sebep olur. Uzmanlar dikkat dağınıklığının “tam bir zaman kaybı” olduğunu belirtiyor ve bu yüzden bitene kadar tek bir işe odaklanmanızı ve tamamlamanızı öneriyor. Yapacağınız işleri zaman alma bakımından 1’den 10’a kadar numaralandırmanın da işe yaradığını paylaşıyorlar.

5. Daha erken uyanın

Artık sık sık duymaya başlasak da erken kalkmak, gününü gerçekten verimli kullanmak isteyenlerin başvurduğu ve uygulamanın pek de o kadar kolay olmadığı bir alışkanlık. Her ne kadar zor olsa da, dünyanın en mutlu ve başarılı insanlarının ortak noktası güne çok erken saatlerde başlamaları! Uzmanlar günü verimli bir şekilde planlayabilmek için, işe başlamadan 2 ya da 3 saat öncesinde uyanmanızı öneriyor.

6. Soğuk bir duş alın

Sabahları egzersiz yapıyorsanız, egzersiz ardından sıcak bir duş aldığınızda o rahatlamanın verdiği hisle yatağa dönme isteğinin nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuzdur. Ancak önünde uzun bir gün varsa bu yapmak için zaman ayıramayacağınız bir hareket. Bu yüzden soğuk su altındaki birkaç dakika, modunuzu geliştirip çok daha enerjik hissetmenizi ve daha iyi odaklanmanızı sağlayabilir. Soğuk suyun bağışıklık sistemini güçlendirdiği de biliniyor ancak siz yine de, alışkın değilseniz hasta olmamaya dikkat edin!

7. Gününüzü saatlere göre değil, dakikalara göre değerlendirin

Yaratıcı ve üretken insanlar çalışırken zamanlarını saatlere göre değil dakikalara göre değerlendiriyorlar. Her dakikayı verimli bir şekilde kullanmak işlerinize daha iyi odaklanmanızı ve önceliklendirdiğiniz işlerinizi daha hızlı bir şekilde bitirmenizi sağlayacak.

8. “Hayır” demeyi öğrenin

Çok fazla işi aynı anda yapmaya çalışmak önemli işlerinizi ve hedeflerinizi aksatır. Bu yüzden uzmanlar “hayır” demenin bir zayıflık işareti olmadığını ve hayatınızdaki önemli şeyleri önceliklendirmek için bir yöntem olduğunu vurguluyor.

9. Egzersiz yapın

Özellikle sabah saatlerinde egzersizi bir alışkanlık haline getirip sabah rutininizin bir parçası yaparak faydalarını görebilirsiniz. Egzersiz yapmak beyninizi çalıştıracak ve güç içinde daha motive hareket etmenizi sağlayacak. Egzersiz yaptığınızda salgılanan serotonin iştah, uyku ve ruh halinizi düzenlediği için beden ve zihninize büyük etki ediyor. Endorfin ise stres seviyelerini azaltarak çok daha pozitif hissetmenizi sağlıyor.

10. Daha fazla keyif aldığınız şeyler yapın

Durmaksızın çalışmak hem yaratıcılığımız hem de üretkenliğimiz üzerinde negatif etki ediyor. Bu yüzden sevdiğiniz hobileriniz için zaman ayırmanız önemli. Gün içinde kitap okumak ya da bir enstrüman çalmak gibi uğraşlarınız varsa bunları yaparak kendinize vakit ayırırsanız, işinizin başına döndüğünüzde çok daha verimli bir şekilde çalışabilirsiniz.

11. Pazar akşamlarınızı çok daha aktif olarak geçirin
Pazar gününü haftanın son günü olarak görmek yerine, bir sonraki haftanın başlangıcı olarak görün ve yeni haftayı planlayın.

Şimdi tembellik yaparak geçirdiğiniz Pazar günlerinizi çok daha verimli hale getirme zamanı! Uzmanlar “Pazar gününü haftanın son günü olarak görmek yerine, bir sonraki haftanın başlangıcı olarak görün” diyor ve özellikle Pazar günleri akşamüzeri 5 gibi, gelecek hafta için planlamalarınızı yaparak, başarmak istediklerinizi ya da önünüze çıkabilecek engelleri düşünmemizi öneriyor.

12. Bahaneler üretmeyin

“Başarılı olmak istiyorsak bahanelere yer yoktur.” Uzmanlar bu önemli noktayı sık sık kendimize hatırlatmamız gerektiğini söylüyor ve eğer sık sık kendinize “hiçbir şey için zamanım yok” diyorsanız, o zaman bunun gerçek olacağını belirtiyorlar. Bu yüzden özellikle yeni yıl hedefleri koyduğunuz 2018 yılında ekstra zaman aramak yerine, “bu zamanı kendiniz yaratın” diyorlar.

 

Kaynaklar:
Daily Mail
Inc
Fast Company

 

İlginizi çekebilir: Dünyanın en ünlü 12 CEO’sunun zenginlik ve başarıya götüren sabah rutinleriDünyanın en ünlü 12 CEO’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale