X

21. Yüzyılın En İyi 10 Korku Filmi

Korku türünde çekilmiş filmlerin geçmişine bakacak olursak uzun yıllardır bu türde çok başarılı filmlerin çekildiğini söyleyebiliriz. Ancak 2000’lerle birlikte çok sayıda başarılı korku filmi ortaya çıktığı için bu dönemdeki en iyi filmlerden oluşan bir listeyle karşınızdayız. 21. yüzyılda çekilmiş en iyi 10 korku filminden oluşan bu listede yer alan filmlerin her birini izlerken heyecan ve korku duyacağınıza emin olabilirsiniz. İyi seyirler!

1. The Descent (IMDb puanı: 7,2)

2005 yılında yayınlanan bu film, üzerinden 17 sene gibi bir zaman geçmiş olmasına rağmen hala seyircileri en çok korkutan filmlerin başında geliyor. Filmin hikayesine kısaca göz atacak olursak filmde, hafta sonunu Apalaş Dağları’nda bir mağarada hapis kalan bir grup arkadaşın maceralarına tanık oluyoruz. Filmin başkahramanı olan Juno, diğer kadın arkadaşlarıyla birlikte gittiği bu mağarada kayaların düşmesinden dolayı kapalı kaldıktan sonra ne yazık ki korkacağı tek şey çıkış yolunu bulamamak olmayacaktır. Mağarada bulunan korkunç ve gizemli yaratıklar, kadınların labirent misali çıkış yolunu bulamadıkları bu mağarada kabus yaşamalarına yol açacaktır.

2. The Mist (IMDb puanı: 7,1)

Stephen King hikayesinden uyarlanan 2007 yapımı bu filmde, ABD’nin Maine eyaletindeki bir kasabayı göz gözü görmeyecek şekilde sis kapladıktan sonra kasabalıların yaşadıklarına şahit oluyoruz. Filmin başkahramanlarından olan David, kasabada elektriklerin gitmesiyle acil ihtiyaçlar için oğlu Billy ile bir süpermarkete gider. Bu esnada kasabada acil durum sirenleri çalar ve kasabayı saran sisin, sıradan bir doğa olayı olmadığı ortaya çıkar. Markette kapalı kalan insanlar, dışarıda sisler içerisinde pusuya yatan canavarlara karşı hayatta kalmaya çalışır. Film boyunca korkuyu iliklerinizde hissedecek ve filmin sonunda şaşkınlığınızı gizleyemeyeceksiniz.

3. Rec (IMDb puanı: 7,4)

Yine 2007 yılında piyasaya çıkmış olan Rec de döneminin en iddialı korku filmlerinden biri. İspanyol yapımı bu filmi televizyon muhabiri Angela Vidal’in yanındaki kameraman Pablo’nun kamerasından izliyoruz. Film, dairesinde hapis kalmış yaşlı bir kadının itfaiyeyi aramasıyla başlıyor. Bu haber üzerinde olay yerine giden muhabir ve kameraman, olayların gittikçe garip bir hal almaya başladığına tanık olacaklardır. Farklı bir zombi hikayesi izleyeceğiniz bu filmde kullanılan kamera açısı, film boyunca karakterlerle birlikte korku dolu dakikalar geçirmenize neden olacak.

4. You’re Next (IMDb puanı: 6,6)

2011’in iddialı korku filmlerinden biri olarak karşımıza çıkan You’re Next, Davidson ailesinin, aile büyüklerinin evlilik yıldönümlerini kutlamak amacıyla şehir dışına yolculuğa çıkmalarıyla başlıyor. Yıldönümü yemeğinde gizemli ve hayvan maskeleri takan bir grup adamın saldırısına uğrayan aile, gece boyunca hayatta kalma mücadelesi verecek ve bu süreçte birtakım sürprizlerle karşılaşacaklardır. Kimin avcı ve kimin av olduğunu anlamada büyük zorluklar yaşayacağınız bu filmde insanların yaşadıkları korku ve hissettikleri çaresizliğe tanık olacaksınız.

5. The Others (IMDb puanı: 7,6)

Listemizde yer alan diğer filmlere göre daha eski olan The Others, tekrar tekrar izlemekten zevk alınan korku filmlerinin başında geliyor. Film, 1945 yılında geçiyor ve İkinci Dünya Savaşı’nda kocasını kaybetmiş bir kadının ve çocuklarının eski bir malikanede geçen hayatlarını ele alıyor. Filmde anne Grace ve çocukları, ışığa karşı duyarlı oldukları için sürekli olarak perdeler ve kapılar kapalı şekilde yaşamaktadır. Çocuklarını sıkı bir dini disiplin içerisinde yetiştirmeye çalışan Grace’in, evde kendisine yardımcı olmaları için hizmetçi ve bahçıvan gibi yardımcıları vardır. Bir gün aniden malikanede gizemli olaylar meydana gelmeye başlar ve Grace’in kızı, Viktor adında bir çocuğun kendisini ziyaret etmeye başladığını söyler. Grace’in gerçeği öğrenmek için yaptığı araştırmalar, onu hiç hoşlanmayacağı bir gerçekle baş başa bırakacaktır.

6. The VVitch: A New England Folktale (IMDb puanı: 6,9)

Biraz daha günümüze yakın tarihlerde çıkmış filmlere bakacak olursak The VVitch filminin, korku türünde başarılı yapımlardan biri olduğunu söyleyebiliriz. 17. yüzyılda New England’da geçen bu filmde çiftçi William ve ailesi, Hristiyan geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olmakla birlikte kiliseyle aralarındaki görüş farklılıkları nedeniyle yaşadıkları yerden sürgün edilir. Aile, ormana yakın bir yere yerleşir ve burada küçük bir ev ile ahır inşa ederler. Bir gün ailenin kızı olan Thomasin, bebek kardeşi Samuel ile oynarken Samuel birden ortadan kaybolur. Aile, bu kayboluştan Thomasin’i sorumlu tutar ve ona kötü davranmaya başlar. Bu olayın yanı sıra ailenin diğer çocukları da garip bir şekilde davranmaya başlar. Korku ve gerilimin iç içe geçtiği bu filmde cadılığın, kara büyüye ve bir ailenin parçalanmasına şahit olacaksınız.

7. Get Out (IMDb puanı: 7,7)

2017 yılının en iddialı filmlerinden biri olan ve şimdiye kadar yapılmış korku filmleri arasında önemli bir yere sahip olan Get Out, 20’lerinin ortasında olan Chris isimli fotoğrafçı genç, kız arkadaşının ailesi ile tanışmak için New York’un kırsallarına doğru yola çıkmasıyla başlıyor. Chris, siyahi olduğu için kız arkadaşı Rose’un ailesinin kendisini yadırgayabileceği ihtimali nedeniyle gergindir. Chris, Rose’un ailesiyle tanıştığında her şeyin düzgün gidiyor gibi görünmesinden memnun olsa da kısa süre içerisinde ortada yanlış giden bir şeyler olduğunun farkına varacaktır. Olaylar güzel giderken neyin yanlış olabileceğini düşünürken birden her şeyin ters gittiğini fark edeceksiniz. Kelimenin her anlamı ile modern bir korku başyapıtı olan Get Out ile göreceksiniz. 90 dakika boyunca kendinizi korkmuş ve rahatsız hissedeceksiniz.

8. The Orphanage (IMDb puanı: 7,4)

2007 yapımı bu İspanyol film, çocukluk evine dönen Laura karakteri üzerine yoğunlaşıyor. Laura, çocukluk evini engelli çocuklar için bir yetimhane haline dönüştürmek ister. Kendisi de bir yetim olan ve evlatlık aldığı Simon’u kocasıyla birlikte yetiştirir. Simon, Laura’ya yetimhanede görünmez arkadaşları olduğunu söylese de Laura buna inanmaz. Ancak Simon küçük bir çocuk olarak pek de masumane olmayan oyunlar oynamaya başlar ve görünmez arkadaşlarının sayısı gün geçtikçe artar. Bir süre sonra Laura da çocukluğuyla ilgili yüzleşmek istemediği anıları hatırlamaya başlar. Korku türünde önemli bir film olan The Orphanage’ın hikayesinden çok etkileneceksiniz.

9. Hereditary (IMDb puanı: 7,3)

2018 yılında çıkan ve korku türünde oldukça başarılı bir film olan Hereditary’de Annie karakteri, annesi öldüğü için bir yas süreci içerisindedir. Evde sözü geçen büyükannenin hayatını kaybetmesiyle birlikte huzursuzluk yaşayan aileyi gizemli ve korkunç olaylar bekleyecektir. Büyükannenin ölümünden sonra aileyle ilgili korkunç sırlar ortaya çıkmaya başlar ve aile yavaş yavaş karanlık güçler aileyi ele geçirmeye başlar. Olay örgüsünün yanı sıra karakterler arasındaki diyaloglarla da gerilmenize neden olan bu filmde korkuyu iliklerinizde hissedeceksiniz.

10. The Babadook (IMDb puanı: 6,8)

Son olarak listemizde 2014 yapımı The Babadook’a yer verecek olursak bu filmin de seyircileri oldukça korkuttuğunu söyleyebiliriz. Filmde genç ve bekar bir anne olan Amelia, oğlu Samuel’in doğumuna giderken kocasını trafik kazasında kaybeder. Öncesinde çocuklar için kitaplar yazan Amelia artık bunu bırakmıştır ve Samuel’i tek başına yetiştirmeye çalışmaktadır. Amelia uyumadan önce genelde Samuel’e kitap okur ve bir gün Babadook kitabını bulur. İnsanlara eziyet eden bir varlığın hikayesinin anlatıldığı bu kitaptan rahatsız olup kurtulmaya çalışsalar da evde garip olaylar olmaya başlar. Yüzeysel olarak bakıldığında canavar hikayesiyle korkutan bu filmi sorguladıkça aslında altta depresyon ve yas süreçlerine göndermeler olduğunu göreceksiniz.

 

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale