X

2034 wellness sektörüne yönelik gelecek tahminleri

2034 yılına yaklaşırken wellness sektörü, teknolojik yenilikler ve değişen yaşam tarzlarıyla birlikte köklü bir dönüşüm geçirmeye hazırlanıyor; hem bireysel hem de toplumsal düzeyde yeniden şekillenen bir evrim sürecinden geçiyor. Bu sektör, sadece fiziksel sağlığı koruma çabası sergilemekle kalmıyor ve hem zihinsel hem de ruhsal dengeyi merkeze yerleştiriyor. Bu köklü değişim, daha şimdiden küresel sağlık politikalarında ve sektörün dinamiklerinde kendisini gösteriyor.

2034’te wellness, yalnızca bedeni güçlendirmekle kalmayacak; bireylerin kendilerini keşfetmelerine, çevreyle olan ilişkilerini güçlendirmelerine ve sürdürülebilir bir yaşam sürdürmelerine katkıda bulunacak. Holistik sağlık, spiritüel bakış açısı, duygusal fittness, rewilding ve çok daha fazlasıyla işte 2034 yılı wellness sektörüne yönelik tahminler:

Wellness sektörü, holistik sağlığı kucaklayacak

Global wellness sektörü, 2024’te 1,8 trilyon dolarlık piyasa büyüklüğüyle öne çıkıyor. 2034’e kadar ciddi bir pazar gelişimi yaşayacak olan bu sektör, zihinsel, fiziksel ve ruhsal sağlığı birleştirmeye başladı. Bahsi geçen yıla kadar holistik sağlık anlayışı fazlasıyla gelişecek ve bu sektör pek çok sağlık durumuna cevap verir hale gelecek. Holistik sağlık, fiziksel sağlığı baz alırken beslenme düzeni, psikoloji ve çeşitli çevresel faktörlere de odaklanarak rahatsızlıkların altında yatan durumları keşfetmeye çalışıyor. Sebep-sonuç ilişkisine bağlı kalan bu anlayış, 2034’e kadar giyilebilir teknolojiler ve fitness uygulamaları ile geliştirilecek. İleri teknolojilerin kullanımıyla zihin, beden ve ruh gibi benliğin tüm parçaları bütünleştirilecek.

Spiritüel bakış açısı, çeşitli pratiklerle öne çıkacak

1980’lerde ortaya atılan New Age kavramının 2034 yılında popülarite kazanacağı öne sürülüyor. New Age, Kuzey Amerika’da ortaya çıkmış bir akım olup meditasyon, kristaller, psişik deneyim, reenkarnasyon ve holistik sağlık gibi konuları barındırıyor. 2034’te New Age akımı tamamen günlük konuşma diline girmiş olacak. Bu akımın günlük hayata iyice işlemesi sonucunda meditasyon ve yoga gibi pratikler çok daha fazla önem kazanacak. Ayrıca, odaklanma egzersizi, vücut taraması ve nefes farkındalığı gibi mindfulness pratikleri de ön plana çıkacak. 2034’te manevi aktivitelerin düzenli bir şekilde uygulanmasının üzerine düşülecek ve zihinsel sağlığa günümüzdekinden daha fazla önem verilecek.

Rewilding hareketi gündeme gelecek

Yeniden yabanileştirme olarak bilinen rewilding, doğanın dengesini yeniden kazanmasına odaklanan bir yaklaşım. Bu yaklaşım kapsamında doğa üzerindeki insan kontrolünün azaltılması amaçlanıyor. Bu amaç doğrultusunda insan faaliyetlerinden dolayı zarar görmüş ekosistemlerin tekrar sağlıklı bir yapıya sahip olacağı düşünülüyor. 2034’e kadar wellness sektöründe kullanılan teknolojiler doğa dostu bir tutumla geliştirilecek ve sektörün diğer canlılara verdiği direkt ve dolaylı hasarların miktarı azaltılacak. Bir başka deyişle, sektörde yer alan insanlar doğa bilinci kazanacak ve doğaya karşı sorumluluk alacak. Sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı kalarak hizmet sunan wellness şirketlerinin sayısı 2034’te fazlasıyla artacak. Kısacası, hem insan hem de doğa odaklı iyileşme ve güçlenme yolu somutlaşacak.

Duygusal fitness kavramı sektöre yerleşecek

Fitness, 2034’te çok yönlü bir yaklaşıma ev sahipliği yapacak. Günümüzde daha çok fiziksel fitnessa odaklanılsa da gelecekte duygusal fitness olarak tanımlanan bir kavramla karşılaşacağız. Duygusal fitness, dirençli, pozitif ve odaklanmış olmayı baz alıyor. Bu özelliklere sahip olmak için de en başta fiziksel fitness ön plana çıkıyor. Akıllı fitness ekipmanları, giyilebilir teknolojiler ve biyo-izleme cihazları sayesinde 2034’e kadar fiziksel ve duygusal fitness arasında önemli bir köprü kurulacak. Bu köprünün üstünde de biohacking pratikleri, sağlık takviyeleri, yenilikçi kilo verme programları ve beslenme yönetimi gibi elementler yer alacak. Kısacası, yenilikçi ürün ve hizmetler aracılığıyla fiziksel fitness kavramı duygu dünyasına entegre edilecek. Bu sayede, hem beden dayanıklılığı hem de zihinsel direnç güçlendirilecek.

Evde sağlık çözümleri artacak

COVID-19 pandemisi, gelecek wellness sektörünü etkiledi ve evde sağlık hizmetleri anlayışını şekillendirdi. Evde test kitleri, 2034 yılında fazlasıyla yaygınlaşacak ve günlük sağlık yönetimine entegre edilecek. Her ne kadar Türkiye’de kullanımı yaygın olmasa da dünyanın farklı bölgelerinde vitamin eksikliği, soğuk algınlığı ve kolesterol seviyesi kontrolü için bu kitler sık sık kullanılıyor. Tüketiciler, bu kitlerin uzun hastane sıralarından ve hijyenik olmayan ortamlardan koruduğunu vurgulayarak evde test yapmanın kolaylığına ve hızına odaklanıyorlar. Evde test kitlerinin doğruluğuna ve maliyetine yönelik endişeler her geçen gün azaldığı için 2034’te bu kitler modern sağlık hizmetlerinin temel taşı haline gelecek.

Okültizm hızla popülerleşecek

Gizlicilik olarak da bilinen okültizm, din ve bilimin kapsamı dışında kalan doğaüstü inançları ve uygulamaları içeriyor. Numeroloji, astroloji, simya, tarot kartları ve büyü okültizmin en bilindik örnekleri arasında yer alıyor. 2034’te bu örneklerden ilham alan ve okültizmi kullanan wellness girişimlerinin sayısı artacak. Eski bilgelik uygulamalarından yararlanılarak sadece fiziksel ve zihinsel sağlığa odaklanmayan yenilikçi çözümler sunulacak. Bu tahminin en somut ve yakın tarihli örneği de Exeter Üniversitesi’nin 2023’ün Ekim ayında başlattığı büyü ve okültizm üzerine kurulu yüksek lisans programı. Bu program, bu alanın akademik kabulünü temsil ederken gelecekte fazlasıyla değer göreceğini de vurguluyor.

Her sektörde wellness odaklı yaklaşımlar gelişecek

Farklı sektörlerde yer alan pek çok işletme, 2034’te müşterilerin ve çalışanların kendilerini gerçekleştirmeleri için etkili iş modelleri tasarlayacak. Bu modellere wellness odaklı iş yaklaşımları hakim olacak. Bu yenilikçi modeller sayesinde insanlar potansiyellerini en üst düzeye çıkarabilecekler. Wellness, başta perakende, sağlık ve enerji sektörleri olmak üzere pek çok sektörü şekillendirecek. Gelecekte neredeyse her sektörün iyilik hali odaklı ürünler ve hizmetle sunduğuna şahit olacağız.

Kaynak: Lindsay Angelo

İlginizi çekebilir: Değişen beslenme alışkanlıklarından yenilikçi sağlık yaklaşımlarına: 2024 wellness trendleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

“Migros ile İyisin”: Üreticiden tüketiciye herkese iyi gelecek bir alışveriş deneyimi

Hepimiz hayatımız boyunca hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için en iyisini istiyor, en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Her zaman doğru seçimler yapmanın ve attığımız her adımın güvenilir olmasının peşindeyiz. Bu yüzden alışveriş yaparken sahip olduğumuz standartlar oldukça yüksek. Hem kaliteli hem güvenilir ürünler bulmak hem de bütçemize dost tercihler yapmak istiyoruz. Ancak, günümüz koşullarında tüm bu standartları sağlayan alışverişler yapabilmek pek kolay görünmüyor.



Güzel haber şu ki; 70 yıllık köklü geçmişiyle Türkiye’de modern perakendenin kurucusu ve “yeni nesil perakende” anlayışının mimarı olan Migros, “Migros ile İyisin” diyerek iyi bir alışveriş deneyimi sunmanın ötesine geçiyor. “Hepimize İyi Gelecek” mottosuyla yola çıkan Migros, çalışanından müşterisine, çiftçisinden tedarikçisine çepeçevre dokunduğu herkese sesleniyor ve dokunduğu tüm paydaşlarıyla çok büyük bir ekosistem yaratıyor.

Herkes için en iyiyi sunan bir alışveriş ekosistemi

Çoğu zaman göz ardı ediliyor gibi görünse de gerçek bir alışveriş deneyiminin arkasında yalnızca tüketiciyle sınırlı kalmayan çok büyük bir ekosistem var. Bu ekosistemin bilincinde olan Migros, her paydaşın önemini biliyor ve bu anlayış doğrultusunda hareket ediyor. Üreticiden tedarikçiye, çalışanlardan müşteriye kadar geniş bir ağda herkes için en iyisini sunan Migros, 75 bin çalışanıyla, 23.500 iş ortağıyla sürdürülebilir ve güçlü bir iş birliği modeline sahip. Müşteri odaklı oluşunun yanı sıra yerli üreticilere sağladığı destekle de bu ekosistemin güçlenmesine katkı sağlayan Migros, iş ortaklarına da her zaman büyüme imkanı tanıyor.



Yerli üreticiler, ürünlerini güvenilir bir şekilde tüketicilere ulaştırmanın mutluluğunu ve rahatlığını yaşarken, tüketiciler de kaliteli, taze ve uygun fiyatlı ürünlere kolayca erişebilmenin konforunu ve keyfini sürüyor. Sunduğu geniş ürün yelpazesi, uygun fiyat politikası ve güçlü kampanyalarıyla Migros, her alışverişte müşterilerinin gönlünü fethetmeyi başarıyor. Tüm bunların yanı sıra hem doğaya hem de üreticiye iyi gelen bir anlayışla çalışan ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını, doğal kaynakların korunmasına yönelik adımları destekleyen Migros, her geçen gün ekonomiye, tarıma ve istihdama katkı sağlamaya devam ediyor.

Migros Müşteri Deneyimi Stratejisi ve Pazarlama İletişimi Direktörü Sinem Serdar da “Migros’un dokunduğu herkes üzerinde güçlü pozitif etkisi var” diyerek Migros’un tüm Türkiye’ye iyi gelen bir anlayışla çalışmalarını sürdürdüğünün bir kez daha altını çiziyor. Bu anlayış sayesinde Migros, alışverişin çok ötesinde bir değer sunarak Migros ile İyisin mottosunun arkasındaki güçlü ağı korumaya devam ediyor.

*Bu yazı Migros katkılarıyla hazırlanmıştır.





Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale