Her yılın sonunda olduğu gibi bu yılda en çok okunan yazılarımızla karşınızdayız! Psikoloji, kişisel gelişim, beyin-zihin sağlığı, motivasyon gibi konularda ilham ve bilgi dolu yazılarımızı paylaştığımız Feel Up kategorimizin en çok okunan yazılarını sizler için derledik. Bu derlemede, yıl boyunca en çok okunan ve sevilen 10 yazıyı bir araya getirdik, ancak belirtmek isteriz ki yazılarımızı listelerken herhangi bir sıralama gözetmedik. Kimi yazılar, zihinlerimizi harekete geçirirken kimi kalplerimize dokundu; bazıları ise hayata yepyeni bir pencereden bakmamızı sağladı. Şimdi, bu yılın en çok okunanlarını birlikte keşfetmeye ne dersiniz? İşte 2024 yılının en çok okunan Feel Up yazıları:
‘Sorunlarımızı, onları yarattığımız düşünce seviyesiyle çözemeyiz’
Hayatımızda her şeyin aynı anda dengede olduğu zamanlar çok nadir. Mutlaka, zorluk çekip, mücadele ettiğimiz ya da düzeltmeye çalıştığımız şeyler oluyor. Son yıllarıma uzaktan baktığımda, belirli şeylerin zamanla yoluna girdiğini, bu sırada başka zorlukların belirdiğini görüyorum. Yani Buddha’nın da belirttiği gibi acı kaçınılmaz. İçinde bulunduğumuz dünya deneyiminin mevcut gerçeği bu. Fakat bunu uzun süreli bir ıstıraba dönüştürüp dönüştürmemek bizim elimizde…
Yazarlarımızdan Siri Kavita’Siri Kavita’nın kaleme aldığı yazının tamamını okumak için tıklayın.
Geç kaldığımızı düşünmeye bir mola
Aslında hayatın içinde zaten var olan ama fark etmediğimiz fırsatlar için beklemek bir lüks gibi geliyor ama fark ettim ki hayat, durmadan yeniden başlayamıyor. Duruyorsun ve tekrar yola koyuluyorsun. Rumi’nin şu sözü yolculuğun başucu kitabı adeta: Yol senin, başkaları seninle yürüyebilir ama kimse senin yerine yürüyemez. Birlikte hareket ettiğiniz hayat arkadaşlarınızın olması gerçekten çok önemli bir kaldıraç. Sosyal desteğiniz iyiyse ve sağlıklı ilişkileriniz varsa daha kolay şekilde kendi yolunu yaratma sancısı sürüyor ama tamamen dinmiyor. Burada er ya da geç gideceğimiz yollara aslında daha erken atılmak da iyi geliyor…
Yazarlarımızdan Didem Sümer Tiryaki’Didem Sümer Tiryaki’nin kaleme aldığı yazının tamamını okumak için tıklayın.
Zirvesi olmayan dağ: Mükemmeliyetçilik
“Yeterli değilim, en iyisi olmalıyım, daha formda, daha güzel, daha havalı görünmeliyim.” Bu cümleler sana tanıdık geliyorsa mükemmeliyetçilik tuzağına düşmüş olabilirsin. Acaba daha iyisi nasıl olur? sorusu dağın ardında varlığını korurken, sen oraya yaklaşmaya çalışırsın. Sen hedefine doğru ilerlerken o, ufkun ardında geri çekilerek daha da uzaklaşır. Tüm bu süreç, bitiş çizgisi olmayan yorucu bir yarış haline döner…
Yazarlarımızdan Hazal Aslan’Hazal Aslan’ın kaleme aldığı yazının tamamını okumak için tıklayın.
Zengin insanlardan öğrenebileceğiniz 9 para alışkanlığı
Zengin insanların yaşam tarzlarını incelediğinizde pek çok benzerlik ile karşılaşırsınız. Bu alışkanlıkların birçoğu disiplin ve tutarlılık gerektirir. Para çok zor bulunur ve bu yüzden bulmuşken, servet oluşturmak için onu akıllıca kullanmalısınız. İşte, zengin insanların hayatınıza dahil etmeniz gereken para alışkanlıkları…
Yazarlarımızdan Çağla Lotinac Akman’Çağla Lotinac Akman’ın kaleme aldığı yazının tamamını okumak için tıklayın.
Arzuladığı şeye ulaşınca mutlu olacağını sanan birey, neden bir türlü tatmin olamıyor?
İnsan, doğası gereği isteyen ve arzulayan bir varlık. Bilgelik, bu arzuları ne kadar yönetebildiği, direnebildiği, faydalı ya da faydasız diye ayırabildiğiyle ilgilidir. Erdem tam olarak bu noktada ortaya çıkar. İstemenin tatmin edilemeyen amaçsız yönelimi ve bu amaç için durmadan çabalamak, insan hayatında ıstırabı yaratan şey. Bilinçsiz kör bir güç olan isteme hali, farkındalığı olmayan bir zihin için büyük bir kandırmaca yaratır. Arzuladığı şeye ulaşınca mutlu olacağını sanan birey, ulaştığı anda yükselse de, sonrasında yeniden eski haline dönen zihinle yüzleşmemek için yeni bir şey arzulamaya başlar. Bu böyle sürüp giden bir kısır döngüdür…
Yazarlarımızdan Hazel Kurtuldu’Hazel Kurtuldu’nun kaleme aldığı yazının tamamını okumak için tıklayın.
Zihinsel acının sebebi benlik yanılsamasıdır: İyi oluş için zihninin hikayelerini tanı
Size yaşadığınız acının önemli bir kısmının zihninizde gerçekleştiğini söylesem ne düşünürdünüz? Belki bu fikri ilk defa duymadınız ve sizi çok şaşırtmadı. Belki de olayları algılayış biçiminiz ile acı çekme arasında bir ilişki olduğunu içten içe biliyordunuz. Ancak zihninizin anlattığı hikaye o kadar ikna ediciydi ki olaylara karşı tutumunuzun acıyı deneyimleme biçiminizde etkili olduğu bilgisi saçma, hatta sinir bozucu bile geliyor olabilir…
Yazarlarımızdan Aysel Keskin’Aysel Keskin’in kaleme aldığı yazının tamamını okumak için tıklayın.
Bunca ses varken nasıl odaklanacağız?
Bizlerden eş zamanlı olarak birçok şeyi yapmamız bekleniyor, böyle bir çağda yetiştik, çalıştık ve çalışmaya da devam ediyoruz. Ancak bugün geldiğimiz noktada, insan olmanın doğası gereği bu kadar bölünmüş dikkat ile büyük işleri yürütemeyeceğimiz gerçeği de daha çok fark edilir oldu. Bölünmüş dikkat sayesinde araba kullanırken müzik dinleyebiliyoruz evet, ama aynı anda bütün “bana bak” diyenlere bakıp kendi yolumuzda kalamıyoruz maalesef…
Yazarlarımızdan Ceyda Tepret’Ceyda Tepret’in kaleme aldığı yazının tamamını okumak için tıklayın.
‘Dream Board’dan gerçekliğe: Hayallerinize ulaşmaya hazır mısınız?
Hatırlar mısınız Dream Board olayını? Ben de 2019 yılının son günlerinde kendime bir Dream Board hazırlamıştım ve önümüzdeki yıllarda gerçekleşmesini çok yürekten dilediğim birkaç şeyi internetten bulup renkli çıktılarını almış ve mantar panoma asmıştım. Hatta uzun bir süre de o panoyu her an görebileyim diye televizyonun üstüne koymuştum. Görsellerin bazılarının gerçekleştiğini söylesem inanmazsınız değil mi? Ama çok ciddiyim. Gördüğünüz resimlerin hepsi benim yıllar önce yaptığım Dream Board’da yer alan resimler, burada olmayanlar gerçekleşmemiş olsa da burada gördüklerinizin hepsi gerçekleşti inanın…
Yazarlarımızdan Gizem Okut’Gizem Okut’un kaleme aldığı yazının tamamını okumak için tıklayın.
Kendi toprağımızın ağası iken başka bir toprağın işçisi haline geldik
Alışkanlık haline geldikten sonra da satın aldığımız şeyin kölesi oluyoruz. Ürün bize hizmet etmiyor, biz ürüne hizmet ediyoruz. Dolayısıyla ait olduğumuz yerden işçi olarak başka bir düzleme, gerçekliğe taşınıyoruz. Hatrı sayılır tekrarlar sonrasında ise, taşındığımız yeri benimsiyor, koparıldığımız toprakların bize verdiği hissiyatı unutuyoruz. Belki sadece “küçük tanımsız bir boşluk” ile devam ediyoruz.
Yazarlarımızdan Esra Uyman’Esra Uyman’ın kaleme aldığı yazının tamamını okumak için tıklayın.
Dişil bir kalkan olarak meditasyon
Rahmimizin sesiyle zihnimizin sesini ayırt edemeyişimizin, kadınlar olarak yaşadığımız problemlerin ilk 3’ü arasında yer aldığına yemin edebilirim ama ispat edemem. Bunu kendimde de, çevremde de çok sık gözlemliyorum. İçerimizden iki ayrı ses duyuyoruz ve hangisi gerçek hangisi değil farkına varamıyoruz. Ya da farkına varıyor ama tercih yapmakta zorlanıyoruz. Seçimi de genelde zihinden gelen sesten yana yapıyoruz. Sebepleri farklı olabiliyor ancak çözümü ortak: Meditasyon.
Yazarlarımızdan Burcu Durmuşoğlu’Burcu Durmuşoğlu’nun kaleme aldığı yazının tamamını okumak için tıklayın.
İlginizi çekebilir: 2023’ün en çok okunan Feel Up yazıları