X

Wellness turizmi 2024’te hangi yenilikçi yaklaşımlara ev sahipliği yapıyor?

Son dönemde toplumda hızla artan sağlık ve refah bilinci, wellness turizmini sadece bir seyahat trendi olmaktan çıkartıyor. Fiziksel ve ruhsal iyileşmeyi merkezine alan bir yaşam biçimi olarak kaşımıza çıkan wellness turizmi, global çapta yıllık 651 milyar dolarlık bir değere ulaşmış durumda. Bu değerin 2027’ye kadar %16.6’lık bir yükselme göstereceği de ön görülüyor. Tek başına bir sektör olarak da ele alabileceğimiz bu turizm, bireylerin fiziksel ve duygusal refahına odaklandığı gibi hem yerel hem de küresel ekonomilere sürdürülebilirlik kazandırıyor. İyi olma halinden kentlerin finansal durumuna kadar uzanan bu fenomen, 2024 itibarıyla geleneksel dinlenme anlayışını kökten değiştiren trendlere ev sahipliği yapıyor. Bu yazımızda, bu yıl bu sektörün kişisel iyileşme yolculuğunda sergileyeceği beş trendi derinlemesine analiz ediyoruz.

Wellness turizmi nedir?

Turizm ve wellness sektörlerinin kesişiminde yer alan wellness turizmi, çoğu zaman medikal turizmle karıştırılıyor. Medikal turizm, tıbbi, cerrahi ya da diş işlemlerini daha ucuza halletmek isteyen insanların yaşadıkları ülkeden başka bir ülkeye seyahat etmesi anlamına geliyor. Medikal turizme dahil olan bireyler, belirli bir probleme yönelik tedavi almak için yola çıkıyorlar. Örneğin, pek çok yabancı turist saç ektirmek veya implant gibi diş tedavilerini tamamlamak için Türkiye’ye geliyor. Wellness turizmi ise daha proaktif bir yapıya sahip olup holistik bir anlayış benimsiyor.

Wellness turizmi, insanların kişisel iyi olma hallerini korumak ve geliştirmek için yaptığı seyahat anlamına geliyor. Bu seyahat tarzı, fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığı iyileştirmeye odaklanan tatilleri ve yolculukları içeriyor. Genellikle modern yaşamın getirdiği stresten ve yoğunluktan uzaklaşmak isteyen kişilerin tercih ettiği bu turizm türü, bireylerin kendilerine odaklanmasına yardımcı oluyor. Spa tatili, masaj terapileri, meditasyon seansları ve sağlıklı beslenme programları gibi pratikler wellness turizmine dahil ediliyor. Ayrıca, yoga dersleri ve doğa yürüyüşleri de bu turizm türünde ön plana çıkabiliyor. Kısacası, wellness turizmi fiziksel aktivitelerle benliği yenileme, yaşam kalitesini yükseltme, stres yönetimi becerilerini geliştirme ve genel sağlık durumunu iyileştirme fırsatı sunuyor.

Wellness turizminde öne çıkan başlıklar

Popülaritesi hızla artan wellness turizmi bu yıl çeşitli yenilikçi yaklaşımlara ve hizmetlere kucak açıyor. Bu trendler arasında da cinsel sağlık, biohacking, çocuk wellnessı, uyku kalitesi ve menopoz yer alıyor. Şimdi, wellness turizminin bu trendlerle nasıl şekilleneceğini sizlere açıklamak istiyoruz.

1. Cinsel wellbeing önem kazanıyor

Bazı bölgelerde çeşitli toplumsal yargılar ve sınırlardan ötürü cinsellik üzerine tartışmalar yürütülemiyor olsa da Dünya Sağlık Örgütü cinsel sağlığı artırmanın genel iyilik halini geliştirmenin anahtarı olduğunu belirtiyor. Cinsel sağlığın ve cinselliğin iyileştirilmemesi durumunda bireyler hem fiziksel hem zihinsel hem de duygusal açıdan zarar görmeye başlıyorlar. Wellness turizminde de bu duruma karşı bir farkındalık gelişiyor ve cinsellik odaklı pratikler hızla ün kazanıyor.

Cinsellikle ilgili tabuları yıkmaya odaklanan wellness turizmi, 2024’te fiziksel yakınlığı ve isteği baz alan wellness retreatleriyle bizleri selamlıyor. Pek çok insan, cinsel sağlığa dayanan workshoplar ve terapiler için yerini ayırtıyor. Bazı seyahatseverler, meditasyon, yoga ve nefes egzersizi gibi pek çok elementi bir araya getiren Tantra seanslarına katılıyor. Maui Adası’ndaki Hotel Wailea, cinsel wellbeingin önemini fark ederek ziyaretçilerine Tantra seansları ve çift masajları sunuyor. Bu seanslar ve masajlar esnasında ziyaretçilerin kutsal duygusallıklarını keşfedeceği vurgulanıyor. Hotel Wailea’ya ek olarak, New York’taki Shou Sugi Ban House da Tantrik uzmanlar ve klinik seksologlar tarafından yürütülen retreatlerle kendisini gösteriyor. Miraval Arizona Resort & Spa ise seks ve cinsel arzu üzerine atölye çalışmaları düzenliyor. Bu çalışmalarda pek çok insanın konuşmaktan kaçındığı düşük libido ve kadın orgazmı gibi kritik konulara yer veriliyor.

2. Tatil merkezleri yönünü biohackinge çeviriyor

İnsanların kendi biyolojilerini kendileri yaratması anlamına gelen biohacking, vücudu ve zihni biyolojik açıdan ‘hackleme’ pratiği olarak karşımıza çıkıyor. Bu pratik sayesinde birçok hastalığın önüne geçilebildiği ve iyileştirilebildiği vurgulanıyor. Soğuk terapiden aralıklı oruca kadar pek çok yöntem biohackingin sınırları içinde yer alıyor.

2024’te wellness turizminin biohackinge yöneldiği açık bir şekilde fark ediliyor. Yaz tatiline hizmet eden birçok merkez artık sadece deniz-kum-güneş keyfiyle sınırlı kalmıyor. Yakın zamanda başlayacak olan yaz tatili, plaj keyfinin ömrü uzatmaya yönelik biyolojik pratiklerle birleşmesine ev sahipliği yapacak. Örneğin, Kauai isimli adadaki 1 Hotel Hanalei Bay ziyaretçilerini B12 vitamin iğnesiyle karşılıyor. Ayrıca, Meksika’daki Susurros Del Corazon da wellness kütüphanesiyle müşterilerine hizmet veriyor. Bu kütüphane, kan dolaşımını iyileştirmek adına Theragun masaj aletleri ve kompresyon teknolojilerini insan fizyolojisiyle birleştiriyor. Bunlarla birlikte, Yunanistan’ın popüler adası Santorini’deki Katikies Kirini de spasını hiperbarik oksijen tedavisi ve canlı kan analizi ile geliştiriyor. Bu örneklere ek olarak, pek çok wellness temelli otelin kriyoterapi ve kök hücre tedavisine odaklandığını belirtmek istiyoruz.

3. Çocuklar wellness konusunda bilinçleniyor

Ebeveynler, çocuklarının gelişimi için kaliteli eğitim merkezlerine yoğunlaştıkları gibi çocuk wellnessı konusunda da bilinçlenmeye başlıyorlar. Wellness turizmi, yetişkin refahını çocukların iyi hissetme haliyle destekleme yoluna giriyor.

Çocuklar için wellness, geleneksel aile tatili anlayışını yıkarak çocukların hem eğleneceği hem de öğreneceği tatil planlarını öne çıkartıyor. Yavaş yavaş şekillenen tatil programları, çocukları beklenmedik durumlarla karşı karşıya getirmeyi amaçlıyor. Ayrıca, bu programlarda çocuklara yeni ortamlara uyum sağlamaları, zorluklarla baş etme yöntemleri, deniz yaşamının korunması ve yerel biyolojik çeşitlilik gibi konular öğretiliyor. Bu sayede, çocuklar basit bir plaj tatili yerine kişisel gelişime destek çıkan bir seyahat deneyimi yaşıyorlar.

İskoçya’daki The Gleneagles Hotel, çocuklu aileleri düşünerek çocuklara özel doğa etkinlikleri düzenliyor. Triple Bay’deki Jayasom Wellness Resort ise aile danışmanlığı ve zenginleştirme faaliyetleri odaklı bir plan çiziyor; sanal gerçeklik teknolojisinden yararlanan bu merkez, her aile bireyinin katılabileceği geniş bir hidroterapi alanına sahip. Ayrıca, Jayasom’da çocukları bilinçlendirmek adına açık hava sağlık gezileri de düzenleniyor. Avusturya’daki Hotel Reiters Finest Family de sürdürülebilir aile sağlığını baz alarak çocuklar için çiftlik maceralarına ev sahipliği yapıyor. Küçük bireyler, bu çiftlik gezilerinde 400’den fazla hayvanla tanışıyorlar ve termal suların keyfini çıkartabiliyorlar.

4. Uyku turizminin kilidi açılıyor

Wellness sektörünün önemli bir ögesi olan uyku kalitesi, pek çok insanın gündemindeki bir konu. Bazı insanlar çok fazla uyuduklarından şikayetçi olurken bazıları da uykusuz kaldıklarını belirtiyor. Çeşitli uyku sorunları yüzünden uyku kalitesi azalıyor ve bu durum sonucunda da hayatın her noktası hasar alıyor. Örneğin, çalışan insanlar kötü uyku düzenlerinden ötürü iş yerlerinde verimli ve üretken olamıyorlar. Wellness turizmi de iş hayatından günlük hayata kadar birçok alanı etkileyen uyku kalitesine odaklanıyor.

Bu yıl, çeşitli tatil köylerinin uyku problemleri yaşayan ziyaretçilere özel suitler ve inziva yerleri tasarladığını fark ediyoruz. Bu suitler ve inziva alanları, ziyaretçilerin iyi bir uyku çekmesini ve uyku düzenlerini geliştirmesini amaçlıyor. Bu amaç doğrultusunda bu yerlere yapay zeka destekli akıllı yataklar ve diğer uyku ürünleri yerleştiriliyor. Örneğin, Kaliforniya’daki Mission Pacific Beach Resort’un bazı odalarında Eight Sleep akıllı yataklar bulunuyor. Malibu Beach Inn ise Sleep Number’ın akıllı yataklarını ve biyometrik sensörlere sahip ısıtmalı göz maskelerini ziyaretçilere sunuyor. Bazı wellness merkezleri de çeşitli teknolojik ekipmanları kullanarak uyku terapisi programları sunuyor. Tayland’daki RAKxa Integrative Wellness, uyku kalitesini artırmak için bir terapi geliştiriyor. Bu terapi esnasında Tayland tıbbından ve CBD yağlarından destek alınıyor.

5. Menopoz retreatlerine yönelik ilgi artıyor

Kuzey Amerika Menopoz Derneği’ne göre, 2025’in sonunda dünya çapında 1.1 milyar kadın menopoza girmiş olacak. Bu değer, menopozun kadınların hayatını nasıl etkilediğini somut bir şekilde fark etmemiz gerektiğini vurguluyor. Libido kaybına, saç dökülmesine, sıcak basmasına ve sinirli ruh haline yol açan menopoz, 40’tan fazla semptomla kadınların hayatını değiştiriyor. Wellness uzmanları, bu semptomların arkada bırakılması için kadınlara menopoz retreatlerine katılmalarını öneriyor.

Barbados’taki O2 Beach Club & Spa, menopozun kadın hayatına getirdiği zorlukları fark ederek bünyesinde menopoz uzmanlarını barındırıyor. Ayrıca, bu otel perimenopoz ve menopoz üzerinde uzmanlaşmış BioConnect Medical Centre’la da iş birliği yaparak kadın ziyaretçilerini el üstünde tutuyor. İtalya’daki Dolce Vita Hotel Preidlhof ise bir haftalık menopoz inzivaları düzenliyor. Bu inzivalarda akupunkturdan masaja kadar pek çok uygulamaya yer veriliyor. Bu örneklere benzer şekilde dünyanın farklı bölgelerinde bulunan pek çok wellness merkezinde ve otelde kadın sağlığı odaklı çalışmalar yürütülüyor.

Kaynaklar: Global Wellness Institute, Vacayou, Condé Nast Traveler

İlginizi çekebilir: 2024 femtech trendleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale