İçinde yaşadığımız post-truth (hakikat sonrası) çağda “hakikat” giderek değersizleşiyor ve yerini kurgulara bırakıyor. Herkes sosyal medyada edindiği görünürlük sayesinde, olduğu gibi değil de, istediği gibi görünmenin peşinde. Ve fakat nasıl görünmek istediğine ise kendisi karar vermiyor. Nasıl göründüğünde daha çok beğenildiğini düşünüyorsa, öyle görünmeye çalışıyor. Yani başkalarının istekleri ve beğenilerine uygun olarak kendine biçtiği bir giysiyi üzerine giyip “bu benim gerçeğim” derken, artık kendisi de buna inanıyor. Bu çağda, görüntülere değil de “gerçeklere” tutunmak çaba gerektiriyor.
Nasıl ki aynadaki görüntü zahiridir, yaratılan tüm bu görüntüler de zahiri aslında. Dolayısıyla giderek kendiliğini kaybeden kişiler, hem fiziksel olarak birbirine çok benzeyen, hem de aynı zevklere ve aynı söylemlere sahip kişiler haline dönüşüyor. Ve tabii ki bu kişilerin hepsi aynı hayallerin peşinde koşup, aynı şeylerden pay almak istiyor. Peki, bunca like’a, paylaşıma, alkışa rağmen neden kimse kendini tam ve yeterli hissedemiyor?
Bence 2023’ün teması herkesin kendi temasını keşfetmesi olmalı.
Ah, çocukluğumuza gidip, o masum, özgür çocuğun gözlerinin içine bakıp “Ne istiyorsun?” diye sorabilsek keşke… En “ben” halimiz oydu aslında, onunla yeniden iletişim kurabilsek, belki de kendi gerçeklerimizi daha kolay hatırlayabileceğiz. Bugün bile hala o çocuğun çocukluğunun izlerine göre hayatımızı şekillendirmeye çalıştığımızı fark etsek, kendimizle ilgili neler keşfederiz acaba? O çocuğun elinden tutup artık onun yaralarını sarmalıyız ki onun o güzel hayal dünyasına, özgürce koyduğu hedeflerine yeniden erişelim. Hepsi duruyor yerinde, bizler bağları kopardık ya da incelttik sadece. Eğer kuvvetlendirmemiz gereken tek bir bağ varsa şu hayatta, o da kendimizle olan bağımız aslında. Çünkü ancak o bağ güçlü olduğunda hayatımızdaki diğer bağları da güçlü ve sağlıklı bir şekilde kurabiliyoruz.
Özümüze dönmek için kendimizi şifalandırmak için kendi temalarımızı bulmalı ve onlar üstünde çalışmalıyız. Öyle olması “gereken”, öylesi “daha güzel, havalı gözüken” şeyler değil ki ihtiyaçlarımız. Hepimizin kendimize özgü ihtiyaçları var ve bunları giderdiğimizde daha tam ve yeterli hissediyoruz. Adettendir, yeni yılda yenilikler peşinde koşar, yeni hedefler koyarız ya hani kendimize, belki de bu sene aslında eski hedefleri, çocukluğumuzdaki hayalleri hatırlamalı ve otantik halimize uygun şekilde kendimizi yeniden şekillendirmeliyiz. Böylece görüntülerin yerine gerçekleri koymak da kolaylaşır.
2023 sağlıkla, huzurla, keyifle ve mutlulukla gelsin ve kendimizle bağlarımızı güçlendirdiğimiz güzel bir sene olsun.
İlginizi çekebilir: Keşif devam ediyor: Kendimizi tanımladığımızdan çok daha fazlasıyız