Kardeş kıskançlığı, ergenlikte aşk acısı, çocuklarda can sıkıntısı: 2023’ün en çok okunan Parent Up yazıları
Yılın son günlerine yaklaşmışken, biz de farklı kategorilerimizdeki en çok okunan yazıları sizlerle paylaşmak istedik. Çocuk gelişiminden ergenlerin yaşadığı sıkıntılara, ebeveynlik pratiklerinden okul dönemine ilişkin ipuçlarına bilgi ve ilham dolu yazılarımızı bir araya getirdiğimiz Parent Up kategorimizin 2023 yılında en çok okunan yazılarını keşfetmek için hazırsanız, gelin başlayalım:
Erken yaşta yabancı dil eğitimi: Çocukların dil öğrenme sürecini destekleyecek ipuçları
Her anne baba çocuğu için hayatta en iyisini ister ve her şeyin en iyisine ulaşabilmesi için her ebeveyn çocuğunu küçük yaşlardan, hatta bebeklikten itibaren hazırlamaya başlar. Günümüz dünyasında günden güne hız kazanan küreselleşme, teknolojik ilerlemeler ve ‘dünya insanı olma’ kavramları ile bu hazırlık devamlı yenilense de önemi asla azalmayan bir konu var; o da yabancı dil eğitimi. Yabancı dil bilgisi, bir bireyin sosyal, akademik ve profesyonel yaşantısındaki en önemli avantajlardan biri ve bu nedenle ne kadar erken yaşlarda yabancı dil becerisi kazanılırsa o kadar iyi… Biz de geleceğe çocuklarını en iyi şekilde hazırlamak isteyen her ebeveynin aklını kurcalayan yabancı dil eğitimi konusunu derinlemesine ele almak istedik: “Erken yaşta yabancı dil eğitimi: Çocukların dil öğrenme sürecini destekleyecek ipuçları”
Çocukların stresle başa çıkmalarına yardımcı olacak 5 pratik ipucu
Hayat beklenmedik anlarla dolu; ister güzel bir sürpriz, ister öngörülemeyen bir engel olsun her zaman olumlu-olumsuz pek çok gelişmeyle karşılaşabiliyoruz. Güzel haberler, mutlu gelişmeler açısından beklenmedik olma durumu sorun yaratmasa da olumsuz bir şeyle karşılaştığımızda yaşadığımız stresi kontrol altına almak için ekstra çaba göstermemiz gerekiyor. Ama bunu ne kadar erken öğrenirsek o kadar iyi. Aynı durum, çocuklarımız için de geçerli. ‘Ağaç yaşken eğilir.’ atasözünü kulağımıza küpe edip, stresli anlarda sağlıklı başa çıkma becerileri geliştirebilmeleri için çocuklarımıza vakit kaybetmeden destek olmamız gerekiyor. İşte çocukların stresle baş etmelerine destek olmak için öneriler: “Çocukların stresle başa çıkmalarına yardımcı olacak 5 pratik ipucu”
Çocuklar için bir dönüm noktası: İlkokula geçiş süreci üzerine
İlkokula geçiş dönemi, çocukların hayatlarında önemli bir dönüm noktasıdır. Bu geçiş döneminin olabildiğince sorunsuz gerçekleşebilmesi, çocukların güven, dayanıklılık ve olumlu benlik duygusunun gelişimi açısından önem arz eder. Bu dönem, çocukların okul yaşamına uyumlarını ve okul hayatına tepkileri de şekillendirir. Bu süreç sadece çocuk ve ailesini değil toplum ve kültür ile ilgili değişiklikleri de içerir. Bu yüzden, aile ve öğretmen iş birliğinin yanı sıra toplum hizmetleri ve eğitim uygulamaları gibi makro düzeyde uygulanarak, çocuklar için ilkokula geçiş döneminin zorlayıcı ve stresli olmaması için çalışmalar yapılmalıdır. Yazarlarımızdan Duygu Meriç’in kaleme aldığı “Çocuklar için bir dönüm noktası: İlkokula geçiş süreci üzerine” başlıklı yazıda konuyu detaylıca okuyabilirsiniz.
Deprem sonrası çocuklarla nasıl iletişim kurulmalı?
Biz yetişkinler nasıl ki savaş, terör, sel, deprem gibi felaketlerin mevcudiyetinde kendimizi kötü hissediyor; psikolojik ve duygusal bir savaşın içerisine giriyorsak benzer bir durum çocuklar için de geçerli. Üstelik, neyin ne olduğunu, neden olduğunu, ne anlama geldiğini bilmedikleri için onların yaşadığı zorluk çok daha kritik bir noktada. Dolayısıyla ülkemizin ve dünyamızın önemli bir gerçekliği olan deprem konusunda da çocuklarla konuşurken dikkat edilmesi gereken pek çok nokta var. “Deprem sonrası çocuklarla nasıl iletişim kurulmalı?” yazımızı inceleyebilirsiniz.
Düzgün ve kaliteli uyku uyumayan çocukların günlük hayattaki davranışları
Uyku düzeni, hemen hemen her ebeveynin çocuklarının yeni doğduğu veya büyümeye devam ettikleri dönemde sorunlar yaşadığı bir konudur. Çocuklar için ideal uyku saatleri okul öncesi dönemde (3-5 yaş) 10-13 saat, okul dönemi (6-13 yaş) için ise 9-11 saat arasıdır. Çocuk ne kadar küçükse uyku ihtiyacı da o kadar fazladır. Düzenli uyuyan çocukta büyüme daha hızlı olacaktır. Yine bu çocuklarda öğrenmenin daha net, hafızanın daha güçlü olduğu ortaya konmuştur. Yetersiz uyuyan çocuklarda durum tam tersidir. Eksik uyku, çocuğun ertesi gün daha huzursuz, öfkeli, isteksiz olmasına ve dikkatini toparlamakta zorlanmasına sebep olacaktır. Konu hakkında kapsamlı bir okuma için yazarlarımızdan Klinik Psikolog Betül Cavlak Akdaş’ın kaleme aldığı “Düzgün ve kaliteli uyku uyumayan çocukların günlük hayattaki davranışları” yazısına göz atabilirsiniz.
Kardeş kıskançlığı: Aile içi dengeler nasıl sağlanabilir?
Güçlü duyguların karmaşık bir dansına sahne olan aile yaşamında, kardeş kıskançlığı sıklıkla ön plana çıkan bir durum. Ebeveynlerin gözlemlediği gibi, kardeş kıskançlığı zaman zaman tatlı bir rekabetin tezahürü olsa da, daha derinlemesine incelendiğinde çocukların duygusal dünyalarında ciddi dalgalanmalara yol açtığını da görmek mümkün. Peki, bu duygunun altında sadece sevgi mi yatıyor? Anne babalar, kardeş kıskançlığının önüne geçebilir mi? Aile içi dengeleri sağlamak mümkün mü? Cevaplar, yazarlarımızdan Ecem Şenyurd Efecan’ın kaleme aldığı “Kardeş kıskançlığı: Aile içi dengeler nasıl sağlanabilir?” yazımızda.
‘Anne sıkıldım’: Can sıkıntısının çocuklara faydası
Pek çok araştırma ve uzman görüşü gösteriyor ki sıkılmak, çocuklar için çok değerli bir öğrenme ve gelişim fırsatı. Ancak, ebeveynler çocuklarının ‘sıkıldım’ cümlelerine dayanamadıkları için genellikle onları meşgul edecek bir şeyler sunmaya çalışıyorlar. Siz de çocuklarınız her sıkıldım dediğinde kendinizi hemen bir şeyler yapmak zorunda hissediyor olabilirsiniz, çünkü onların tatminsizlik yaşamasını, mutsuz olmasını istemiyorsunuz ama siz onları sürekli meşgul tutmak için çabalarken aslında iyi bir şey yaptığınızı düşünürken farkında olmadan güzel bir fırsatı ellerinden alıyorsunuz. Gelin, can sıkıntısının ne gibi faydaları olduğuna bakalım: “Anne sıkıldım: Can sıkıntısının çocuklara faydası”
Ergenlikte aşk acısı: Genç aşıkların ilk kalp kırıklıklarına nasıl yaklaşılmalı?
Ah şu aşk… Her yaşta zor, öyle değil mi? Hele ki, acısı daha da zor. Biz yetişkinler için belki yaşamlarımızda geçmiş örnekleri olduğundan dolayı aşk acısı ile başa çıkması biraz daha kolay görünse de ilk kez karşılaşan genç kalpler için dayanması güç. Ergenlik dönemi, çocukların hayatlarında önemli bir evre ve bu evrede pek çok değişimi bir arada yaşıyorlar. Ne yazık ki, ilk kalp kırıklıkları da hemen hemen bu zamana denk geliyor. Aşk güzel şey olsa da, karşılıksızsa ya da bir nedenden ötürü yarım kaldıysa genç kalplerin bu sancı ile baş etmesi zor olabiliyor. Dolayısıyla, her konuda çocuklarının yanında olan ebeveynlerine bu konuda da önemli bir görev düşüyor. İşte genç aşıkların ilk kalp kırıklıklarına yaklaşırken dikkat etmeniz gerekenler: “Ergenlikte aşk acısı: Genç aşıkların ilk kalp kırıklıklarına nasıl yaklaşılmalı?”
Çocuklarda akademik başarıyı etkileyen faktörler
Tüm anne-babalar çocuklarının iyi bir eğitim almasını ve başarılı olmasını istese de bazen sahip oldukları bu akademik kaygılar, işleri daha zor bir hale getirebiliyor. Özellikle de kaygılar, baskılara dönüştüğünde. Yaygın kanının aksine yalnızca ‘iyi’ bir okula gitmek ya da dersler, sınavlar için ekstra destek almak akademik başarının belirleyicisi değil. Sınıf ortamından aile ilişkilerine, sağlık sorunlarından bireysel farklılıklara kadar akademik başarıyı etkileyen pek çok faktör mevcut. “Çocuklarda akademik başarıyı etkileyen faktörler” yazımızı inceleyebilirsiniz.
Babalar ve çocukları: Aileler neden bir babaya ihtiyaç duyar?
Baba, sevgi gösteren, güven veren, objektif ve takdiri beklenendir. Babası tarafından takdir görmemiş çocuklar hayata karşı güvensiz, kaygılı ve utangaç bir tutum sergilerler. Baba imgesi çocuk zihninde bir süper kahraman imgesidir. Bir baba çocuğu için en güçlü, en hızlı, en çok veren, en çok koruyan bir imgedir. Çocuk bu nitelikteki imge sayesinde dış dünyaya güvenle açılır, çünkü başına bir şey gelmesine babasının asla müsaade etmeyeceğini derinden hisseder. O yüzden bütün babalar güvenli bir ilişki kurulduğu sürece çocuklarının gözünde kahramandır. Eğer baba ile çocuk arasında güvenli ilişki kurulmaz ise, çocuk babasının kendisini koruyan bir kalkan gibi güçlü olduğunu hissetmezse öz güven eksikliği yaşayabilir ve dış dünyaya atılmada çekingenlik gösterebilir. Ya da dışarıdan gelecek tehlikelere karşı kaygılı veya saldırgan olabilir. Baba-çocuk ilişkisi ve baba tutumları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için “Babalar ve çocukları: Aileler neden bir babaya ihtiyaç duyar?” yazımızı inceleyebilirsiniz.
Geçtiğimiz yılın en çok okunan Parent Up yazıları için tıklayabilirsiniz.