X

2022 Sürdürülebilirlik trendleri

Sürdürülebilirlik ya da sürdürülebilir yaşam tarzı son yılların en popüler akımlarından biri. Daha önce de adından sıkça bahsettiğimiz sürdürülebilirlik kavramı, gelecek nesillerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için dünyanın kaynaklarını bilinçli tüketmemizi odağına alan sürdürülebilirlik, doğal kaynakların yanı sıra sosyal ve finansal kaynaklarımızı da doğaya saygılı bir şekilde kullanma amacı taşıyan bir yaşam stili. Atık üretimini ve plastik kullanımını azaltmak, tükettiğimiz ürünlerin nereden geldiklerini, nasıl ve kimler tarafından üretildiklerini sorgulamak, karbon ayak izini azaltmak gibi pek çok yaşam pratiğini özünde barındıran sürdürülebilirlik, günümüzde modadan gıda endüstrisine pek çok farklı sektörde uzun vadeli ve uygulanabilir stratejileriyle karşımıza çıkıyor.

Endüstriyelleşmenin ve tüketim kültürünün adeta çılgınlığa dönüştüğü günümüzde, insanın gezegene verdiği zararın geri dönüşü olmayan bir sürece girmesine ramak kalmışken, çok sayıda insan ulaşım için daha az uçak kullanmak, hayvansal ürünleri tercih etmek yerine bitkisel bazlı beslenmek, ikinci el alışverişi yaygınlaştırmak, tüketim tercihlerinde uzun ömürlü, doğaya saygılı materyallerden yapılmış, adil üretim yapan ve üretim sürecini şeffaf şekilde tüketiciyle paylaşan yerel markalara yönelmek gibi sürdürülebilir alışkanlıklar benimsemeye çalışıyor. Uzmanlara göre genç jenerasyonlar arasında çok daha yaygın olan iklim krizi ve çevre farkındalığı nedeniyle, gelecek yıllarda üreticilerin de bu talebe karşılık vermesi ve gezegen için aksiyona geçmesi bekleniyor.

Bu yazımızda, 2022 yılında sürdürülebilirlik konusunda bizleri ne gibi gelişmelerin beklediğini, sıfır atık yaşam tarzı gibi sürdürülebilirliği odağına alan yaşam tarzı uygulamalarıyla ilgili yıl boyunca nelerin ön plana çıkacağını ve hangi konuların konuşulacağını mercek altına aldık.

İklim krizi artık sağlık sektörünün de gündeminde olacak

Sağlık profesyonelleri, iklim krizinin sadece gezegenimize değil, bedenlerimize de zarar verdiği konusunda hemfikir. Çevre kirliliği nedeniyle alerjiler, solunum sistemi hastalıkları ve kanser yaşayan kişilerin sayısında son yıllarda önemli bir artış olması; orman yangınları, kasırga ve sel gibi çevresel felaketlerin toplum sağlığını tehdit etmesi, kuraklık nedeniyle temiz suya erişimin gün geçtikçe daha da zor hale gelmesi, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının sürdürülememesi nedeniyle sadece gezegen değil insan ırkı da önemli bir sağlık krizinin eşiğinde.

Dolayısıyla yeni dönemde çevre kirliliğinin insan sağlığına verdiği zararlar nedeniyle, doktorların ve sağlık çalışanlarının adeta birer iklim aktivisti gibi hükümetlerin çevre konusundaki kararlarında söz sahibi olmaları bekleniyor. Bilimsel araştırmalarının odağını da iklim değişikliğinin insan sağlığına olan etkisine çeviren tıp dünyası, iklim krizini daha önce neredeyse hiç tartışılmamış olan, hayati bir konu üzerinden tekrar gündeme getiriyor. Healthcare Without Harm, Medical Society Consortium on Climate & Health, Physicians for Social Responsibility gibi sağlık çalışanlarından oluşan pek çok yeni topluluk, çevre ve sağlıkla ilgili yerel politikalar üstünde söz sahibi olmak için ABD genelinde tüm eyaletlerde örgütleniyor. Hepsinin ortak mesajı ise benzer: ‘İklim krizine dair tartışmalar insan sağlığından bağımsız olarak tartışılamaz, tartışılsa da aksiyon almak için insan sağlığı kadar geçerli sebepler sunamaz.’ Benzer fikirlere ve değerlere sahip sağlık çalışanlarından oluşan bu aktivist grupların ilerleyen dönemlerde dünya genelinde daha fazla yaygınlaşacağı düşünülüyor.

Sürdürülebilir modada ikinci el alışveriş dönemi

Artık büyük bir çoğunluğumuz tek bir kot pantolonun üretimi için binlerce litre su gerekli olduğunun ya da çöplüklerde binlerce ton, etiketi bile üzerinde duran giysi olduğunun farkındayız. Pandemi, çoğumuza hızlı moda ile ilişkimizi inceleme şansı vererek tüketim tercihlerinde ‘çok fazla şeye sahip olmak’ yerine yeniliğe, ihtiyaçlarımızı gözetmeye ve kaliteyi önceliklendirmeye yönelik bir “sıfırlanma” fırsatı sundu. 2021 yılında McKinsey tarafından yapılan bir anket, insanların %58’inin artık modayla daha az ilgilendiğini ve %70’ten fazlasının kıyafet seçimlerinde ‘daha uzun süre kullanmayı’ odağına aldığını gösteriyor. İnsanların modayla ilgili tercihlerinde yaşanan bu değişim, 2022 yılında pek çok kişinin her zaman giyilebilecek, her kombine uygun, minimal ve zamansız parçalarla ‘kapsül gardırop’ oluşturmaya odaklanacağına işaret ediyor. Organik pamuk, kenevir, bambu lifi ve hatta yosun gibi eko-malzemelerin moda endüstrisinde yaygınlaşması; ikinci el alışverişin sektörel büyüklüğünün en fazla 5 yıl içinde ikiye katlanması ve kıyafet kiralama seçeneklerinin çoğalması bekleniyor.

Bitkisel bazlı beslenme daha da yaygın hale gelecek

Hayvansal gıdaların yerini alan soya eti, badem sütü, tofu gibi besinler artık hemen hemen her markette bulunan ve eskiye göre daha erişilebilir olan bitkisel bazlı seçenekler. Et, balık, peynir ve süt de dahil olmak üzere hayvansal pek çok gıdanın bitkisel ‘taklidine’ ulaşabilmemiz elbette teknolojik gelişmelerin ve hayvansal gıda endüstrisinin karanlık yüzünün daha fazla gündeme gelmesinin bir sonucu. Tükettiğimiz gıdaların çevresel etkilerine dair artan farkındalık, bitkisel bazlı besinlere olan talebin artmasına neden olacak ve reduceterianism gibi karbon ayak izini azaltmaya odaklanan beslenme stillerini daha da yaygın hale getirecek. Hükümetlerin ve büyük şirketlerin önlem almaması karşısında hüsrana uğrayan tüketiciler, kendilerinin ne gibi önlemler alabileceklerine odaklanmış durumda. 2022 yılında yerel üreticilerden alışveriş yapmak, lojistik ihtiyacını azaltacak kentsel tarım uygulamaları ve mevsimsel beslenme gibi trendlerin daha da yaygın hale gelmesi bekleniyor.

İlginizi çekebilir: Ömer Madra ile sohbet: Yok Oluşa Çözüm Bitki Temelli Beslenme mi?

Döngüsel ekonomi uygulamaları popüler hale gelecek

Kitlesel tüketim ve doğrusal (lineer) ekonomik büyümenin iklim krizini daha da kötü hale getirdiğinin bilincinde olan tüketiciler, önümüzdeki dönemlerde giderek daha fazla döngüsel modellerle çalışan üreticilerden ve perakendecilerden alışveriş yapmayı tercih edecek. Peki, bu ne demek? En kısa ve anlaşılır haliyle, bozulduğunda kolaylıkla onarılarak uzun yıllar kullanılabilecek, yedek parçası kolay bulunabilen, ömrünü tamamladığındaysa ileri ya da geri dönüşümle tekrar hayat bulabilecek ürünler ve bu döngüsel sistemi destekleyen üreticiler, markalar ve satıcılar daha fazla tercih edilecek. ‘Al-Kullan-At’ zihniyeti yerine ‘Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür’ bakış açısını benimseyen tüketiciler için görüntüsüyle değil işleviyle ön plana çıkan, kaliteli malzemelerden yapıldığı için uzun süre dayanabilen, ham madesinden üretim koşullarına her aşaması doğayı da düşünerek tasarlanan, geri ve ileri dönüştürülebilir pek çok ürünün ve bu ürünleri tüketiciyle buluşturan yerel markaların daha da popüler hale geleceği öngörülüyor.

Mindfulness aracılığıyla doğaya dönüş, çevre bilincini artıracak

Mindfulness neredeyse 10 yıldan daha fazla bir zamandır hayatımızda olan bir kavram ancak 2021 yılında iş-yaşam dengesi, zihinsel dayanıklılık, stres yönetimi gibi konuların önceliğimiz haline gelmesiyle birlikte odağımıza yerleşti. Pandemi döneminde doğada ve açık havada zaman geçirmenin değerini anlamamız, stres yönetiminde doğayla yeniden bağlantı kurmanın en önemli öz düzenleme aracına dönüşmesine zemin hazırladı. Mindfulness uygulamaları sayesinde doğayla yeniden bağlantı kurarak onun bir parçası olduğumuzun farkındalığını kazanmamız, çevre bilinci kazanmamıza ve doğaya verdiğimiz zararı aslında kendimize veriyor olduğumuzu fark etmemize de zemin hazırladı. 24 ülkede yapılan kapsamlı bir araştırma, insanların yaklaşık yüzde 60’ının artık çevre üzerindeki etkileri konusunda daha dikkatli olduğunu, çevre bilincinin arttığını, dolayısıyla bu farkındalık daha da yaygınlaştıkça daha fazla insanın parçası olduğu doğayla uyumlu bir yaşam benimseyeceğini öngörüyor.

İlginizi çekebilir: Sürdürülebilirlik, iklim krizi ve çevre kirliliğiyle ilgili farkındalığınızı artıracak en iyi belgeseller

Sürdürülebilirliği odağına alan şirketler uzaktan çalışma modelini devam ettirecek

Çalışanların evlerinden işyerlerine ulaşımının denklemden çıkmasıyla birlikte fosil yakıt tüketiminin önemli ölçüde azalması, ofis binalarında enerji kullanımının ve dolayısıyla karbon emisyonlarının minimuma inmesi, sürdürülebilirliği odağına alan şirketler için uzaktan çalışma seçeneğinin kalıcı bir uygulama olmasına aracı olacak.  Gezegen için olduğu kadar çalışanlar ve işverenler için de kazan-kazan durumunun olması nedeniyle evden çalışma modeli ilerleyen zamanlarda da devam edecek ve hibrit çalışma modelinin bir parçası olarak kalıcı hale gelecek.

Elektrikli ve hibrit otomobillerin yükselişi

Çevre kirliliğinin birincil sebebi olan fosil yakıt tüketimini azaltmak konusunda son yılların en öne çıkan çözümlerinden biri hiç şüphesiz elektrikli ve hibrit otomobiller. Pek çok ülke 2030 yılına kadar %100 elektrikli araç vizyonuna ulaşmaya çalışırken, otomobil üretim sektörü üzerinde hammaddelerin sorumlu bir şekilde tedarik edilmesi konusunda yoğun bir baskı söz konusu. Üretilen araçları şarj etmek için yenilenebilir kaynaklardan elektrik tedarik etme girişimlerininse 2022 yılında yükselişe geçmesi ve yatırımcıların odağını bu girişimlere yöneltmesi bekleniyor.

İlerleyen dönemde sürdürülebilirlikle ilgili gündemde olacak başlıkların yanı sıra, 2022 yılında öne çıkması beklenen diğer tüm wellness trendlerini 2022 wellness trendleri yazımızda, sağlıklı beslenme trendlerini ise 2022 Sağlıklı beslenme trendleri: Moringa, yuzu, foksiyonel içecekler ve çok daha fazlası yazımızda bulabilirsiniz.

Kaynaklar: Positive News, Mind Body Green, Outlook

Ayrıca Sürdürülebilirlik, iklim krizi ve çevre kirliliği temalı en iyi belgeseller yazımız da size ilham verebilir.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale