X

2021’e hazırlanırken 10 altın bilgi: 1- Kendin olmak

İcatlar çağına hoş geldik! Son dönemde geçmekte olduğumuz yeni düzen hakkında birçok farklı bakış açısından benzer bilgiler dinledim. “Büyük Yıkım” olarak da isimlendirilen 2020’den sonra 2021’de yeni bir yapılanma içine gireceğimiz söyleniyor. Yıkılanların yerine yenilikler inşa etme zamanı.

Severek takip ettiğim astrolog Kari Samuels, 2021’in özgürleşme yılı olduğunu ve bu sene hayatımızı çok daha otantik ve amaçlarımıza uygun şekilde düzenleyeceğimizi söylüyor. Bu bilgi okuduğumuzda rahatlatıcı gelse de, aslında bir diğer açıdan bakarsak, kendimiz sandığımız için sıkıca tutunduğumuz, ancak bize artık hizmet etmeyen birçok şartlanmanın da yıkılması gerekeceğini gösterir. Pek tabii ki dış etkenler de olduğu gibi kalmayacak; iklim krizi veya teknoloji dünyasında yeni icatlar gibi büyük değişim haberleri duymaya ve bu değişimlere adapte olmaya da hazırlıklı olmalıyız. Ben geleceği tek bir cümle ile şöyle özetliyorum: Artık yaratıcı olmaktan ve yaratımın doğasını öğrenmekten başka çaremiz kalmadı.

2021’e ışık hızıyla yaklaşırken daha yaratıcı bir hayat için mutlaka bilmen gereken altın değerinde 10 bilgiyi bir yazı dizisine çevirip sizinle paylaşmak istedim. İlki bugün yayında, lütfen devamı için takipte kal. Yeni yıla girmeden biraz kaslarımızı ısıtmak harika olmaz mı?

Dünyayı değiştirmenin tek yolu kendin olmaktır.

Hepimiz bir şekilde dünyayı değiştirmek isteriz ancak çok azımız bunun tek yolunun kendimiz olmakla mümkün olduğunu bilir. Hiç birimizin parmak izi aynı değil, fakat nedense eşsiz olduğumuz konusunda şüphe ile doluyuz. Bir çok insan yetersiz ve değersiz olduğuna inanıyor ve bu inanç sebebiyle küçücük yaşamlar içine hapsediyor kendini.

Büyük hayaller kurmaktan korkan insanlarla tanıştım, yaratıcı olmadığını düşünen insanlarla, biraz fazla neşe duyduğunda başına kötü şeyler geleceğine inanmış insanlarla… Sanırım dünyada gördüğüm en acı verici şeylerdi bunlar. Hepimiz eşsiziz. Değerli ve yeterli olmadığınla ilgili en ufak bir şüphen varsa lütfen içinde yaşadığımız bu muazzam zekaya bir bak. Bütün gün, hiçbir şey yapmana gerek kalmadan kendi kendine mükemmel şekilde çalışan bedenine bak, kafanı kaldırıp gökyüzünü süsleyen onlarca yıldıza… Gereksiz olan hiçbir şeyin şu anda burada olamayacağını fark et. Bunun mistik bir inanç değil bir fizik kuralı olduğunu gör. Değerini bilen insanlarla, sevildiğini hissettiğin ortamlarda olmayı seç. O zaman kendinden kaçmak yerine kendin olmayı keşfetmeye heyecan duyabilirsin.

Lütfen, kim olduğunu öğrenmek için falcılara gitmeyi değil yaşamın kucağına kendini bırakmayı seç. Kim olduğun varılacak bir yer değil, bir keşif yolculuğudur. Kendini tanımanın en doğal yolu bir yaratımın içinde olmaktır. Koyduğun dirençlerle kendini sınırladığın her şey ve parıl parıl parlayan tüm yeteneklerin bir şey yaratırken apaçık ortaya çıkar. Bu ayrıca yaşamla bağlantıda kalmak için de gereklidir. Bir hayalin olması ve o yolda her gün adımlar atmak seni yaşamla doldurur. Ancak bu yaratma işini de abartıp yaşamını bir fabrikaya dönüştürmemeye dikkat et. Hayat yönetilecek bir iş değil, heyecan dolu bir maceradır.

Hayat kolaydır, onu zorlaştıran sana hizmet etmeyenlere tutunarak akıştan kopmandır. Yaşamın yani enerjinin olmadığı yerde var olmaya çalışmaktır bu. Tıpkı suyun olmadığı nehirde kürek çekmeye çalışmak gibi… Koptuğunu hissettiğinde yeniden yaşamla uyumlanmak için ihtiyacın olan ilk şey farklı yönde bir dizi hareket ile yaşamın aktığı yönde bir momentum yaratmaktır. Bu anlarda atman gereken ilk 3 adımı bul ve uygula. Seni canlı hissettiren en basit ilk 3 şey… Bu candan bir arkadaşla sohbet, sevdiğin kafeden bir bardak kahve ya da dinlemekten hoşlandığın bir müzik olabilir… 

Çok çaba ile az yol kat ediyorsan muhtemelen düşüncelere sıkıştın ve yaşama dar bir yerden bakıyorsun. Yaşam geniştir. Biraz geri çekil ve henüz göremediğin olasılıkları açığa çıkartarak seçeneklerini genişlet. Bunun yolu sorular sormaktır. Bundan daha iyi ve kolay nasıl olur? Başka neler mümkün? Sor ve olasılıkların açığa çıkması için biraz zaman ver ve lütfen hiçbir şeyin seni yaşamın kolay olduğu gerçeğinden uzaklaştırmasına izin verme.

Zaman, yer çekimi ve değişimle savaşmanın Don Kişot’un yel değirmenlerine savaş açması kadar komik olduğunu fark et. Biricik yaşamını değiştiremeyeceklerinle savaşarak mı geçireceksin yoksa yaşayarak mı? Bir seçim yapmalısın zira zamanın servetin ve neyi seçersen yaşamın onunla dolacak.

Yazıyı buraya kadar okudun ve aklında hala “Tamam ama, kendim olmak ne demek?” sorusu varsa bu sadece senin “gerçekten yaşayarak” açığa çıkartabileceğin bir gizem. Sen açığa çıkartmazsan senle birlikte sonsuzluğa karışacak bir gizem ve asla tekrarı olmayacak bir hazine.

Yaşam sadece senden doğabilecek olanı hasretle bekliyor. Sen olmadan 1 eksiğiz bunu anlıyor musun? Lütfen sesini çıkart.

Yaratım Kampı (26-27 Aralık 2020) (Online)

2021’de gerçekleşmeyen hayal kalmasın diye üç günlük kompakt ancak çok etkili bir kamp hazırladım. Hayalim daha çok insanın yaratımın doğasını öğrenerek eşsizliğini yaşamasına ilham olmak. Herkes hayalini yaşasa harika olmaz mıydı?

Özet program takvimi

1. Gün: Neden Yaratamıyoruz? (Yaratımı baltalayan 10 temel hata)
2. Gün: Yaratımın Doğası ve Matematiği (İstediğin her şeyi yaratmanın altın formülü ve yaratım araçları)
3. Gün: 2021 Vizyon Panosu (Birlikte yeni yıl vizyonlarımızı oluşturuyoruz)
Detaylı bilgi ve kayıt için lütfen giricidigdem@gmail.com adresime e-mail atın.
Hakkımda daha detaylı bilgi için: www.digdemgirici.com

İlginizi çekebilir: Hangi tohumu suluyorsunuz: Yaşamınızı neyle doldurmak istiyorsanız o duyguyu besleyin

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale