X

2021’e girerken akışta kalalım: Bazı şeyleri dağınık mı bıraksak?

2020 yılının son yazısını yazarken niyetim, 2021 için bizlere iyi geleceğine inandığım bazı davranış ve duygulardan bahsetmekti. “Birkaç maddede toparlarım ve ana fikir de bunlardan bazılarını hedefleyebileceğimiz olur” diye geçirmiştim aklımdan. Ne de olsa, yeni bir yıla girerken biten yılın bilançosu yapılır ve adeta hayat 1 Ocak 00:00’da yeniden başlıyormuşçasına bir sürü yeni başlangıç yapılır, en azından yapılması yönünde hayaller kurulur ve dilekler dilenir. Ancak 2020 sıradan bir yıl değildi ve bence yılın kapanış yazısı da sıradan olmamalı.

Bu yıl, neler öğrenip neler öğrenmediğimizi çokça konuştuk, yazdık, okuduk. Kolektif düzlem bir yana, eminim hepimiz bireysel olarak birçok zorlukla mücadele ettik, ediyoruz ve bu mücadelelerden birçok öğrenimimiz de oldu. Buna rağmen, şartlar eskisine döndüğü an tüm bu öğrendiklerini sihirli bir değnek değmişçesine unutacak kişiler de olacak, şüphesiz.

Sanırım mesele, bu dönemde neyin kalıcı, neyin geçici olduğunu iyi tahlil edebilmek, neyi araç yapıp neyi amaç edineceğimizi doğru seçebilmek ve hem kısa vadede gereken adımları atıp, hem de uzun vadeyi gözden çıkarmadan hareket edebilmek. Yine mesele, denge yani. Bu sene çokça bu ikililer arasında salınıp durduk, 2021’de bu salınım devam edecek gibi görünüyor. Belki salınımlar yavaşlar ve bizler dengeye daha çok yaklaşırız.

Newton’un Beşiği’ni bilirsiniz, hani şu bir taraftan bir topu çekip bıraktığınızda diğer uçtaki topu da harekete geçirdiğiniz çoklu sarkaçlardan oluşan düzenek. İşte bazen de dengeye ulaşacak tek bir sarkacı değil de, böyle birkaç sarkacı yan yana buluruz karşımızda.

Genelde, bir baştaki topun ilk hareketini belirleyen bizler oluruz (bezen de olduğumuzu zannederiz) ancak, bu yıl gördük ki, biz topları hareket ettirmeyi hiç planlamadığınız bir anda bir güç o ilk hareketi yapıyor ve bize de o aradaki toplar gibi, kendisine yüklenen enerjiyi dönüştürüp diğerine taşımak düşüyor sadece. Yani biz hareket etmediğimizi düşünürken, aslında sarkacın hareketinin bir parçası olmaya devam ediyoruz ve momentumu koruyoruz, sürekli olarak enerjiyi taşıyoruz. Madem aslında hareket devam ediyor, enerji devam ediyor ve bizler de bu düzeneğin çok önemli birer parçasıyız, o halde öncelikle bunun farkına varmalıyız. Yine çıktı karşımıza şu farkındalık. Farkındalığın en önemli özelliği ise, varlık bulduğu an, senden bir şey yapmanı beklemesidir.

Peki, ne yapacağız, eğer yükselecek miyiz, alçalacak mıyız bilmeden yerimizde durarak harekete devam ediyorsak?

  • Akışta kalacağız. Her şeyi toplamanın peşinde olmadan biraz da dağınık bırakacağız.
  • Bu kural aslında her zaman geçerli, ancak belki de daha önce hiç olmadığı kadar belirsizlik duygusuyla baş etmeye çalıştığımız bu dönemde bunu öğrenmenin ve pratiğini yapmanın tam zamanı.
  • 2021’de bazı hedeflerimize ulaşacağız, bazılarına ulaşamayacağız. Bazen ne hedeflediğimizden emin olamayacak, revizelerin de hayatın bir parçası olduğunu hatırlayacağız.
  • Bazen istediklerimiz tam da istediğimiz surette bizi bulacak, bazen çok istesek de olmayacak. Ancak olmaması da iyi olacak, o sırada bilemeyeceğiz sadece.
  • Gidenler olacak. Belki geri dönecekler, belki dönmeyecekler. Yeni gelenler olacak. Sonunda hayatımızda kalması gereken bir yolunu, kalmaması gereken de bir bahanesini bulacak.
  • Yine bir sürü duygu çevreleyecek etrafımızı. Bazılarını pamuklara sarıp sarmalayacağız, bazılarını ise kısaca misafir edip bırakacağız. Yine de hiçbirine tutunmamak gerektiğini kendimize hatırlatacağız.
  • Tam bu satırları yazarken ben, Fleetwood Mac – Dreams çalıyor. Kim bilir, bir viral videoyla geçmişten çıkıp gelen ve çok dinlenenlerde yeniden kendine yer bulan bu şarkı gibi bazı şeyleri yeniden çekip hayatımıza alacağız. Bununla birlikte, yepyeni şarkılar da keşfedeceğiz.
  • Yolculuklar için önceden şarkı listeleri hazırlamaya devam edeceğiz tabii, bazı şeyleri planlamak gerekli ve faydalıdır. Ancak nasıl ki, o an için bize en iyi gelen şarkıyı daha önceden kestiremiyorsak, bazı şarkıları da yolda seçeceğiz ya da sırasını değiştireceğiz.
  • Bize sürekli olarak duvarlarımızı bir kat daha yükseltmemizi ve insanlara giderek daha az güvenmemizi öğreten düzende inadına duvarlarımızı yıkmayı öğreneceğiz. Açık olmaya çalışacağız, gelenlere de, gidenlere de. Ne kadarı olur, bizler ne kadarını yapabiliriz bilinmez ama çabalamak fark yaratacak.

Neyi nasıl derleyip toplayabileceğimizle ilgili sayısız faydalı şey var. İhtiyacımız olanları kullanırız nasıl olsa. Yani az egzersiz yapıyorsak yeni yılda bunu artırmak ya da yeni yılda yeni bir dil öğrenmeye başlamak pek tabii mümkün. Çoğu hedefimiz çaba gerektirecek ve kolay değil tabii ki. Ancak bir şeyleri öğrenmeye başladığımız ilk günden beri neler yapılmalı, neler yapılmamalı, nasıl toplarız, nasıl düzenleriz, nasıl planlarız diye öğrendiğimizden, bu kaslarımız daha güçlü. Bu sene daha zor olanı öğrenmeye çalışalım; etki edemediğimizi serbest bırakalım.

Serbest bırakabilme enerjisi de çok güçlüdür aslında. Bir şeyleri harekete geçirmeye devam edelim, çalışalım, deneyelim. Ama bir yandan da bazı şeyleri olduğu yerde, olduğu haliyle bırakalım. Eğer o sırada istediğimiz sonucu alamıyorsak, hatta herhangi bir sonuç alamıyorsak, adeta hareket etmediğimizi zannediyorsak, kendi haline bırakalım biraz.

Her şeyi yerli yerine koyamayız, her parçayı adeta bir yap-boz gibi önceden belirlenmiş bir resme bakarak tamamlayamayız. Niyetimizi doğru koyup üstümüze düşeni yapmaya çalışabiliriz sadece, sonra zaten tam da olması gereken anda, tüm parçalar kendi kendine yerini bulur.

Sonunu göremiyorsak da yola çıkalım. Yola güvenmeye çalışalım.

Yazıma başlamadan önce, kafamda başka şeyler vardı ancak yazı çok başka türlü aktı. Nasıl derleriz, toparlarız diyecekken, biraz da serbest bırakalım derken buldum kendimi. Yine de özünde niyetime sadık kaldığımı fark ettim; bizlere iyi geleceğine inandığım şeylerden bahsettim. Sanırım 2021’in ruhuna da böylesi daha çok uydu ve benim de içime sindi. Bazen bu yeterlidir; ne düşünerek ya da planlayarak yola çıkarsak çıkalım, yolun bizi getirdiği yerin içimize sinmesi.

2021 sağlıkla ve güzelliklerle gelsin, hoş gelsin!

İlginizi çekebilir: Sadeleşmek: Hayat küçük şeylerle büyür

Ceyda Tepret: İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunudur. Koç Üniversitesi’nde MBA eğitimi alıp, Madrid’deki IE Business School’da International MBA programında eğitimini tamamlamıştır. Pazarlama alanında bir kariyer tercih etmiştir ve bu alandaki çalışmalarına devam etmektedir. İnsan davranışları ve psikolojiye duyduğu ilgi onu koçluk eğitimi almaya yöneltmiştir. ICF sertifikalı profesyonel bir koç olarak, danışanlarına kendi yolculuklarında destek vermektedir. Pazarlama profesyoneli kimliğiyle marka hikayelerinin, profesyonel koç kimliğiyle de insan hikayelerinin peşindedir.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale