X

2021 Yaratım Atölyesi başlıyor: Geleceğe yön vermeye var mısınız?

Evet, istediğiniz her şeyi yaratabilirsiniz, ancak nasıl yaratacağınızı biliyorsanız. Farkında mısınız hayal etmekten yorulmuş ne kadar çok insan var? Hayallere küsmüş ya da büyük hayaller kurmaktan korkan… Peki, bitmek bilmeyen depresyonların ve yaşamdan kopuşların temel sebebinin hayatımızın yeterince yaratıcı olamaması olduğunu söylesem?

Yaratıcılık her insanın doğuştan sahip olduğu bir güçtür ve bu gücü kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Öğrenemediğimizde bu muazzam potansiyel içimizi kemiriyor ve bizi yaşamdan koparıyor. Hadi artık bunu değiştirelim! Depresyon ve yaşamaktan keyif almadığımız bir hayat kaderimiz olmasın! Gücüne sahip çıkıp geleceğe yön verenlerden olmaya var mısınız?

Nedir şu yaratıcılık ve neden yaratamıyoruz?

Bunun birkaç temel sebebi var. Hepsini atölyenin ilk günü detaylıca konuşacağız ancak gelin bu yazıda bir kaçına birlikte bakalım… 

Yaratıcı olmadığımızı düşünüyoruz: Dirençlerimizle karşılaştığımız için tıkandığımız ve yaratmakta zorlandığınız zamanlar tabiki olabilir. Ancak, bir insanın yaratma özelliğinin olmadığını düşünmek çok büyük bir yanlış anlamadır. Bu aşmamız gereken en önemli engellerimizden biri. Lütfen şunu bilin her insan yaratıcıdır! Sadece bazılarımız bu gücü nasıl kullanacağını bilirken bazıları bilmez. İnsan, doğanın bir parçasıdır ve bir insanın yaratıcı olamayacağını düşünmek doğanın yaratıcı olmadığını düşünmekle aynı şeydir.

Yaratıcılığı sanatsal bir uğraş sanıyoruz: Birçok insan yaratıcılığın sanatsal bir uğraştan ibaret olduğunu sanır ve kendini yaratıcı hissetmek için kurslardan kurslara koşar. Halbuki yaratıcılık yaşamımızın her anındadır. Bir arkadaşımızla sohbetimiz zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsak yaratıcı olduğu içindir. Yemek yaparken tarife birebir sadık kalmak yerine, yemeği içimizden gelenleri bir araya getirerek oluşturmak yaratıcıdır. Kendimizi hafiflik ve kolaylık içinde bulduğumuz her an yaratıcıyızdır… Ve bu anların hiç biri tesadüfen açığa çıkmaz, doğru şeyler yaptığımız için oluşur.

Yaratıcı kaslarımız aktif değil: Evet her insan yaratıcıdır ancak bazıları içindeki yaratım gücünü keşfetmiş ve kaslarını güçlendirerek yaratmayı öğrenmiştir. Maalesef bir çok insanın hayatı ise içindeki yaratım potansiyelini bastırmakla geçer. Yaşam onu hep oyuna çağırır ama o yaratıcı olmadığına o kadar inanmıştır ki kalbi rengarenk bir cümbüş içinde olsa da harekete geçemez. Halbuki ihtiyacı olan tek şey yaratımın doğasını öğrenmek ve yaratım kaslarını aktive etmek için yaratımın içinde olmaktır. Ve hayır bunun için işinizi bırakmanıza gerek yok.

Araçları amaca dönüştürerek yaratıcılığımızdan kopuyoruz: Yaratıcı olmak isteyen ancak kendisi için doğru aracı henüz bulamamış bir çok kişi ilk aşamalarda sürekli yeni araçlar dener. Dans kursları, şan dersleri, yazarlık atölyeleri… Yolculuğun başında bir çok farklı araçla tanışmak harikadır. Bu sayede kendinizi en rahat hissettiğiniz araçları keşfedebilirsiniz. Ancak, araçlar amaca dönüşmeye başlarsa o zaman yaratıcılıkla bağlantımız yeniden kopabilir. Yaratıcılığı bizden büyük bir şey gibi algılamaya başlarız ve bu bizi kendimizden uzaklaştırır.

Bir süre sonra vakit geçirmekten en çok hoşlandığınız aracı seçmeniz önemli çünkü kendi sesinizi bulabilmek için çok pratik yaparak onu bir uzvumuza dönüştürmeliyiz. Nasıl ki yemek yerken kaşığı nasıl tutacağınızı bilmediğiniz ilk çocukluk zamanlarında ağzınızı bulmak için çaba harcamanız gerektiyse bugün de bir araç seçip onu mümkün olan her fırsatta kullanarak aracımızla ilişkimizi geliştirmeliyiz. O zaman daha önce hiç görmediğiniz ama hep içinizde yaşayan o eşsiz renkleri dünyaya saçmaya başlayabilirsiniz.

Yaratımın doğasını tanımıyoruz: İçimizdeki muazzam yaratım gücünü kullanabilmek için yaratımın doğasını tanımalı ve yaratıcı olmanın ne demek olduğunu çok iyi anlamalıyız. Bu yolda yaptığımız en büyük hatalardan biri sadece hayal etmenin yeterli olduğunu sanmamız. Bunun kadar büyük diğer bir hata da yeterince büyük hayaller kuramıyor olmamızdır. Yaratımın bir formülü var ve bu mistik değil aksine fizik kuralları ile yazılmış bir formül. Doğaya ve başarılı insanların hayatlarına dikkatle baktığınızda ikisinin de aynı formülü uyguladığını görürsünüz. İhtiyacımız olan şey bu altın formüle ulaşmak ve onu uygulamaktır.

Başarı tesadüf değildir ve asla olmadı! Hayallerini yaşayan insanlar sadece şanslı insanlar değil onlar bu formülü takip ederek şansını yaratanlardır. Bu hayatta hiçbir şeyin öylesine “hazır” olarak kimseye verilmediğini görebiliyor musunuz? Bizim yaratmayı öğrenmemiz gerekiyor ve bugüne kadar bir çok kez buna giriştiniz ama başarılı olamadıysanız muhtemelen bu formülle henüz tanışmıyorsunuz. Atölyede sizinle bu formülü paylaşıyorum!

Yaratım atölyesi (26-27 Aralık 2020)

Herkes hayal ettiği hayatı yaratabilir, tabii eğer nasıl yapacağınızı biliyorsanız! 2021’de gerçekleşmeyen hayal kalmasın diye üç günlük kompakt ancak çok etkili bir atölye hazırladım. Hayalim daha çok insanın yaratımın doğasını öğrenmesi ve eşsizliğini yaşaması. Herkes hayalini yaşasa harika olmaz mıydı?

İki günlük bu atölyede yaratımla ilgili bir çok önemli noktanın üzerinden geçeceğiz. Yaratımın formülünü deşifre ederek neyin neden çalışmadığını anlayacağız. Hayal ettiklerimizi yaratabilmek için nasıl bir yol izlememiz gerektiğini keyifli ve ilham dolu bir sohbet ortamında öğreneceğiz. Birlikte yeni yıl için yaratım panolarımızı hazırlayacağız ve yaratım panosunun neden bu kadar önemli ve gerekli olduğunu kavrayacağız.
Geleceğe yön vermeye var mısınız?

Tarih: 26-27 Aralık 2020
Saatler: 13:00-15:30
(Buluşmalar online olarak Zoom üzerinden yürütülecektir.)

Özet program takvimi

1.Gün:
Neden Yaratamıyoruz? (Yaratımı baltalayan 10 temel hata)
Yaratımın Doğası ve Matematiği (İstediğiniz her şeyi yaratmanın altın formülü ve yaratım araçları)
2.Gün:
2021 Vizyon Panosu (Birlikte yeni yıl vizyonlarımızı oluşturuyoruz)

Bu atölyeyi dilerseniz hayallerini gerçekleştirmek isteyen bir arkadaşınıza da hediye edebilirsiniz. Detaylı bilgi ve kayıt için lütfen giricidigdem@gmail.com adresime e-mail atın. Hakkımda daha detaylı bilgi için: www.digdemgirici.com

İlginizi çekebilir: Dünyayı değiştirecek tek şey sizde saklı: İçinizden doğacak cevabı keşfedin

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale