X

2021 tüm dünya için ‘dönüşümün yılı’ olacak: Astrolog Merve Çubuktepe röportajı

2020’yi kan, ter ve gözyaşı içinde kapatırken çoğunluğun aklında benzer sorular: Bu yıla özgü müydü, bitiyor mu? Yoksa rakamlara takılmadan, oyuna devam mı? Hayatımız hep böyle kaotik mi artık? Yoksa bu da mı geçecek; dayanmalı, alışmalı mı?    

Merve Çubuktepe, genç kuşağın bence en parlak astrologlarından. Çok iyi bir eğitim geçmişi var her şeyden önce, mürekkep yalamış; sonra ne olmuşsa olmuş ve “evrenin matematiği”ne kaptırmış kendini. İyi de etmiş. Madem her yeni yıl, yeni bir hayat sapağı demek; yolu yürürken bu kadim bilgiden feyz almamak olmaz… Şimdiden iyi seneler! 

Merve, siz de dahil pek çok astrolog 2020 için bir tür “felaketler yılı” öngörüsü yapmıştı. Yıl bitince felaketleri de beraberinde götürecek mi? 

2020, dokusuyla gerçekten çoğu yıla benzemeyen ve en başından beri kendim de dahil birçok astroloğun çok zorlu geçeceğini belirttiği bir yıldı. 2021 için felaketler yılı değil “dönüşüm yılı” diyebiliriz. Kolay olmayacağı kesin. Çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Tüm hayat tarzımız değişti. Ancak 2021, Jüpiter-Satürn Kova etkileriyle artık pek sıklıkla konuşulan Kova çağının habercisi bir yıl. 2021’de ekonomik krizin yankıları sürecek, toplumsal ayaklanmalar ve bireyselliğe vurgu da artacak. Evet, dünyamız değişti. Bunu kabul etmek zorundayız. Her etkinin bir tepkisi oluyor. Ama 2021, özellikle bunu isteyenler için bir uyanış yılı. Teknoloji ve bilim alanında sıçramaların olması da çok mümkün. 2020 kadar karamsar bir tablo görünmüyor bu yıl için. Ancak asıl iyicil diyebileceğimiz dönem, 2022 yılı.

Hiç ummadığımız, belki ön göremeyeceğimiz bir hızla yepyeni bir yaşam biçimine uyumlandık. Belli ki pek çok şey eskisi gibi olmayacak. Bu dönüşümden en az hasarı alabilmek için, en esnek biçimde nasıl yaklaşmalıyız sürece?

Öncelikle insan olduğumuzu kabullenerek başlamalıyız. Pandemi süreci herkesi bir yandan aşırı “üretkenliğe” doğru yönlendirdi. Sürekli öğrenmek, canlı yayın, ekmek yapmak, yoga videoları, dil öğrenme zorunluluğu hissetmek gibi… Bu elbette bir dikta değil ancak belki de birçok kişi hayatının en tuhaf zamanlarını yaşıyor. Evde izoleyiz, sosyalleşemiyoruz, sürekli virüs/ölüm korkusu içindeyiz. Bu anormal bir durum ve bu sebeple hiçbir şey yok gibi, sürekli şen şakrak ve çok üretken olma beklentisini bir kenara bırakmalıyız. Elbette boş durmak da insanı paslandırır ve depresyona sokar. Ancak her şeyin bir dengesi var. Bunun özel bir koşul olduğunu ve bazen herkes gibi yorulabileceğimizi kabul etmeliyiz.

“Zamanın iki işaretleyicisi” olarak bilinen Jüpiter ve Satürn, kol kola Kova’ya geçiyor şu sıra. Ne demek bu?

Zamanın dokusu Oğlak burcundan Kova burcuna doğru ilerlemekte. Bu sebeple teknoloji hayatımızın artık vazgeçilmez bir parçası. İşimize yarayacak teknolojik gereçleri, programları etkin bir şekilde kullanmayı öğrenmeliyiz. Dijitalleşmeyi küçümsememeliyiz. Şu anda sıfırdan, alakasız şeyler öğrenmek yerine kendi iş ve hayat planımıza uygun konularda kendimizi geliştirmek, en son teknik ve güncel bilgilere ulaşmak, bunu dijital hayata da uyumlamak, 2021 ve sonrasında bizim için çok ciddi bir avantaj olabilir. 

Yine hem astrologlar, hem de Birleşmiş Milletler’den Dünya Gıda Programı’na kadar pek çok farklı topluluk 2021 için “kıtlık” uyarısı yapıyor. Bu felaket uyarısını dikkate alırsak; buradan en az hasarla nasıl çıkarız?

Oğlak burcu ve yöneticisi Satürn kıtlık, kaynakların daralması, kısıtlanma ve mahrumiyetle alakalıdır. Etkilerini de bu yıl ziyadesiyle gördük. Ancak Plüton hala Oğlak burcunda, Jüpiter ve Satürn de yine Satürn’ün yönettiği bir burç olan Kova burcunda olacaklar. Bu sebeple işimiz henüz bitmedi. 

Aradaki fark ise şu: Oğlak burcu, keskin hiyerarşi ve otomatik bir düzen içerisindedir. Yani kaynaklar tükenir ve kemer sıkılır ancak ötesi için yaratıcı bir çaba gelmeyebilir. Oysa ki Kova burcu demek icat, teknoloji, yeni fikirler ve kolektif bilinç demek. Bu sebeple tükettiğimiz her gıdanın, her damla suyun sadece bize ait olmadığını anlayarak hareket etmemiz gerekiyor. Gıda, yiyecek ve giyecek gibi kavramların sürdürülebilirliği çok önemli. Eğer Oğlak dönemi zihniyle tüket-çöpe at, tüket-çöpe at döngüsüne devam edersek, en sonunda bomboş ellerle karşılaşacağız. Paylaşmayı da bilmek zorundayız. Diğer yandan Kova burcu rüzgâr, Güneş gibi enerji üretimleriyle de doğrudan alakalı. Termik santral, HES gibi geçmişte kalan yapılardan arınmak önemli olacaktır. Nükleer enerji çok büyük bir tartışma konusu ancak daha sağlıklı olması adına çalışmalar da gündeme gelebilir. Her halükarda gezegen ve ekosistem artık bizim bu “yaşantımızı” kaldırmıyor ve bir şey yapmazsak da çok geç olacağı aşikar. Bu yıl içerisinde küresel ısınma da önemli bir vurgu olarak karşımıza çıkacak. Zaten önemliydi, daha da merkeze gelecek. Ve bu konunun tek çözümü elbette insanlar değil, asıl devlet politikaları mühim. Zamanı yöneten Satürn, devletler ve otoriteyi temsil etmekte.

Jüpiter ve Satürn’ün Orta Çağ’dan bu yana ilk kez Kova’da birleşmesi dünyanın seyrini değiştirecek, belli; ama günlük hayatımızda nasıl hissedeceğiz bunun yansımalarını? 

2021 ile birlikte artık dönüşü olmayan, yeni bir döneme giriş yapıyoruz. 21 Aralık 2020’de Jüpiter ve Satürn, Kova burcunda, 616 yıl sonra ilk kez kavuşacaklar. Eski, köhne ve artık işlevi olmayan yapılarla ilgili hesapları resmen kapatmaya başlıyoruz ve artık geleceğe odaklanıyoruz. Özetle geçmiş “bitti” artık.

Tüm yıl devam edecek Satürn-Kova transitiyle birlikte sürecek olan bu güç birliği vesilesi ile kendini daha çok geliştiren; yeni çağa, son teknolojilere ve dijital dünyaya daha fazla ayak uyduran kişiler ön plana çıkacaktır. Kolektif düşünen, takım oyunu oynayan kazanacaktır. İnsanlık, geçmişteki Satürn-Kova dönemlerinde teknoloji, ulaşım, fizik, astronomi gibi konularda çok önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bu zorlu salgın sürecinde öğrendiğimiz bilgiler de ileride küresel sağlık adına çok değerli olacak, ancak aynı zamanda insanlığın ilerleyen dönemlerdeki akıbetini de şekillendirebilecektir. Bilimsel gelişmeler özellikle tıp, genetik, astronomi ve havacılık gibi alanlarda gerçekleşebilir.

Hümanizm, eşitlik, adalet ve bireysel özgürlüklerle ilgili daha fazla sesin çıkacağı, kolektif hareketin artacağı, birlikte üreteceğimiz zamanlara geçiyoruz. Bu sebeple de 2020’de dünya çapında gerçekleşen büyük protestoların artışını görebiliriz. Dijitalleşen dünyada klasik meslek kalıplarından çıkarak online platformların gücünün daha da artışına, hatta yeni bir büyük dijital platformun çıkışına da şahit olabiliriz. Kripto paralar, modern yatırım metotları daha önemli hale gelebilir. Klasik meslekler yerine yeni nesil mesleklerin daha da güçleneceği bir süreç olacak. Artırılmış gerçeklik adına da önemli çalışmalar görebiliriz. Şahsen, astrofizik ve hava/uzay taşımacılığı adına da önemli gelişmeler bekliyorum. İlk uçak Satürn-Kova döneminde kullanılmış, Newton Fiziği’nin ötesine yine Satürn-Kova döneminde resmen geçilmişti. Belirttiğim gibi asıl “iyicil” denebilecek yıl 2022, 2021 bir geçiş süreci. Ancak bu yıl atılacak doğru adımlar, dünya ve bizlerin iyileşmesi adına çok önemli süreçleri hayata geçirebilir.

2021 yılı kimler için hangi alanlarda nispeten daha şanslı, kimler için nispeten daha yorucu olabilir? 

Sadece Güneş burcu bazında herhangi bir burcu şanslı veya yorucu olarak ayrıştırmak yanıltıcı olabilir. Malum, doğum haritası sayısız bileşen ve kombinasyondan oluşuyor. Bundan dolayı da ‘Bu yıl X burcunun yılıdır.’ gibi yorumlar aslında okuyucuyu yanıltmaktadır. 

En azından şöyle diyebiliriz: Ateş ve hava grubu burçları olan Koç, Yay, İkizler ve Terazi burçlarında Güneş, Ay, yükselen gibi önemli yerleşimleri olan kişiler için daha hızlı hareket ve avantaj söz konusu olabilir. Diğer yandan Boğa, Aslan, Akrep ve Kova burcunda önemli yerleşimleri olanlar için yıl daha hareketli ve yorucu geçebilir. Jüpiter Kova burcunda; ancak Satürn de yanında seyahat ediyor. Aslında bu hepimiz için bir mesaj. İşler iyi gitse dahi rehavete kapılma lüksümüz yok. Bir konuda başarılı olmak istiyorsak maraton koşucusu gibi sürekli odak ve kararlılığımızı korumak, kendimizi geliştirmek ve güncellemek durumundayız.

Son olarak: Gökyüzü bize neyi öğütlüyor bu dönemde? Bir laf, bir motto, bir reçete çıkar mı; ne dersin?

Gökyüzü bize öncelikle “Geçmiş gerçekten geride kaldı” diyor. Ve “gelecek burada, tam şu anda”. Yani artık gelmesini beklediğimiz bir gelecek yok, biz zaten içindeyiz. Geçmişte şöyle oldu, böyle yaptım, niye öyle olmadı diye arkamıza bakma lüksümüz yok. Zamanın ruhu “hızlanıyor”. Bu sebeple de sadece ileriye doğru bakanların gerçekten meyveleri toplayabileceği bir dönemdeyiz.

Güncellenmemiş yazılım gibi olma lüksümüz yok. “Ben nasılsa çok iyi biliyorum, öğrenmeme gerek yok.” zihniyeti bizi geriye götürecektir. 2020, online eğitimlerin de patlama yaptığı bir yıl oldu. Kova demek bilgi demek, kolektif demek. Bu sebeple de artık standart klasik işler yerine giderek bilgi, teknoloji ve kolektifi odaklayan işler başarı sağlayacak. Pandemi sürecinde sayısız iş kolu zarar görürken, online tüm pazarlama alanları sıçrama yaptı. 

İlla pazarlama işi gerekmiyor, bunu kendimiz için de yapabiliriz. Bilgi çağına giriyorsak eğer, konu ne olursa olsun kendimize bir yol seçip ilerlemek, istiyorsak bunu da paylaşmak harika bir misyon. Bu dönemin en önemli sıkıntılarından biri giderek artan bilgi kirliliği ve bunu da ancak gerçekten kalbiyle bilgi yolculuğuna çıkıp edindiklerini yaymayı seçenler değiştirebilir. Artık anahtar ne geçmişte, ne şimdide, ne de gelecekte aslında. Üç zamanın iç içe ve birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu anlıyoruz. Ve anlamaya da devam edeceğiz.

Bu sebeple bu yılın bir mottosu varsa eğer, “Gelecek burada, tam şu anda” derdim.

 

Astrolog Merve Çubuktepe’yi Instagram hesabı üzerinden takip edebilirsiniz. 

Yazarın diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz. 

Gizem Sevinç Selvi: Gizem Sevinç Selvi, Üsküdar Anadolu Lisesi’nin ardından Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Hyundai Rotem Company’de başladığı kurumsal kariyerini hayallerinin mesleği gazetecilik için ardına bakmadan bıraktı. Habertürk Gazetesi’nin son yıllarında muhabir ve editör olarak çalıştı. Halkla ilişkiler ve reklam ajanslarında yola bir süre devam ettikten sonra Bundle News’ta Baş Editör olarak gazeteciliğe keyifle devam ediyor. Gizem, aynı zamanda The School of Life Istanbul'un çekirdek ekibinin parçası. Okuyor, yazıyor, anlamaya çalışıyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale