X

2021 ilkbahar sezonunun öne çıkan dekorasyon trendleri

2020 yılının ilk çeyreği tamamlanmadan hayatımıza giren sokağa çıkma yasakları ve “evde kal” çağrıları, hepimiz için ev kavramını değiştirdi, yeniden tanımlamamızı sağladı. Artık ev hepimiz için güvenli alan anlamına geliyor ve evlerimizde daha fazla konfor ve rahatlık ön plana çıkıyor.

Renkler ise doğal ve toprak tonları arasında gidip gelirken, doğayı anımsatan şekiller, yuvarlak hatlar ön plana çıkıyor. Önceleri ev dekorasyonuna pek fazla para harcamazken, birçoğumuz artık bunu önceliklendiriyoruz, evimizde kendimize ufak lüksler yaratıyoruz. Örneğin mum seven ama pahalı mumlar almaktan çekinen biriyseniz, artık daha fazla vakit geçirdiğiniz eviniz için o çok sevdiğiniz kokulu mumlardan bir tane almayı göze alabilirsiniz.

Öte yandan ev kavramını sorgularken çok önemli bir konu daha devreye girdi; birçoğumuz için ev aynı zamanda ofis oldu. Evimizde kendimize çalışma alanı yarattık, daha düzenli olmayı, işle ilgili dokümanları etrafa dağıtmamayı, dağınık bırakmamayı öğrendik. Görüntülü online toplantılar için kendimize uygun bir arka plan yarattık, belki tüm evi olmasa da bir duvarı yeniden boyadık.

Bu arada ev bitkilerini de unutmamak gerek. Hepimiz evlerimizde daha fazla bitki yetiştirir olduk, mevcut bitkilerimize daha iyi bakmaya başladık. Dışarıya çıkamadıkça, dışarıda özlediğimiz şeyleri evlerimize taşıdık.

Aslında tüm bunlar, 2021’in dekorasyon trendlerini belirleyen unsurlar. Peki nedir bu trendler? İşte 2021 ilkbahar/yaz sezonunun öne çıkan dekorasyon trendleri…

1. Bağ evi tarzı

Granny Chic akımının bir uzantısı olan bağ evi tarzı, kırsal hayatın romantik bir yansıması gibi düşünülebilir. Renkleri, desenleri ve farklı dokuları bir arada kullanıldığı büyükanne ve büyükbabalarınızın evlerinde mutlaka bu tarzın örneklerini görebilirsiniz. Kadife kumaş kaplı bir kanepe, zamansız bir berjer, ahşap borulara asılmış uzun perdeler, büyükçe bir ort sehpa ve daha küçük yan sehpalar ve renkli duvar kağıtlarıyla bu tarzı yansıtabilirsiniz. Nostaljik ve konforlu bir dekorasyon istiyorsenler için güzel bir seçim olabilir.

2. Japandi

Japon ve İskandinav tarzının bir harmanı olan Japandi, bağ evi tarzının tam zıttı. Daha yalın şekiller, rattan ve doğal ahşap mobilyalar, seramikler, desensiz düz renkler bu tarzın belli başlı unsurları. Gri ve tonları, beyaz gibi renklerin kullanıldığı, çiçek yerine vazolardaki büyük yapraklı bitkilerin ön planda olduğu Japandi tarzı daha sakin bir ev isteyenlerin tercihi.

3. Toprak tonları

Sakinleştirici toprak tonları, bizi doğaya, doğanın dinginliğine ve sıcaklığına götürür. Birçoğumuzun son bir yılda belki de en çok özlediği şey, doğada olabilmek… Öte yandan toprak tonlarının güçlendirici olduğu ve değişim için bizlere cesaret verdiği söylenir. Yaşanan pandemi nedeniyle hepimiz hayatlarımızda önemli değişiklikler yapmaya, bundan sonra daha cesaretli adımlar atmaya ve kendi içimize dönmeye hevesliyiz.

4. Pantone 2021 yılı renkleri: Sarı ve gri

Uluslararası renk otoritesi Pantone Color Institute 2021 yılının renklerini “Illuminating” sarı ve “Ultimate” gri olarak açıkladı. Kısacası bu yıl trendlerinde yumuşak grileri ve parlak sarıları bir arada göreceğiz. Pantone bu iki rengin birlikteliğini “güçlü ve pozitif bir uyum” olarak tanımlıyor. Gri bir duvarın önündeki sarı bir kanepe güzel bir seçim olabilir.

5. Yuvarlak hatlar

Son zamanda iç mekanlarda yuvarlak hatlar daha çok göze çarpıyor. Özellikle yuvarlak hatlı, kıvrımlı kanepelerin sabah sıcak ve misafirperver bir atmosfer oluşturduğu düşünülüyor. Özellikle 1950’lerin moda kanepeleri, bu yıl yeniden karşımızda.

6. Çevreye duyarlı

Çevreye ve doğaya duyarlılık, her şeyde olduğu gibi dekorasyon trendlerinde de öne çıkıyor. Sürdürülebilir kumaşlar, doğaya saygılı koşullarda üretilen ürünler, dönüştürülebilir malzemeler daha çok evlerimize giriyor. Özellikle duvar ve zeminlerde kullanılan, aksesuar yapılan mantar malzemeler sık sık kullanılıyor. Vintage parçalar da daha çok görülüyor. Birçok kişi artık yeni yerine eski ve zamansız eşyalar satın alıyor.

7. Bitkiler ön planda

Bitkiler her zaman evlerimizin vazgeçilmeziydi ancak bu yıl daha çok ön planda olacaklar. Özellikle kışın az güneşli günleri geride kalırken, evlerde küçüklü büyüklü bitkiler dekorasyonun en önemli parçaları haline geliyor. Küçük bitkilerle koleksiyon yapabilir veya büyük bitkileri evinizin güneş alan bir köşesinde değerlendirebilirsiniz.

8. Esnek mekanlar

Evden çalışma ortamı bir süre daha hayatlarımızda olacak, hatta belki kalıcı hale gelecek gibi görünüyor. Bu da esnek mekanların önemini artırıyor. Hem yemek masası hem çalışma masası olarak kullanılabilen eşyalar, online toplantılarda arka plan olarak kullanılabilecek duvarlar ve işlevsellik ön plana çıkıyor.

İlginizi çekebilir: Baharın enerjisini evinize yansıtacak dekorasyon önerileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale