Pandemi yazını güvenli geçirme rehberi: Uzmanlara göre en riskli ve en güvenli yaz tatili aktiviteleri
Bir yılı aşkın bir süredir hayatımızda olan sokağa çıkma yasakları ve karantina dönemini aşılamaların başlamasıyla birlikte yavaş yavaş geride bırakmayı umut ettiğimiz şu günlerde, bir taraftan ”Normalleşmek için erken mi?” sorusuna güvenilir bir cevap bulmaya çalışırken bir taraftan da yaz tatili zamanına denk gelen kademeli normalleşme sürecine adapte olmaya çalışıyoruz.
Yaz mevsiminin gelişi ve havaların ısınmasıyla birlikte uzun zamandır hayalini kurduğumuz tatil ve gezme planları için harekete geçmiş olsak da, virüsün bulaşıcılığında ve etkisinde henüz bir azalma olmadığı için mümkün olabildiğince güvenilir ve az riskli tatil seçeneklerini göz önünde bulundurmakta fayda var. Peki, yeni normalde ”güvenilir” ne anlama geliyor?
NPR’ın Ohio State Üniversitesi’nden epidemiyolojist Dr. William Miller; Chicago Üniversitesi’nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı ve hastane epidemiyolojisti Dr. Emily Landon, Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi’nden pediyatrik bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Judith Guzman-Cottrill, Washington Üniversitesi’nden pediyatrik bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Andrew Janowski ve Harvard Tıp Fakültesi’nden halk sağlığı araştırmacısı Dr. Abraar Karan ile 2020 yılında yaptığı kapsamlı röportajın detaylarını sizlerle paylaşmıştık. 2021 Haziran ayına geldiğimizdeyse röportajdaki tüm bilgileri güncel gelişmelere uygun şekilde güncelleyerek sizlerle paylaşıyoruz.
Aktivitelere göre virüsün bulaşma riskini değerlendiren uzmanların göz önünde bulundurduğu 4 ana faktör var: Zaman, alan genişliği, insan sayısı ve mekan. Siz de normalleşme süreci boyunca tatil planlamalarınızda ve sosyal aktivitelerinizde bu dört faktörü göz önüne alarak hareket edebilirsiniz: Bulunduğunuz mekan ne kadar kapalı ve darsa, enfeksiyon riski taşıyan insan sayısı ne kadar fazlaysa, o kadar risk altındasınız demektir. Bu nedenle yaz boyunca kapalı mekanlar yerine açık havayı tercih etmek, nerede olursanız olun maske takmak, geniş ve az kişinin bulunduğu yerleri tercih etmek her zaman avantajınıza olacaktır.
Uyarı: Virüsün bulaşmasının ve etkilerinin yaşınıza, sağlık durumunuza, bulunduğunuz bölgedeki vaka sayısına ve aşağıdaki aktiviteleri gerçekleştirirken kişisel olarak aldığınız önlemlere bağlı olduğunu unutmayın. İş yerleri ve kamusal alanlar normalleşme süreciyle birlikte hizmet vermeye başlamış olsalar da, kamuya açık, toplu olarak kullanılan alanlarda bulunmak hala riskli.
Ev bahçesinde ya da terasta arkadaş buluşmaları:
Düşük – orta risk
Küçük bir arkadaş grubuyla geniş ve açık bir alanda buluşmak görece daha az riskli bir aktivite seçeneği. Ancak yine de buluşmaya davet edilen kişilerin fiziksel mesafelendirme ve hijyen kurallarına uyup uymadıkları, riskin ne kadar yüksek olduğuyla ilgili önemli bir belirleyici.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Ev buluşmalarında riski azaltmak için tabak, bardak, çatal, kaşık gibi mutfak malzemelerini, yiyecek ve içecekleri paylaşmaktan kaçının. Herkesin kendi yiyecek ve içeceklerini getirmesi, fiziksel mesafeyi koruması, gerekli olmadıkça maskelerini çıkarmaması ve iç mekanlar yerine bahçe, teras gibi açık alanlarda buluşulması virüsün bulaşma riskini azaltabilecek önlemlerden bazıları.
İlginizi çekebilir: Birlikte farklı bir şeyler deneyin: Doğa severler için 6 ucuz buluşma fikri
Restoranda akşam yemeği:
Orta – yüksek risk
Restoranda yemek yemek, normalleşme sürecinde yapılabilecek en riskli aktivitelerin başında geliyor. Restoranda yemek yerken hijyen ve mesafelendirme kurallarına ne kadar uyarsak uyalım, kapalı bir mekanda uzun süre bulunacağımız için virüse maruz kalma olasılığımız da o kadar artıyor. Restoranda yemek yemek genelde sosyalleşme amaçlı yaptığımız bir aktivite olduğu için, restorandaki tüm kişilerin birbiriyle konuşması sonucunda virüsün havaya yayılarak bulaşma riski de oldukça yüksek
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Riskin ne kadar yüksek olduğu seçtiğiniz restoranın hijyen ve mesafelendirme kurallarını ne kadar dikkate aldığı ve ne kadar önlem aldığıyla ilgili. Gittiğiniz restoranda masa sayısı normale göre azaltılmış olmalı ve masalar mümkün olabildiğince birbirinden uzak konumlandırılmalı. Ayrıca 1 Haziran’da yayınlanan yeni genelgeye göre, her masada açık alanlarda en fazla 3 kişi, kapalı alanlarda en fazla 2 kişi oturma zorunluluğu bulunuyor. Garsonların maske takması ve her servis öncesinde ve sonrasında ellerini dezenfekte edebilecekleri yerlere kolaylıkla erişebilmeleri gerekiyor.
Tuz, karabiber, zeytinyağı, ketçap, mayonez gibi her masada bulunan baharat ve sosların tek kullanımlık olacak şekilde müşterilere sunulması ve menü yerine QR kodu kullanarak menüye kendi cihazınızdan erişebilmeniz, virüsün yüzeylerden bulaşma riskini önemli ölçüde azaltacaktır. Bu süreçte açık büfesi olan restoranlar da riskinin yüksek olduğu yerlerden. Ayrıca, masada tanıdığınız insanlarla otururken maskenizi çıkarsanız bile tuvalete gitmek ya da telefonla konuşmak için masadan ayrıldığınız an maskenizi takmanız gerektiğini unutmayın.
Havuzda yüzmek ya da denize girmek:
Düşük risk
Fiziksel mesafelendirme kurallarına dikkat ettiğiniz sürece denize girmek ya da havuzda yüzmek düşük riskli yaz aktivitelerinden biri. Uzmanlar, virüsün çok miktarda suyun içinde kaybolacağını, bu nedenle de virüsün su yoluyla bulaşmasının mümkün olmadığını söylüyor.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Havuzda ya da denizde yüzmenin riskli olabileceği tek durum, bulunduğunuz ortamdaki kişilerle yakın mesafede bulunmanız. Sudan çıktıktan sonra havuz ya da deniz kenarında bulunan diğer kişilerle aranızdaki mesafe 1,5-2 metreden fazlaysa virüsün size bulaşma ihtimali de o kadar düşük olacaktır. Özellikle herkesin ortak olarak kullandığı duş, soyunma kabini, tuvalet gibi yerlerde yüzeylerle temas etmemeye ve insanlardan uzak durmaya çalışmalısınız.
Havuz mu deniz mi sorusuna gelecek olursak: Daha geniş bir alana yayılan ve insanların daha seyrek olarak bir arada bulunduğu sahiller, huvuzlardan çok daha güvenli. Ayrıca, görece daha az insanın bulunduğu sabah ve akşamüstü saatlerini tercih etmeniz de virüsün bulaşma riskini en aza indirmenize yardımcı olacaktır.
10’dan fazla davetlinin bir arada bulunduğu düğün, mezuniyet balosu, doğum günü gibi kutlamalar:
Orta – yüksek risk
Yaz mevsiminin gelmesi düğün sezonunun açılması ve mezuniyet balolarının başlaması demek. Ülkemizde de 1 Haziran’dan itibaren başlamış olan düğün davetleri, uzmanlara göre yüksek riskli aktivitelerin başında geliyor. Dışarıda yapılacak kır düğünleri riski az da olsa azaltabilir. Ancak yine de pek çok insanın uzun süreden sonra bir araya geleceğini, özellikle 15 Haziran’dan sonra yapılacak düğünlerde yemek ve içki servisinin başlayacağı ve katılımcı sayısındaki kısıtlamanın kaldırılacağı göz önünde bulundurulduğunda, alkol tüketimiyle birlikte eğlenirken fiziksel mesafelendirme ya da maske takma gibi önlemleri göz ardı edebileceğini, yüksek müzik nedeniyle çok daha yakın bir mesafeden birbirleriyle konuşmak durumunda kalacaklarını unutmamak gerekiyor.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Tehlikenin ne kadar büyük olduğu, davetin büyüklüğü ve bir araya gelen kişilerin yakınlığıyla doğru orantılı. Herkesin otobüs, uçak, tren gibi toplu taşıma kullanmasını gerektirmeyecek şekilde, arabayla ya da yürüyerek yakın mesafelerden geleceği, küçük ve kapalı bir grupla kutlama yapmak virüsün bulaşma riskini azaltacaktır. Davet ettiğiniz kişiler çok yakınınızsa, ister istemez davetinizi geri çevirmemek için sağlıklarını tehlikeye atarak gelmeye çalışacaklardır. Bu nedenle özellikle risk grubundaki aşıları henüz yapılmamış olan 65 yaş üstü arkadaşlarınızı ve akrabalarınızı, nazik bir şekilde bilgilendirerek davet etmemeye dikkat etmelisiniz.
Umumi tuvaletleri kullanmak:
Düşük – orta risk
Tuvaletler normalde de pek çok bulaşıcı hastalığın kolaylıkla bulaşabileceği yerler olduğu için, yapımında kolayca dezenfekte edilebilecek fayans ve yer kaplamaları kullanılan yerler. Tabii ki yine de tuvaletin ne kadar temiz olduğu ve bulunduğunuz yerdeki vaka sayısı risk oranını belirleyebilecek faktörler.
Tuvalette özellikle hem kullanmadan önce hem de kullandıktan sonra sifonu çekerken kapağı kapalı tutmanız, olası bir virüsün havaya yayılmasını engelleyecektir.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Kullandığınız tuvalet küçük, havalandırması yetersiz ve çok fazla insanın girip çıktığı bir yerse virüsün bulaşma riski daha yüksek olabilir. Bu nedenle kullandığınız umumi tuvaletlerin temiz olduğuna; tuvalet kağıdı, kağıt havlu ve sabun gibi temel hijyen malzemelerini bulundurmasına dikkat etmelisiniz. Tuvalet girişinde uzun kuyrukların bulunması ve fiziksel mesafelendirme kurallarının ihlal edilmesi virüsün bulaşma riskini artıracaktır. Ayrıca tuvaletten çıktıktan sonra ellerinizi mutlaka sabun ve suyla yıkamanız, ellerinizi yıkadıktan sonra da mümkünse kolonya ya da alkol içeren bir dezenfektanla temizlemeniz ve kapı kolu gibi bir yüzeyle tekrar temas etmemeniz oldukça önemli.
Arkadaşınızın evinizdeki banyo ve tuvaleti kullanması:
Düşük risk
Özellikle banyonuzda bir havalandırma sistemi varsa ya da banyo pencereniz sürekli açıksa, banyonuzu kullanan kişi virüs taşıyıcısı olsa bile bir süre havalandırdıktan sonra havadan virüs bulaşması bulaşması söz konusu olmayacaktır. Ayrıca banyo yüzeyleri kolay temizlenebilen malzemelerden yapıldığı için, dezenfekte edici özellikteki bir temizlik ürünüyle banyonuzda kolaylıkla hijyen sağlayabilirsiniz. Banyonuzu temizleme ya da havalandırma fırsatı bulamadan, başka birinin ardından hemen kullanmanız gerekirse de, çıktıktan sonra ellerinizi sabunla güzelce yıkayarak virüs kapma riskinizi azaltabilirsiniz.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Banyonuzu ya da tuvaletinizi kullanan arkadaşınızın hastalık semptomu göstermiyor olsa bile virüs taşıyıcısı olma ihtimali yüksek. Bu nedenle banyonuzu tekrar kullanmadan önce mutlaka dokunmuş olabileceği kapı kolu, klozet kapağı, musluk gibi yüzeyleri dezenfekte etmeli, havlunuzu yenisiyle değiştirmelisiniz.
Aile dostunuzun yazlığına gitmek:
Düşük risk
Karantina dönemini evde, mümkün olabildiğince az kişiyle hijyen ve fiziksel mesafelendirme kurallarına uygun şekilde görüşerek geçirdiğinden emin olduğunuz arkadaşlarınızın ya da aile dostlarınızla yazlık evlerinde zaman geçirmek düşük riskli aktivitelerden bir diğeri. Özellikle müstakil ve insanlardan uzak, doğaya yakın bir yazlık ev, yaz tatili için güvenilir bir alternatif.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Yaz tatili için böyle bir planınız varsa, öncelikle birlikte tatile gideceğiniz arkadaş grubunuzla ya da aile dostlarınızla önceden konuşup hijyen ve mesafelendirmeyle ilgili beklentilerinizin aynı olduğundan emin olmalısınız. Tatile gider gitmez ilk işiniz mutfak ve banyo gibi ortak kullanılan alanları temizlemek ve dezenfekte etmek olmalı.
Otel tatili:
Düşük – orta risk
Uzmanlar, gerekli önlemleri ve izinleri almış, hijyen ve fiziksel mesafelendirme kurallarına uygun olduğu onaylanmış otellerde tatil yapmanın düşük riskli olduğunu söylüyor. Yine de lobi, spor salonu, restoran, asansör gibi ortak alanları sıkça kullanmanız virüs kapma riskinizi artırabilecek durumlar. Ancak odanızdan mümkün olabildiğince çıkmadan ve diğer insanlarla temasta bulunmadan otelde güvenli bir tatil yapabilirsiniz. Ayrıca konaklayacağınız otelin doluluk oranının genelgede yayınlanan kurallara uygun olup olmadığını da rezervasyonunuzu yaptırmadan önce mutlaka teyit etmenizi öneriyoruz.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Yaz için otel tatili yapmak gibi bir planınız varsa valizinize ilk koymanız gereken şey birkaç paket ıslak mendil olmalı. Dezenfekte edildiğinden ne kadar emin olursanız olun özellikle ellerinizi sıkça değdirdiğiniz lavabo, TV ve klima kumandası, kapı kolu gibi yüzeyleri henüz odaya yerleşmeden güzelce temizleyin. Riski daha da azaltmak için kendi çarşaf ve nevresimlerinizi kullanabilirsiniz. Otel rezervasyonunuz sırasında mutlaka hijyen ve temizlik politikalarıyla ilgili bilgi istemeyi, Covid-19 ile ilgili gerekli hijyen protokollerine uyup uymadıklarını kontrol edin. Asansörleri kullanırken butonlara kürdan, anahtar ya da hiçbir obje bulamıyorsanız serçe parmağınızın eklem kıvrımıyla basmaya çalışın.
Kuaföre gitmek:
Orta – yüksek risk
Kuaförde yaptırdığınız saç kesimi, boya, fön, manikür gibi işlemler uzun süre yakın mesafede olmayı gerektirir ve virüsün en yaygın bulaşma şekli olan damlacık yoluyla havadan bulaşma riskini artırır. Saçınız kesilirken kuaförün 1,5 metre uzağınızda durması mümkün olmadığı için, kuaföre gitmek bu dönemde yapılabilecek en riskli aktivitelerden biri.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Siz ve kuaför çalışanları sürekli maske takıyorsa ve bulunduğunuz bölgedeki vaka sayısı düşükse virüs bulaşma riski görece daha az olacaktır. Bu nedenle kuaföre gitmeden önce telefonla arayarak ya da internet sitelerinden Covid-19 kapsamında aldıkları önlemleri araştırabilir, çalışanlarının ve kullandıkları malzemelerin hijyeniyle ilgili ne gibi kurallara sahip olduklarını öğrenebilirsiniz. İşleminizi yaptırırken kuaförünüzle kesinlikle konuşmamalı, işinizi mümkün olabildiğince çabuk bitirip kuaförden ayrılmalısınız.
AVM’de alışveriş yapmak:
Risk oranı değişiklik gösterebilir
Gittiğiniz AVM’nin fiziksel koşullarından ne kadar kalabalık olduğuna, ne kadar zaman geçirdiğinizden eşyalarla ne kadar temasta bulunduğunuza göre alışveriş yaparken virüs bulaşması riski değişiklik gösterebiliyor. Kalabalık, kapalı ve havalandırma sistemi kötü olan AVM’lerde uzun süre alışveriş yapmak yüksek riskli bir aktiviteyken; üstü açık ve havası sürekli yenilenen, daha az insanın gittiği bir AVM’de, kısa süreli bir alışveriş sonunda virüs bulaşması riski düşük olacaktır. Burada önemli olan, aynı noktada mümkün olabildiğince az zaman geçirmek. Bu nedenle önünde kuyruklar olan mağazalarda saatlerce beklemek yüksek riskli bir aktivite olacaktır.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Üstü kapalı ve içeride aynı havanın sirküle edildiği bir AVM yerine üstü açık AVM’leri tercih etmek, riskin azalmasına yardımcı olacaktır. Aynı şekilde mümkün olabildiğince az insanın bir arada bulunduğu, fiziksel mesafeyi koruyabileceğiniz AVM’leri tercih edebilirsiniz. AVM’de alışveriş yaparken kendinizi kaptırıp ihtiyacınız olmayan ürünlerin bulunduğu mağazalarda saatlerinizi harcamak yapabileceğiniz en tehlikeli şey olabilir. Orada bulunma amacınızın zorunlu ihtiyaçlarınızı karşılayıp bir an önce dışarı çıkmak olduğunu aklınızda bulundurmalı, AVM alışverişini keyif gezisine çevirmemelisiniz. Mümkün olabildiğince online alışveriş yapmaya çalışmalı, gitmek zorundaysanız da içeride bulunduğunuz her an maskenizi taktığınızdan, ellerinizi sık sık kolonyayla ya da alkollü bir dezenfektanla temizlediğinizden emin olmalısınız.
Gece kulübüne gitmek:
Yüksek risk
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de eğlence mekanları henüz hizmet vermeye başlamadı. Ancak açılmış olsaydı bile uzmanlar, gece kulübünde eğlenmenin bu dönemde en yüksek riskli aktivitelerden biri olduğunun altını çiziyor. Kalabalık, yakın temas, bağırarak şarkı söylemek ve konuşmak, terlemek ve alkol nedeniyle kontrolünüzü kaybetmeniz, dolayısıyla fiziksel mesafelendirme ve hijyen kurallarına uymamanız virüsün bulaşma riskini fazlasıyla yükselten faktörler. Ayrıca dans ederken daha derin ve hızlı nefes alıp vermek de, virüsün en kolay yayıldığı hava yoluyla bulaşma riskini yükseltecektir. Bu nedenle hizmet vermeye başlasa da, gece kulüpleri bu dönemde gitmeniz gereken yerler listesinde son sırada bile olmamalı.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Yukarıda da söylediğimiz gibi, gece kulübüne gitmek şu an için kesinlikle güvenilir bir aktivite değil. Eğer dans etme ya da sosyalleşme ihtiyacınız varsa, güvendiğiniz, yakın arkadaşlarınızdan oluşan bir grupla evde parti vererek eğlenebilirsiniz.
Kamp yapmak:
Düşük risk
Virüsün bulaşma ve yayılma şekli göz önüne alındığında, tüm uzmanlar bu yazın en güvenilir aktivitesinin kamp yapmak olduğu konusunda hemfikir. Açık havada, herkesten uzakta, izole bir tatil alternatifi olan kamp tatili, uzun zamandır uzak kaldığınız doğayla baş başa kalmak için de harika bir alternatif. Ancak yine de grup olarak kampa gidecekseniz, birlikte olduğunuz kişilerin virüs taşıyıcısı olmadığı konusunda emin olmalı ve tanımadığınız kişilerle kamp yapmaktan kaçınmalısınız. Kamp sırasında da fiziksel mesafelendirme kurallarına uymaya ve kişisel hijyeniniz konusunda dikkatli olmaya çalışın.
İlginizi çekebilir: Karantina yazının en az riskli ve en güvenilir tatil trendi: Kamp yapmak
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Aslında tüm risk değerlendirmesine dahil olan tüm faktörler, kamp tatili için de geçerli. Ailenizle birlikte, izole bir kamp alanında, açık havada yapacağınız bir kamp tatili tabii ki kalabalık, ortak kullanımlı tuvalet ve banyoların olduğu bir kamp alanına göre çok daha düşük riskli bir tatil alternatifi olacaktır. Özellikle çadırınızı tanımadığınız ya da taşıyıcı olma olasılığı olan biriyle paylaşmak, virüsün bulaşma riskini artıracaktır.
Açık havada egzersiz:
Düşük risk
Takım sporu dışında kalan tüm açık hava egzersizleri fiziksel mesafenizi korurken fiziksel sağlığınızı ve formunuzu da korumanın en iyi yollarından biri. Tenis, koşu, golf gibi bireysel sporlar basketbol ve futbol gibi grupla oynanan sporlara göre çok daha güvenli.
Riski azaltmak için neler yapılabilir?
Aktivitelerinize ne kadar fazla kişiyi dahil ederseniz, risk de o kadar yükselecektir. Bu nedenle egzersizleriniz sırasında, açık havada bile olsanız, mümkün olabildiğince yalnız olmaya, egzersiz yapığınız yerde başka insanlar varsa mutlaka maske takmaya ve fiziksel mesafeyi korumaya dikkat etmelisiniz.
Kaynak: npr.org