Bazen klasik hesaplaşmalar yapmaktan kaçınırız. Korkarız geçene zamana baktığımızda göreceklerimizden… Sonra “keşke” diyeceklerimizden! Demek bir kocaman upuzun bir yıl daha geçmiş ve ben hala bunu yapmamışım, bu hayalimi gerçekleştirememişim, bu seyahate çıkamamışım, hayalimdeki adamla veya kadınla tanışamamışım, istediğim iş teklifini alamamışım, içimden geçen kazanç seviyesine erişememişim, belki diğerleri neler neler yapmıştır ama işte ben yapmamışım…
Bugün bu yazımda sizlerle birlikte, geçtiğimiz yılla hesaplaşalım istiyorum ama öyle kendi kendimizi kırıp dökerek değil… Ne yapmadığımıza, neye sahip olmadığımıza, neyin bizlere kısmet edilmediğine, nereye gidemediğimize, neyi yiyemediğimize, kaç kiloyu veremediğimize, spora başlayamadığımıza veya bir türlü isteyip de zaman ayıramadığımız şeylere odaklanarak değil…
Gelin bugün bu hesaplaşmamızda az da olsa yapabildiklerimize, hayatımızın muhteşemliğine, sahip olduğumuz sağlığa, görmek hissini yaşayabildiğimiz gözlerimize ve en önemlisi hala sorunsuz, koşulsuz ve sorusuz atmaya devam eden sevgili kalbimize odaklanalım…
2018, verdiğin her şey için teşekkür ederim
Sevgili 2018, sana teşekkür ederim, kocaman bir macera oldun benim için. Bu bir yıl boyunca istemeyi öğrendim. Her ne olursa olsun, her nasıl olursam olayım, olmasını istediklerime odaklanmayı, evet, yalnız olsam da yanımda bir kişi olsun diye dileyebilmeyi fakat yalnızlığıma da şükredebilmeyi, zengin olmasam bile bir gün istediğim o eve sahip olmayı istemeyi öğrendim. Ve bu yıl bundan hiç vazgeçmediğimde, nasıl olur veya olmaz diye endişelenmediğimde, bana kısmet edilen tüm bolluklara teşekkür etmeyi öğrendim.
Sevgili 2018, sana teşekkür ederim. Geçtiğimiz upuzun bir yıla baktığımda her şeyin, her an inanılmaz bir akışla, akımla ve tezahürle değişebileceğini öğrendim. Zamanın asla geç olmadığını, insanın azimle dünyanın akışını değiştirebileceğini ve aslında ihtiyacımız olan tüm gücün o damarlarımızda akan kanda mevcut olduğunu! Çalışmaya, gayret etmeye odaklandığımızda yaşın, yorgunluğun, kırgınlıkların asla gerçek olabileceklerin önüne geçemediğini ve her insanın hayallerinin peşinden koşarak değil, dört nala koşarak gitmesi gerektiğini öğrendim.
Sevgili 2018, sana teşekkür ederim. Bu güzel bir yıl boyunca kendimin ne kadar kıymetli olduğunu bana defalarca farklı derslerle gösterdin. Gün geldi yürüyecek adım bile atamadım, gün geldi muhteşem bir maviliğin kıyısında mis gibi çam kokuları arasında güneşin o insanı kavuran güzelliğine kendimi bırakmak şansını bulabildim. Gün geldi nasıl geçireceğim diye düşündüğüm günler, bir bir, sabırla, şükürle, belki birazcık da olsun isyanla geçti gitti. Her şeyin yenileneceğini, anın yaşanıp da değişeceğini ve önemli olanın yine ben olduğumu öğrendim.
Sevgili 2018, bu yıl için sana teşekkür ederim. Bana bu yıl öyle güzel gösterdin ki belki yıllar öncesine dönsem yine aynı şeyleri çeker, yine aynı dikenli yolları yürür, yine bugünler için o zor yolları geçerdim diye düşündürdün.
Sevginin, kıymet bilmenin, kadir ve kısmetin, sonra bir de dünyanın beni yalnız bırakmadığını, yaptığım her şeyin, her anın bir sebebi ve sonucu olduğunu yeniden ve yeniden bana gösterdin. Öğrendim, senin çizdiğin yollara akıl sır erdirmek mümkün değil!
Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız 2018 bitmeden, onunla vedalaşın ve yaşadığınız her şey için “az” diye düşünmeden, yok diye üstünü çizmeden, verilmedi diye isyan etmeden, size gelmek isteyen tüm güzellikleri tüm kalbinizle kabul ederek hesaplaşın.
Kim bilir 2019 hepimize neler neler getirecek!
Şimdiden mutluluklar, sevgiler ve bol bol şans sizlerle olsun…
İlginizi çekebilir: Hayat nedir: Satın alamayacağımız zenginliklerle dolu bir yolculuktur