X

2018 yılında hayatımızı yakından etkileyecek öne çıkan wellness gündemleri

Son yıllarda bireylerin, toplumların, şirketlerin ve hatta devletlerin peşinden koştuğu bir şey var; o da wellness. Tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği wellness konsepti, oldukça dinamik ve değişken. 2017 yılında da wellness‘ın tanımının değiştiğini söylemek mümkün. Artık wellness, bir kişinin bireysel yolculuğundan çok daha fazlasını ifade ediyor. Wellness; bir başkasının, toplumların ve en nihayetinde yaşadığımız gezegenin iyi olması için çaba harcamayı ifade ediyor. Wellness denince akla şu üç kavram geliyor: Sen, biz, hepimiz.

Wellness konusunu yakından takip eden trend uzmanları, bu yıl büyük şirketlerin kişisel bakım ürünleri konusunda müşterilerin taleplerini daha çok dinleyeceğini, daha kaliteli besinlere yönelimin artacağını ve sürdürülebilirlik çalışmalarının hız kazanacağını söylüyor. Aynı zamanda aralıklı olarak kendini aç bırakma (intermittent fasting) ve mikrobiyomla tedavi alanındaki araştırmaların hız kazanacağı düşünülüyor. Çevre dostu #sıfıratık girişimler ve kadın sağlığına eğilen teknoloji yatırımlarını ifade eden #femtech konuları da 2018’de gündem konuları arasında.

Wellness denince akla şu üç kavram geliyor: Sen, biz, hepimiz.

Eğer siz de 2018 için koyduğunuz bireysel hedefleri yeniden gözden geçirmek veya çalıştığınız sektördeki müşterilerinize 2018 trendlerini yakalayan öneriler sunmak istiyorsanız doğru yerdesiniz. İşte 2018’in öne çıkan wellness trendleri ve gündem konuları:

1. Çevre dostu olmak wellness rutininin bir parçası haline geliyor

Küresel ısınma ve bunca yıldır çevreyi düşünmeden yapılan birçok uygulama yüzünden doğa artık isyan ediyor. Geçtiğimiz yıl tüm dünyada beklenmedik doğa olaylarıyla geçti. Üstelik uzmanlar önlem alınmazsa bunun daha da kötüleşeceğini söylüyor. Geçtiğimiz temmuz ayında New York Magazine‘de çıkan bir makaleye göre uzmanlar, büyük bir değişim olmadığı sürece 100 yıl içinde dünyanın yaşanılmaz bir yer haline dönüşeceğini söylüyor. Bunun etkilerini hepimiz çoktan hissetmeye başladık.

Kirlilik ve aşırı hava olayları nedeniyle besin zincirinde bozulmalar yaşanıyor, kronik hastalıklar daha da kötüleşiyor, hatta ruhsal sağlığımız bile bunlardan etkileniyor. Bu durum hepimizi bu konuda bir şeyler yapmaya zorluyor. İşte bu sebeple 2017’de sürdürülebilirlik ve doğa dostu kurallara uyan şirketlerin sayısının artması tesadüf değil.

Örneğin Nike geçtiğimiz yıl sürdürülebilir deriden üretilen ve karbon ayak izi diğerlerinin yarısı kadar olan Flyleather adında bir model çıkardı. Adidas ise okyanusta bulunan plastikten üretilen ve 11 plastik şişeye eşdeğer olan UltraBoost modelini çıkardı. Şirketler artık tüketicilerin satın alma eğiliminde çevre dostu ve sürdürülebilirlik özelliklerinin etkili olduğunun farkına vardı. Bu da onları gün geçtikçe daha fazla çevre dostu yatırımlara yönlendiriyor.

2. Teknoloji de tütün gibi bağımlılık yapıyor
Hepimiz gün içinde defalarca cep telefonlarımızı kontrol ediyoruz çünkü mobil uygulamarın çoğu, kullanıcının dikkatini çekmek için tasarlamış.

Teknoloji ve sosyal medya, dünyayla bağlantı kurmak için harika çözümler sunuyor. Ancak her ikisi de yeterince adil kullanım noktasını aşmış durumda. 2017 yılında sosyal medyada daha fazla vakit geçirenlerin kendilerini sosyal açıdan daha tatminsiz ve daha stresli olduğunu gösteren birçok araştırma yayımlandı. Dijital dünyada yıllardır varlık gösteren girişimciler artık yavaş yavaş geri adım atmaya, geri çekilmeye başladı. Dünya devi Facebook’un Kurucu Başkanı Sean Parker’ın “Hedefimiz, kullanıcılarımızın zamanını ve dikkatini nasıl daha az tüketebiliriz sorusuna yanı aramak” şeklindeki sözleri bile bunun en iyi özeti.

Hepimiz gün içinde defalarca cep telefonlarımızı kontrol ediyoruz çünkü mobil uygulamarın çoğu, kullanıcının dikkatini çekmek için tasarlamış. Eski bir Google Proje Müdürü olan Tristan Harris, “İsteseniz de istemeseniz de kaçınılmaz olarak bu uygulamalar insanların düşüncelerini, duygularını ve eylemlerini şekillendiriyor. İnsanları programlıyor” diyor. Cep telefonu ve sosyal medya bağımlılığı son dönemin en çok konuşulan konularından. Güzel haber ise her alışkanlığın bilişsel terapi sayesinde tersine çevrilebilir olması. Bizler teknolojiye daha bilinçli yaklaştıkça, mobil uygulama endüstrisi de bu talebe karşılık veriyor. Örneğin, gün içinde cep telefonunuza göz atma sayısını ve süresini sınırlandıran uygulamalar gün geçtikçe artıyor. 2018’de bu konu daha çok önem kazanabilir.

3. Bağırsak sağlığı için sadece iyi bakteriler yeterli değil

Bağırsak sağlığıyla ilgili farkındalığın artması probiyotiklerle ve bağırsaklardaki yararlı bakterileri besleyen lif içeren besinlerin daha fazla tanınmasıyla başladı. Ancak bağırsak sağlığı için probiyotik ve iyi-kötü bakteri dengesi kadar önemli bir şey daha var; o da bağırsaktaki yararlı mantarlar. Bunu keşfeden isim ise Dr. Mahmoud Ghannoum. Dünyanın sayılı mikrobiyom araştırmacılarından biri olan Dr. Ghannoum, “Hem bakteriler hem de mantarlar sindirim sağlığında kilit öneme sahip. Araştırmalar, bakteriler ve mantarlar arasındaki iş birliğinin tümden sağlık ve wellness üzerinde önemli etkileri olduğunu gösteriyor” diyor. 2018 wellness trendlerinde ise bağırsak sağlığının korunması ve sürdürülmesi için daha inovatif yöntemlere başvurulacağını kestirmek mümkün. Artık yararlı bakteriler ve probiyotiklerin ötesine bakmanın zamanı geldi.

4. Doğal içerik, yeni “organik gıda” furyasına dönüşüyor
Yalnızca yediklerimizin değil kullandığımız ürünlerin de doğal içerikli olması giderek önem kazanıyor.

Son birkaç yıla kadar kozmetik ve temizlik ürünlerindeki “doğal içerik” şirketlerin pek de önemsediği bir konu değildi. Ancak son yıllarda bu durum değişti. Hem kozmetik ve temizlik ürünlerinin içeriğini paylaşan platformların artması hem de tüketicilerin “şeffaflık” taleplerinin çoğalması bu değişime öncülük etti. Örneğin, kozmetik ve temizlik sektöründe dünya devlerinden biri olan Unilever, ürünlerinin içeriği konusunda daha şeffaf bir uygulamaya geçti. En büyük muamma olan “koku” içeriğinin üzerindeki sır perdesini kaldırdı. Aslında bu bir zorunluluk değil ancak Unilever gibi sektördeki önemli bir oyuncunun böyle bir adım atması, diğer şirketleri de etkileyecektir. Şirket ayrıca daha temiz içeriğe sahip kişisel bakım ürünü tercih edenler için ApotheCARE Essentials adında bir başka marka daha çıkardı.

2018’in en önemli wellness trendlerinden biri de doğal deodorant konusu. Bu konuda da P&G önemli bir adım attı ve Native adını verdiği yeni bir marka piyasaya sürdü. Markanın ürünleri alüminyum ve paraben içermeyen bir formüle sahip. Anlaşılan o ki doğal deodorant konusu 2018’in en sıcak konu başlıklarından biri olabilir.

5. Bağırsak sağlığı açısından süper besin olan kolajene ilgi artıyor

Son yıllarda süper besinler listesine giren kolajen, 2018 yılında hayatımızda daha çok yer alabilir. Günümüzde artık tüketiciler besinlerinin nereden geldiğini ve içinde ne olduğunu daha çok bilmek istiyor. Kolajen de en “temiz” protein kaynaklarından biri olarak öne çıkıyor. Öte yandan bağırsak sağlığını destekleyen özellikleri ve anksiyete, akne tedavisindeki etkileri sebebiyle gün geçtikçe popülaritesi artıyor. Kemik suyundan yapılan çorbalar, smoothie’ler 2018’in öne çıkan wellness trendleri arasına şimdiden girdi bile!

6. Sadece kilo vermek için değil sağlık için aralıklı aç kalma
Aralıklı aç kalmayla ilgili en önemli yanlışlardan biri bu yöntemin sadece kaloriyi azaltma, kilo verme olarak görülmesi…

Geçtiğimiz yılın ilk aylarında her yerde ketojenik beslenme konuşuluyordu; şimdilerde ise aralıklı aç kalma. Yapılan araştırmalar, aralıkla aç kalmanın kısa ve uzun vadede sağlık açısından çok faydalı olduğunu söylüyor. Birçok insan bu yöntemle kilo vermeyi de başarırken; kan şekeri dengesinin sağlanması, enflamasyon riskinin azalması, bilişsel fonksiyonların artması gibi sağlık açısından faydaları daha çok ön plana çıkıyor. Aslında aralıklı aç kalma da Paleo diyeti gibi atalarımızdan beri uygulanan bir yöntem.

Aralıklı aç kalmayla ilgili en önemli yanlışlardan biri de bu yöntemin sadece kaloriyi azaltma, kilo verme olarak görülmesi. Oysa aralıklı aç kalmanın amacı bağırsaklara yenileyici bir mola zamanı verilmesi, hücrelerin eski proteinlerden kurtulması, yenilenme ve tazelenme olarak özetlenebilir. Güney Kaliforniya Üniversitesi’nden biyokimya uzmanı Dr. Valter Longo’ya göre siz de haftada birkaç defa akşam yemeğiyle sabah kahvaltısı arasında 14 saatlik aç kalma süresi bırakarak bu yöntemi uygulayabilirsiniz.

7. Büyük gıda şirketleri büyük hamleler yapıyor

Yıllarca ekonomik gücü olan ve iyi semtlerde yaşayanlar daha sağlıklı besinlere ulaşabildi. Kombu çayı hazırlayıp, probiyotik dolu çikolataları sağlıklı ve butik dükkanlarda bulabildiler. 2018 ise daha büyük şirketlerin daha sağlıklı gıda anlamında büyük adımlar attıkları bir yıl olacağa benziyor. Artık daha iyi besinleri, daha kitlesel marketlerde bulmak mümkün olabilir.

Bu durum özellikle de milenyum çağında doğup büyüyenleri yakından ilgilendiriyor. Daha iyi beslenme, etnik ve sürdürülebilir uygulamaları destekleme konusunda daha duyarlı olan milenyum neslinin alım gücünü artık kitlesel marketlere çevirmesi bekleniyor.

8. İyi uyku, büyük bir öncelik ve büyük bir pazar haline geliyor
Derin ve dinlendirici bir uyku sağlığımız için olmazsa olmaz.

2017 yılında nihayet uyku konusu bir öncelik haline gelmeyi başardı. Uykusuzluğun kilo alma, anksiyete, hormon dengesinde bozulma gibi sorunlara yol açtığını söyleyen araştırmaların sayısı gün geçtikçe artıyor. İyi uykunun başarının anahtarı olduğunu söyleyen Amazon’un kurucusu ve CEO’su Jeff Bezos gibi kanaat önderlerinin açıklamaları da 2018 yılında uyku konusunun wellness trendleri arasında yer alacağını gösteriyor.

Yıllarca uykusuna özen göstermemiş ve uyku düzenini bozmuş kişiler ise bu konuda kendilerini düzeltmek için her türlü yola başvuruyor. Derin ve dinlendirici bir uyku için uyku optimizasyon teknolojinelerine, polistik rahatlama tekniklerine, rahatlatıcı yağlara, değişik teknolojilerle üretilmiş yataklara ve yastıklara olan ilgi gün geçtikçe artıyor.

9. Kadın sağlığına odaklanan teknolojik yatırımlar artıyor: Femtech

Yapılan araştırmalar, 2017 yılında kadın sağlığına odaklanan teknolojik yatırımlar için 1,2 milyar dolar harcandığını söylüyor. Doğurganlık ve üreme sağlığını, tüm beden sağlığının önemli bir göstergesi olarak kabul eden kadınların sayısı arttıkça, bu alanda yapılan yatırımlar da artıyor. Regl dönemlerini takip eden, yumurtlama dönemini haber veren uygulamaların sayısı gün geçtikçe artıyor. Öte yandan hamile kadınlar için hazırlanan uygulamalar bebeğin kalp atışlarını dinlemeden, hamilelikle ilgili hafta hafta bilgiler vermeye kadar çeşitli olanaklar sunuyor. 

10. Mitokondri için sağlıklı yağ tüketimi ön plana çıkıyor
Mitokondri düzgün çalışmadığında yorgunluk, hızlı yaşlanma ve verim alamama baş gösteriyor.

Geçtiğimiz yıllarda mikrobiyomları tartışıyorduk, 2018’in wellness trendlerinin kilit kelimelerinden biri de mitokondri. Eleven Eleven Wellness Center yöneticisi Dr. Frank Lipman’a göre mitokondriyi hücrelerdeki güç kaynağı gibi düşünmek mümkün. Bu güç kaynakları, besinleri ve oksijeni enerjiye çeviriyor ve hücre içinde biyokimyasal reaksiyon oluşturuyor. Mitokondri düzgün çalışmadığında yorgunluk, hızlı yaşlanma ve verim alamama baş gösteriyor. Mitokondriyi desteklemenin en iyi yolu ise şeker veya karbonhidrat tüketmek değil, sağlıklı yağ tüketmek. 2018’in wellness trendlerini takip eden gıda üreticilerinin özellikle yağ oranı yüksek ve ketojenik besinleri ön çıkarması bekleniyor.

11. Alternatif meditasyon yöntemi olarak nefes egzersizleri dikkat çekiyor

Farkındalık ve meditasyon 2018 wellness trendlerinin yine en önemli başlıkları. Günümüzde stresli, anksiyete sorunu yaşayan hedef odaklı binlerce insanın bununla baş etmek, teknolojinin dürtüleriyle mücadele etmek ve kendi beden-zihin ilişkisini desteklemek için alternatif yöntemlere başvurması kaçınılmaz. 2018’in wellness trendlerinde bu alternatif yöntemin nefes çalışmaları olacağı konuşuluyor. Büyük etkinliklerdeki nefes egzersiziyle ilgili söyleşilere veya uygulamalara olan ilgi gittikçe artıyor. Biyoenerji uzmanları nefes çalışmalarını programlarına dahil ediyor, nefes çalışmalarının sinir sistemi üzerindeki etkilerini araştıran uzmanların sayıları artıyor, yoga eğitmenleri nefes egzersizlerini yoga derslerine dahil ediyor. Nefes, insanın kendi bedeniyle ilişki kurmasının en hızlı ve en kolay yolu. 2018 yılında wellness trendlerinin buna daha fazla ağırlık vermesi bekleniyor.

Kaynaklar:
Mind Body Green
Forbes

 

İlginizi çekebilir: 2018 wellness trendleri: Farkındalık ve detoks şekil değiştiriyor

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale