2017’nin en yeni wellness trendleri: Zorlu egzersizlere veda, yavaş ve etkili egzersizlere merhaba
Çok da uzak olmayan bir geçmişte, egzersiz yapmak; kapalı spor salonlarında saatler geçirmek, kollar ve bacaklar kopana kadar koşmak, yoğun spor aktivitelerinde bulunmak ve fit bir görünüm kazanmak için sağlam bir para harcamak anlamına geliyordu.
Ancak bu yaz “slow fitness movement” yani yavaş fitness hareketi bir anda yükselişe geçti ve egzersiz anlayışına dair ne varsa her şeyi değiştirmeye başladı; buna nasıl hareket ettiğimiz, nasıl giyindiğimiz, nasıl nefes aldığımız ve nasıl terlediğimiz bile dahil. Vücudumuzu ve sınırlarımızı zorladığımız o zor dönemlerden sonra artık derin bir nefes alıp yeni egzersizlerle, yeniden doğmanın zamanı geldi.
İşte 2017 yılının onarma ve yenilenme odaklı fitness ve wellness trendleri:
Bedenini zorlama, ona ayak uydur
Bedeni zorlayan, ağır hareketler geride kaldı. Ağır ve güç gerektiren hareketler yerini restoratif yoga, qigong, nidra yoga, yin yoga gibi daha yavaş bir akışa sahip olan stillere bıraktı.
Flowing Zen’in kurucusu Ulusal Qigong Derneği yönetim kurulu üyesi Anthony Korahais: “Qigong, tartışmasız bir stres azaltma aracıdır.” diyor ve ekliyor;
“Modern dünya antik mindfulness sanatlarına hayran oluyor, çünkü stresle savaşmak ve yaralarımızı iyileştirmek konusunda çoğu zaman yetersiz ve çaresiz kalıyoruz. Qigong bu alanda bize yardımcı oluyor. Yıllardır hak ettiği değeri görmese de qigonga olan bakış açısının önümüzdeki 10 yıl içinde bir hayli değişeceğine inanıyoruz.”
Dünyada birçok yoga stüdyosu artık tai chi, qigong atölyelerine ev sahipliği yapıyor ve New York’ta bulunan popüler stüdyolar haftalık programları arasında nidra yogaya mutlaka yer vermeye dikkat ediyor.
Yürüyüş “anda olmanın” en güzel yolu
Koşmayı sevmiyor musunuz? Hiç problem değil. Bu yaz bedenlerimizi yavaşlatıyoruz ve vücudumuza kolay gelen, uygulaması daha kolay olan hareketleri benimsiyoruz. PLOS’ta yayınlanan bir araştırmaya göre açık havada yürümek ruh hali üzerinde şaşırtıcı derecede olumlu etkilere sahip. Yapılan araştırmaya göre; kadınlar egzersiz olarak yürüyüşü, erkeklerden daha çok benimsiyor. Amerika’da kadınların %65’i düzenli bir şekilde yürüyüş yaparken, erkeklerin %63’ü yürüyüşü egzersiz olarak uyguluyor.
Sağlıklı yaşam uzmanı ve All Is Well kitabının yazarı Marilynn Preston bu durumu kendi cümleleriyle şöyle açıklıyor:
“Yürüyüş insanlar tarafından yeniden keşfediliyor ve seviliyor. Bunun nedeni ise yürüyüşün en stresli zamanlarda bile basit ve uğraş gerektirmeden bizi canlı hissettirebilen, eklemlerimizi çalıştıran ve doğrudan etki eden bir aktivite olması. Yürümek, özlediğimiz özgürlük hissini bize geri veriyor. Yürürken kontrol tamamen bizde oluyor, kimseyle konuşmak, bir şey açıklamak zorunda kalmıyoruz, tamamen kendimizle baş başa kalıyoruz. Güneş ışığı bitkiler için ne kadar önemliyse, yürümek de bizim için o kadar önemli ve gerekli.”
Ayrıca yürüyüş için pahalı ayakkabılara ve ekipmanlara ihtiyacınız yok. Hayatınıza kolayca dahil edebilir, isterseniz basit bir “yemekten sonra ritüeli” haline getirebilirsiniz.
Yeni akım “zeki giyinmek”
Zeki görünmenin ilk adımı neyle uğraşıyor olursanız olun, tarzınızı spor ayakkabılarla, rahat ve konforlu kıyafetlerle tamamlamak. Yani “akıllı” giyinmek.
Moda teknolojisi firmasi Wearable X’in kurucusu Billie Whitehouse; “Teknolojik kıyafetlerin bu derece popüler olmasının nedeni insan bedenine ait daha önce alamadığımız verileri bize veriyor olması. Hem de başka birinin yardımı olmadan. İnsan bedenine dair bilgilere daha önce hiç bu kadar kolay ulaşılmadı. Bu tür teknolojiler sayesinde artık bedeninizin kapasitesine ve nasıl çalıştığına dair önemli bilgileri, kolunuzdaki bileklikten dahi edinebiliyorsunuz.”
Bu tür teknolojiler günümüzde hala çok nadir olmakla birlikte, çoğu activewear firması vücudunuzu ve sağlığınızı yenilikçi yöntemlerle destekleyecek kıyafetler tasarlamak için adımlar atmaya başlıyor. Örneğin oldukça fazla duymaya başladığımız Lululemon’un yeni yüksek teknoloji ürünü Enlite sutyeni, sporcu kadınlar için egzersiz seansları sırasında doğal sıçramayı destekleyici bir özellik sunuyor. Tabii bu yalnızca bu alandaki gelişmelerden bir tanesi. Yakın zamanda pek çok örneğini daha göreceğimize eminiz.
Kısa süreli egzersizler daha sağlam sonuçlar veriyor
Vücudumuzun mekaniğini ve nasıl işlediğini daha iyi anlamaya başladıkça, daha kısa sürede daha etkili bir şekilde egzersiz yapmanın yollarını bulmaya başladık. Yüksek yoğunlukta aralıklı antrenmanlar ya da HIIT gibi daha kısa süreli egzersizlerle yalnızca 15-20 dakika gibi sürelerde hedeflerimize daha kolay ulaşabiliyoruz. Bu egzersizler 60-90 dakikalık bir antrenmana kıyasla, vücutta stresle birlikte artan kortizol miktarının düşük kalmasını, ve tabii zamandan kazanmanızı sağlıyor.
Egzersiz rutinlerini kısa süreli tutmanın harika sonuçlar doğurduğunu keşfeden Breaking Vegan’ın yazarı yogi Jordan Young: “Haftada 2 kere düzenli bir şekilde yaptığım koşu ya da HIIT gibi egzersizler; restoratif yoganın, bolca su içmenin ve tabii ki uykunun yardımı ile ihtiyacım olan tüm dengeyi bana veriyor.”
Kısa süreli egzersizlerin bu derece önemli olmasının bir diğer nedeni ise yapmanız gereken daha önemli şeylere alan açmanızı sağlamaları; uyku gibi!
Yani koşu bandı üzerinde saatlerce koşmanıza gerek yok. Yapmanız gereken çok çalışmak değil, akıllıca çalışmak. Ve tabii hayatınızda ruh halinizi, modunuzu dengeleyici aktivitelere daha fazla yer vermek.
Performansınızı arttırmak için yogadan faydalanın
Artık birçok atlet ve sporcu, performanslarını arttırmak ve hedeflerine ulaşmak adına yogadan ve yoganın iyileştirici özelliklerinden yararlanıyor.
Geçtiğimiz günlerde grup USC futbol oyuncusu yoganın hem zihinsel hem de fiziksel performanslarını arttırdığını açıkladı. Ayrıca Teksas’ın Stephenville kentinde bir lise, sporcularına haftalık Vinyasa derslerine katılma şansı tanıdığını söyledi ve bunun üzerine yaklaşık 130 kişi anında kayıt yaptırdı.
NBA oyuncusu Tobias Harris, bu yaz atletizm dünyasında pek çok alanda yoga ve diğer düzenleyici egzersizlerin kullanıldığına tanık olduğunu söyledi ve bu gözlemini şu sözlerle dile getirdi:
“Yoga gibi iyileştirici aktiviteler hiç şüphesiz sporcular için vazgeçemeyecekleri bir trend haline geldi. Bunun nedeni ise bu tür egzersizleri vücudu yormadan şekillendirmesi, esneklik kazandırması ve yenilemesi. Ben bu anlamda yürüyüşten ve yogadan faydalanıyorum. Ve çoğu zaman sabahları 15 dakikamı ayırmam yetiyor. Bu faaliyetler kesinlikle performansımı etkiliyor, kan akışımı düzenliyor, ve tüm sezon boyunca yorulan bedenimi kendine getiriyor. Tüm bunların yanında yoganın özgüveni, huzurlu ve barışçıl hisleri olumlu anlamda etkilediğini söyleyebilirim.”
Asıl amaç ömrü uzatmak
Her gün düzenli bir şekilde yoğun ve uzun egzersizler yapmak, eklemleri ve kasları zorluyor. Yoğun ve zorlayıcı egzersizler kısa süreli “gösterişli” sonuçlar veriyor olsa da uzun dönemde yaralanmalara ve stres seviyesinde artışa neden oluyor.
Yoga eğitmeni Jules Hunt: “Zamanında uzun egzersizlerle haşır neşir olan biri olarak, bu konudaki anlayışın değişiyor olmasına seviniyorum” diyor ve ekliyor; “İnsanlar nihayet bedenlerini dinliyor ve yalnızca tek örnek bir beden ölçüsünün doğru olmadığını anlıyor. Benim için önemli olan uzun ömürlülük, dolayısıyla egzersizlerimi kısa süreli karın kasları yerine uzun vadeli sağlık için yapıyorum.”
Sabahları erken kalkıp yapılan egzersizler yerini daha fazla uykuya bırakıyor
Rüya gibi öyle değil mi? Sonunda uykunun değeri anlaşıldı!
İngiltere’de bir spor salonu bu yaz uygulamaya başlayacağı bir egzersiz sınıfından bahsetti. Dersler gerginlik ve stres azaltıcı esneme hareketleriyle başlayacak ve 45 dakikalık bir uyku seansıyla tamamlanacak.
Uykunun egzersiz programlarına eklenmesinin iyi bir nedeni var. Uyku uzmanı Michael Breus’a göre uyku yeni bir “hayati işaret”. Bunu da şu sözlerle açıklıyor: “Eğer uykunuzda bir sorun varsa, bu şüphesiz başka bir soruna neden oluyor. Kilo alma, kronik bir hastalığı tetikleme ya da zihinde bulanıklaşma gibi…”
Eğer spor salonunuz henüz bu tarz bir hizmet sunmuyorsa, işten sonra bir saatinizi qigong, restorative yoga gibi seanslara ayırabilirsiniz. Bu tür seanslar 1 saat olmasa da 15-20 dakikalık meditasyonla sonlanıyor. Meditasyon, geceleri daha rahat uykuya dalmanıza yardımcı oluyor.
Her zaman pasif iyileşme taktiklerini deneyebilirsiniz
Kriyoterapi ve kızılötesi saunalar gibi pasif iyileşme taktikleri özellikle son iki senedir bir hayli yayılmaya başladı. Golden State Warriors oyuncuları Stephen Curry, Andre Iguodala ve Shaun Livingston, iyileşme adına düzenli olarak dondurucu soğukluktaki kriyoterapi odalarını kullanıyor.
Kas gerginliğini gidermek ve ruh halini düzenlemek için ısı kullanan kızılötesi saunalar bu sene şimdiye kadarki en parlak dönemini yaşıyor. Oldukça bilinir olan HigherDOSE’un kurucusu Lauren Berlingeri bu uygulamayı şöyle anlattı: “Kızılötesi ısılar vücuda ihtiyacı olan sıcaklığı sağlıyor. Bu yöntem vücudunuza ısı vermek için hem daha nazik ve etkili bir yöntem. Biz bu ısıyı güneşe benzetiyoruz. Çünkü verdiği ısı tıpkı güneşin verdiği ısı gibi terapötik, besleyici ve dinlendirici hisler uyandırıyor.”
Kaynaklar:
Mindbodygreen.com
Yogajourney.com