X

2016’da teknoloji her an bizimle: Giyilebilir teknoloji

Apple’ın 2015 yılında giyilebilir teknoloji iletişimi konusunda hakimiyet kurması, bu hakimiyetin 2016 yılında ikinci jenerasyonla devam edeceği beklentisini ortaya çıkardı. Aynı zamanda Fitbit’te pazardaki güçlü konumunu yeni seneyle beraber muhafaza edip artırmaya çalışacak gibi görünüyor. Bu iki aktörün ötesinde geleceğin aktivite ölçer bileklikler ve sağlık ve fitness giyilebilir ürünlerinde mi olacağı sorusu ise belirsizliğini koruyor.

Analistlere, giyilebilir teknoloji üreticilerine ve bu alandaki uzmanlara 2016’dan beklentileri sorduk ve onlardan aldığımız bilgiler ışığında bu senenin 13 trendini sizler için belirledik:

1. Giyilebilir teknoloji popüleritesini artırmaya devam edecek

2015 yılında 39,5 milyon Amerikalı 18 yaş ve üstü yetişkin akıllı saat ve fittness bilekliği gibi giyilebilir ürünleri kullandı. eMarketer’ın araştırmasına göre giyilebilir teknoloji pazarı 2014 yılına göre %57.7’lik bir büyüme gösterdi. 2016 yılında da artış bekleniyor ve yapılan araştırmalara göre 2018 yılında Amerika’da 81.7 milyon insanın giyilebilir teknoloji ürünlerini kullanması bekleniyor.

2. Akıllı saatler aktivite ölçerlerin hayatını bitirmeyecek

Apple Watch

 

Birçok teknoloji endüstrisi seyircisi Apple Watch’ın fitness bileklikleri pazarını gevşeteceğini ve koltuğunu sallayacağını düşünüyordu; ancak beklenildiği gibi olmadı.

IDC raporuna göre Apple geçen 2 çeyreklik dönemde kabaca 7.5 milyon akıllı saat sattı. Aynı zaman diliminde Fitbit 9.2 milyon fitness aktivite ölçer bilekliği satarak 2014 yılının aynı dönemde yaptığı satışın iki katının üzerine çıktı.

IDC giyilebilir teknoloji ve mobil telefon araştırma müdürü Ramon Llamas bu durumu şöyle açıklıyor: ‘Birçok insan çok fonksiyonlu ürünlerin geleneksel ürünlerin hakkından geleceğini düşünüyor. Ben bu durumun 2016 yılında veya takip eden birkaç yılda gerçekleşeceğini düşünmüyorum. 2 ürün kategorisi varlığını sürdürmeye devam edecek’

Llamas’a göre Amerika’da 100 $ ile 200 $ arasında satılan aktivite ölçerler kullanıcılar tarafında alım gücünün kolaylığından dolayı takdir ediliyor. Buna rağmen akıllı saatler genellikle 300 $ ve üzeri bir fiyattan satıldığı için insanlara göre değer önerisi seviyesinde bulunmuyor ve insanlar hali hazırda akıllı telefonlarıyla yapabildikleri şeyler için akıllı saate o kadar para vermeyi mantıklı bulmuyorlar. Yani akıllı saat farklılaşma konusunda zayıf kalıyor.

3) Fitbit aktivite ölçerlerin kralı olmaya devam edecek

NDP Group Sonbahar 2015 Tüketici ve Giyilebilir Teknoloji Raporu‘na göre Fitbit aktivite ölçer ürünleri pazarda zirvedeki yerini koruyacak. Fitbit Şubat 2015-Ekim 2015 arası dönemde değerini %13 artırdı. Ayrıca rapora göre Fitbit karşılaştırmalı özellikleri ve tarzından ziyade düzenli olarak adıyla istenen tek ürün olarak pazarda yerini alıyor.

4) Fitbit için rekabet kızışacak

Fitbit

 

IDC hesaplamalarına göre Çin markası Xiaomi’nin aktivite ölçer ürünlerinin satışının %97’si yine ülke sınırları içerisinde yapılıyor. 15 $ fiyatıyla Mi Band,  Fitbit’ten çok daha ucuza satılıyor. Eğer Mi Band Çin’den dışarı çıkmayı başarabilirse 60 dolarlık fiyatıyla Fitbit Zip için büyük bir tehdit oluşturacağa benziyor.

Ayrıca daha çok taşınabilir navigasyon ürünleriyle öne çıkan Garmin’de pazarda önemli bir potansiyel rakip haline gelmeye başladı. Garmin; koşu, golf, yüzme, dağcılık ve su sporlarıyla ilgilenen sporculara odaklanarak markanın yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor. IDC’ye göre Garmin,  derin ve geniş ürün portfolyosu ve değişken fiyat seçenekleriyle  sayısız Pazar segmentini kapsıyor ve yükselen fitness aktivite ölçer pazarında yer alan alt markası Vivo ve akıllı saatleriyle yerini sağlamlaştırıyor.

Garmin atletler arasında popüler olmaya başladı bile. 2015 Kasım ayında Piper Jaffray araştırmasında yer alan 221 atletin %91’i koşarken ürünü kullandıklarını söylerken, %70’i kullandıkları ürünün adının Garmin olduğunu belirtti. Yine araştırmaya göre Fitbit %73’lük pazar payıyla lider durumda.

5)  Fitbit ürünlerine ‘gelişmiş sensörler’ ekleyerek rekabete farklı bir boyut getiriyor

Fitbit CEO’su James Park geçenlerde Time’a verdiği röportajda şirketin gelecek ürün çizgisiyle ilgili detayları paylaştı: ‘ Yakın gelecekte sadece kullanıcıları takip etmeye yardım edecek bugününü ölçü birimlerini değil, aynı zamanda yeni ek ölçübirimleri de ekleyeceğiz. Şu anda özellikle bir bilgi veremem; ancak gelecekte insanların kan basınçları, stres veya atletik performanslarıyla ilgili daha çok bilgiye sahip olmalarını sağlayacağız. Bütün bu özellikler üzerinde çalışıyoruz ve zamanı gelince piyasaya süreceğiz.’

Fitbit, diğer yandan daha önce Tory Burchin ile gerçekleştirilen ünlü moda devleriyle ortaklık fikriyle de rakiplerine darbe vurmak istiyor. Üçüncü parti developer’lar kendi software yazılımlarını Fitbit ürünlerine entegre etme amacında olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘Üçüncü partilere bir yol bularak başka birinin bileğinde her zaman açık olma gücünden faydalanmasına izin vereceğiz’ Fitbit temsilcisi şirketin hakkında şunları söylüyor:’ Sağlık ve sıhhat hakkında kritik olarak görülen aktivite seviyesi, uyku ve beslenme gibi faaliyetlerde ve kronik hastalıklar (diyabet, kalp rahatsızlığı, obezite…vb) gibi toplum sağlığını etkileyen konularda topluma nasıl yardım edebiliriz bunun üzerinde çalışıyoruz.’

Google Life Science birimi de insan sağlığına katkıda bulunacak gelişmeler yapıyor. Adını Verily olarak değiştiren birim glükoz ölçen kontakt lens gibi heyecanlandıran projelere imza atmaya devam ediyor. Verily aynı zamanda kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve mental problemler konusunda da araştırmalarını sürdürerek teknolojinin sağlık odaklı kullanımı tarafında yer alıyor.

6. Giyilebilir teknoloji daha sofistike ve pahalı olacak

The NPD Group direktörü Weston Henderek’e göre, aktivite ölçer şirketler tarafından yapılan uygulamalar third party bağımsız şirketler yazılımı ile uyumlu olacak ve bu ürünler daha gelişmiş hale gelerek diyet ve farklı fitness kategorileriyle entegre hale gelecek. Weston ayrıca gelecek hakkında ‘Uygulamalar aktivite ölçme konusunda sensörlerden yardım alacak ve insanlara bulut tabanlı havuzda sağlığına katkıda bulunacak bilgiler paylaşacak’ diyor.

Bunun yanında aktivite ölçerlerin fiyatı konusunda 2016 yılında büyük rekabet yaşanacak. Henderek’e göre şu anki ücretlerle üreticilerin kar yapması zor görünüyor. Bu durumda müşterilere ücret karşılığı Premium servis ve data sağlayarak kar marjını yükseltebilir. Fitbit gibi bazı markalar bu sisteme geçiş yaptılar. Fitbit, Fitbit’s Premium Membership uygulamasıyla yıllık 50 $ karşılığında diğer özelliklerin yanında kişiselleştirilmiş 12 haftalık fitness programı ve detaylı uyku raporu paylaşıyor.

7. Giyilebilir ürünler siper saldırganların (hacker) hedefi olacak

Siber güvenlik ve gizlilik direktörü Bruce Snell’e göre giyilebilir ürünlerin popüleritesi arttıkça, harcker’ların hedefi haline gelme ihtimali daha çok artıyor ve bu durumu: ‘Giyilebilir ürünler genellikle birçok basit datayı topluyorlar ve işlem için mobil uygulamaları besliyorlar.‘ şeklinde ifade ediyor. Bugün birçok ürün Bluetooth LE teknolojisi kullanıyor. Bu teknoloji içerisinde birtakım detaylı olarak hazırlanmış güvenlik kusuru barındırıyor ve bu yeni versiyonlarında daha da çok artacak. Kötü bir şekilde giyilebilir kod akıllı telefonlar için açık bir kapı oluşturuyor. Snell bazı lider giyilebilir cihaz markalarının 12 ve 18 ay arasında tehlikeye açık hale gelebileceğini söylüyor ve ekliyor: ‘Değerli datalar sağladıkları için hedef odaklı oltalama saldırılarına açık hale gelecekler.’ Hacker’lar GPS üzerinden size saldırabilecekler. Hedef odaklı oltalamada siber saldırganlar fitness ölçerlerinizin GPS datalarını inceleyerek size saldırırlar. Mesela koşudan sonra kahve içmek için kahve dükyanına girersiniz ve size eşyanızı dükyanda unuttuğunuzu söyleyen bir e-posta gelir. E-postayı açma ihtimaliniz çok yüksektir ve açınca hedef haline gelirsiniz.

‘2016 yılında girişimciler ağ politikalarını belirleyerek bu ürünlere ulaşımın yönetilmesi gerektiğini düşünüyorlar.’ Şeklinde konuşuyor Ctirix’in güvenlik stratejisi müdürü Kurt Roemer ve ekliyor: ‘Çalışanlar daha çok bilgiye ulaşmak için çoklu ürünler giyecekler ve bu durum sağlıklarının takibi gibi konularda olumlu gelişmelere neden olacak; ancak bütün bunların doğru yönetilmesi gerekiyor. Sağlık hizmetleri endüstriler için düzenli olarak bilgi yükleyip yollayacağı için bu bilgilerin şifreli olup hacker’ların veya düzenbazların eline geçmemesi sağlanmalı’

8.  Atletler ‘akıllı kıyafetleri’ sahiplenecek

Xmetrics, yakın gelecekte yüzücülerin dijital koçu olarak görülecek

Juniper Araştırma Şirketi’nin araştırmasına göre fitness giyilebilir ürünlerden 2020 yılına kadar 10 milyar dolar gelir edilmesi bekleniyor. Bu rakam 2015 yılı itibariyle 3.3 milyar dolardır. Ne zaman ki, profesyonel sporlarda faaliyet gösteren ve binlerce sporcusu bulunan takımlar giyilebilir ürünleri en gelişmiş özellikleriyle vitrine çıkaracak, o zaman satışlar 3 katına ulaşacak

Bununla ilgili güzel bir örnek olarak Xmetrics’i verebiliriz. Yüzücülerin kafasına takılan ve gerçek zamanlı veri analizi yaparak yüzücünün ne kadar hızlı yüzdüğünü, ne kadar kulaç attığını ve ne kadar sürede tamamladığını söyleyerek adeta dijital koçluk görevi görüyor.

Juniper, şu anda antrenmanlarda kullanılan ve performansı gösteren akıllı kıyafetlerin spor izleme alışkanlığını da gelecekte kökünden değiştireceğini ve NFL ile Microsoft ve Zebra Technologies’in yaptığı ortaklık sayesinde ortaya çıkan dataların canlı görselleştirmesinin yaygınlaşıp, bu şekilde izleyiciler oyunu daha iyi anlayabileceğini belirtiyor.

Ayrıca, sporcu ve atletlere ait dataların antrenman tarzlarını değiştireceği ve sakatlıkların önüne geçileceği düşünülüyor. Bazı ünlü markalar akıllı ürünlerini piyasaya sürmeye başladılar. Ralph Lauren kalp atışını, nefes alma derinliğini ve diğer biyometrikleri ölçen polotech t-shirt’ü 300 dolardan piyasaya sürdü. Ayrıca bu bilgiler “Bluetooth-enabled black box” sayesinde iPhone ve Apple Watch’lar üzerinden görüntülenebiliyor

9. 2016’da uykuya odaklanılacak

Bugün birçok en üst teknolojiye sahip aktivite ölçer otomatik olarak uyku moduna geçiyor. Bununla birlikte aktivite ölçerdeki  bilgiler toplanarak beraberindeki uygulamalara veya web sitelerine feed back veriliyor. Aktivite ölçerler, genel olarak kullanıcının ne kadar uyuduğu ve ne kadar uyanık kaldığı, uykusunun ne kadarı derin ve ne kadarı hafif uyku olduğu bilgisini paylaşıyor .

Giyilebilir ürünler daha çok sensör ve işleme gücüyle donandıkça, uyku düzeniyle ilgili daha çok bilgi paylaşmaya başlayacak.

Teknoloji genişleyip çeşitliliği arttıkça sadece uykuyu takip etmekle kalmadı aynı zamanda uyku kalitesine de yönelik çalışmalara başladı. Bu konudaki ilk örnek Nuyu Sleep System tarafından geliştirildi.  Ürün kullanıcının vücut sıcaklığını ayarlayarak önce yatağı ısıtıp rahatlamasına yardımcı oluyor, daha sonra serinleterek uyku kalitesini artırıyor.

10) Niş giyilebilir ürünler sıradan olacak

2016 yılında giyilebilir ürünlerle ilgili daha spesifik amaçlı sensörlerin piyasaya çıkması bekleniyor. Neatamo June Bracelet  adlı ürün güneşe maruz kalmayı ölçerek size UV ışınlarına karşı güneş kremi uygulaması sunuyor. Texas A&M University profesörü Roozbeh Jafari, ürünün melanomanın etkisini düşürdüğünü belirtiyor.

11) Aktivite ölçer ürünler insanlara ayağa kalkmaları gerektiğini hatırlatacak.

Eğer Apple Watch kullanıyorsanız, 50 dakika boyunca hiç kalkmadan oturduğunuzda ürün titreşim yollayarak ayağa kalkıp dolaşmanız konusunda sizi uyarıyor. Garmin’in vivosmart HR ürünü de benzer özelliğe sahip olup Henderek’e göre 2016 yılında bu özellik aktivite ölçer ürünlerde yaygınlaşacak.

12. Geleneksel saat markaları ürünlerine ‘akıllı’ elementler ekleyecek

Tag Heuer geleneksel saat kimliğini dijitalle birleştirmeyi başaran markalardan

2015 yılında ‘bağlantılı saatler’ olarak bilinen yeni bir kategori türedi. Bu makineler geleneksel saat görünümünde olup içerisine akıllı telefondan bildirim alma, adım ölçer gibi bazı teknolojiler eklenmişti.

Tag Heuer doğru zamanda doğru bir hamle yaparak akıllı saat pazarına adım attı Eski dizayna yeni özellikler eklenerek geliştirilen saat TAG Heuer Connected, Intel ve Google iş birliğiyle geliştirildi ve Intel Atom Z34XX işlemci kullanıldı

13. Giyilebilir kıyafetler daha az giyilebilir olacak

‘2016 yılında belki göremeyeceğiz, ancak eninde sonunda giyilebilir teknoloji ürünler insan vücudunun içerisine girmeyi başaracak’ şeklinde düşünüyor Mio Global giyilebilir ürünler CEO’su Liz Dickinson ve ekliyor: ‘Şu an bir geçiş dönemindeyiz ve nihai amaç insan vücuduna tam entegre ürünler üretmek olacak. Gelecekte daha bağlı olacağız ve çevremiz psikolojik, duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarımızı vücudumuza gömülü yeni sistem sayesinde ayarlayabilecek.

Kaynak:

cio.com

wareable.com

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Önümüzdeki on yılda teknoloji bedenlerimizi nasıl geliştirecek?

Geleceğe ışık tutan 9 teknolojik gelişme

Sanal dünyada seyahatin gerçeklikle aynı olmayacağının 5 kanıtı

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale