X

2016 yılının en gözde İstanbul mekanları

2016 yılı hepimiz için beklentilerin altında kaldı. Özellikle eğlence sektörü büyük oranda olanlardan etkilense de, bazı mekanlar vardı ki popülerliğini daha da arttırarak bizi de düzenlediği organizasyonlarla hayata bağladı, ülkenin stresini atmamızı sağladı.

Zorlu PSM

Hiç kuşkusuz 2016 yılının en iyi mekanı Zorlu PSM oldu! Dünyanın en önemli elektronik müzik gruplarından olan Moderat, 20 milyonun üzerinde albümü satılan Lara Fabian, farklı tarzlara sahip yerli sahnemizin başarılı isimleri ve yabancı sanatçıları bir araya getiren Mix Festival, müzik tarihinin en önemli albümlerden biri olarak tanımlanan Ágætis byrjun yaratıcısı Sigur Ros ve daha niceleri bu sene Zorlu PSM sahnesinde katılımcılara unutulmaz anlar yaşattı. Özellikle Moderat’ın etkinliğinde ‘Ghostmother’ şarkısını çaldığında hissettiği duyguyu tüm katılımcılar iliklerine kadar hissetti ve etkinlik sona erdiğinde herkes tekrar bu dünyaya dönmenin üzüntüsünü yaşadı.

2017 yılında da bir çok ünlü sanatçı ve festivale ev sahipliği yapacak Zorlu PSM.

Klein

Kurulduğu günden itibaren herkesin gitmek istediği bir yer haline gelen Klein, aslında herkesin gidemediği bir yer olduğu için de bu kadar popüler oldu diyebiliriz. Kaliteli müzik ve ortam sunan mekan 2016 yılında benim de çok sevdiğim  Nic Fanciulli, Eli& Fur, John Digweed, Anabel Englund performanslarına ev sahipliği yapmıştı. Tabi en eğlenceli olan özel partileri saymadım bile.

Benim asıl aklımda kalan John Digweed oldu. DJ Mag tarafından 2001’de en iyi DJ seçilmesi ve 2016’da Resident Advisor tarafından en iyi 100 DJ arasında seçilmesi de kendini kanıtlar nitelikteydi. Anabel ise beni en çok şaşırtan performanslardan biriydi.Çok beklentim olmamasına rağmen müthiş eğlendim. Mekana gelen diğer katılımcılar için de durum aynıydı diyebilirim. Klein için ayrıca teşekkür de etmek gerek, İstanbul’da kaliteli müzik ve ortam sunan mekanların artmasına öncü olmasından dolayı da.

Babylon Bomonti

Konsept mekanlar genelde daha fazla ilgi görür. Bir de o mekanlar doğru insanların elindeyse ve doğru şekilde kullanılıyorsa işte o zaman herkes sever, saygı duyar ve beğenir. İstanbul’un eğlence hayatına yön veren Babylon tarafından eski Bomonti bira fabrikasında açılan Babylon Bomonti de herkesin beğendiği mekanlardan biri oldu açıldığı günden itibaren. Katılımcıları farklı sesler, yeni fikirler ve yeni keşiflerle buluşturan Babylon benim de en çok gittiğim mekanlardandı. Özellikle ‘Oscar and The Wolf’  şüphesiz ki en çok ilgi çeken etkinlik oldu; ki biletleri çok önceden tükendi , bir gün öncesine bir konser daha organize edildi ve üstüne de katılamayanlar için canlı yayın yapıldı. House müziğin vazgeçilmezlerinden olan Feder, soul ve trip-hop’un başarılı grubu  Oi Va Voi, jazz ve elektroniği bir araya getiren Bugge ‘N’ Friends diğer katıldığım etkinliklerden oldu. Hepsi farklı tarzlarda farklı duyguları yaşatan bu etkinlikler aslında Babylon Bomonti’nin asıl yaratmaya çalıştığı etkiydi ve bence fazlasıyla da başarılıydı. Yeni yıl için daha iyilerini göreceğimizi umut ediyorum.

Dorock XL

İstanbul’da canlı müzik denilince akla gelen ilk mekanlardan olan Dorock XL, son zamanlarda popülerliğini arttırarak çalışmalarına devam ediyor. Yerli sahnemizin sanatçılarına yer  veren Dorock XL’ı öne çıkaran şey Kadıköy’de konumlanması ve alternatif gruplara da yer vermesi oldu. Taksim kitlesinin özellikle Karaköy ve Kadıköy tarafına geçmesiyle artan bu kitle, canlı müzik alanında öncü mekan olan Dorock XL tercih etti diyebiliriz. Aylık 20.000’den fazla kişiyi ağırlayan mekan 20 yıllık bir çalışma ve emek sonucunda ortaya çıkmış.

Suma Beach

Yaz geldiğinde İstanbul’da gidilebilecek en iyi yer olan Suma Beach, elektronik müziği seven insanların kendini evinde hissedebileceği bir kale gibiydi 2015 yılında. Fakat 2016 ile popüler hale gelmesi kaçınılmaz mekan cuma/cumartesi ile ormanda başlayan eğlence serüvenine daha sonra plajda pazar akşamına kadar devam ediyordu..  Vortex Festival, Electronica Festival, Son Dans ve Dans Olimpiyatları gibi festival tadında partilere ev sahipliği yapmasının yanı sıra Jackmaster, Dixon, Bedouin gibi çok sevdiğim, elektronik müziğin başarılı sanatçılarını da ağırladı. Benim için en unutulmaz etkinlik açık ara Just D, Cengiz Can ve Dixon’un etkinliği olmuştu. Darbeden sonra tüm etkinlikler iptal olmasına rağmen bu insanlar iptal etmeyerek iyi bir gece yaşattı o gece gelenlere.

2017 yılında en iyi mekanların en iyi partilerini kolayca bulabileceğiniz Partymag mobil uygulaması sayesinde siz de sevebileceğiniz hiçbir etkinliği kaçırmayabilirsiniz. Ayrıca bir çok etkinliğe de ücretsiz davetiye kazanma şansınız var.

Fatih Yıldırım: İstanbul’un en büyük eğlence rehberi olan Partymag platformunun kurucu ortağıyım. Yüzlerce mekanda binlerce etkinliğe katılarak gece hayatı gurmesi olma yolunda da ilerliyorum. Müzik, sanat, eğlence konularında bilgi sahibi olmamın yanında Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Yöneticilik alanında yüksek lisans yapıyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale