X

2015 baharı erkek modasında ayakkabıdan kıyafete trendler

Güneşli ama soğuk, kapalı ama ılık, soğuk oldu montu giy, sıcak bastı hırkayı çıkar paradokslarını yaşarken tek isteğimiz soğuk kış günlerinin bir an önce nakavt olması. Neyse ki bitmesine az kaldı diyerek, geçen yazıda başladığımız bahar trendlerine devam edelim.

Trikolar

Her ne kadar modacılar bizleri rengârenk, çiçekli desenlerin içine sokmaya çalışsa da düz renklerin daha kullanışlı olduğu kanısındayım.

Dokunun önemli olduğu trikolarda merserize olanları seçmekte fayda var. Buna ek bu alanda John Varvatos’un en iyi iş çıkaranlardan biri olduğunu unutmayalım.

Bahar takımları

Son birkaç yılda dolabımıza giren kısa paçalı pantolonlar ve üzerimize oturan ceketler bu baharda da bizimle; lakin takım elbise renkleri biraz daha açılmış vaziyette.

Tüm modacılar beyaz takım elbiseye takmış olsalar da, 1980-90’ların düğün modasını geri getirmemizin henüz erken olduğunu düşünüyorum.  Klasik renklerden bunaldık diyenler toprak renklerini, mavi tonlarını ve çizgili ceketleri tercih edebilirler.

Son olarak pabuçlar

Dost başa düşman ayağa bakar mı bakmaz mı bilinmez; ama bir erkeğin kalitesini gösteren en önemli parçanın pabuçlar olduğu herkes tarafından bilinir.

Eskiden 2-3 çeşit modelden ibaret olan erkek ayakkabıları, bu sektördeki tasarımcıların hızla artması ile çeşitlendi ve daha cesur bir hal aldı.

 

Ne kadar tercih ederiz bilinmez ama baharın tüm renk ve desenleri ayakkabılarımıza inmiş durumda. Benim kişisel favorim ise el yapımı örgü ayakkabılar, bu türde Bottega Venatta hala zirvede. Peki, bu baharın zirvesine ne oynuyor derseniz hiç düşünmeden smoking slippers derim. Loafers vs Slippers 1. raunt başladı.

 

Mehmet Barış Merdan: Babasıyla konuşurken eli oyalansın diye babasının yeni arabasının antenini kırmaktan geri kalmayan Barış, belki de tenisteki başarısını bu el çabukluğuna borçluydu. Metropol koşullarında tenis oynayamasa da spora olan ilgisi yıllardır son hızla devam ediyor. Doğuş Üniversitesi’nde İşletme okuduktan sonra artık Amerikan rüyası mıdır, eğitim aşkı mıdır bilinmez kendisini UC Berkeley’de buldu. O çok ünlü sanatçı background’u onda da var tabii ki… Belki tezgahtar olamadı ama tüm kahveleri yapmayı San Francisco’da çalıştığı donut store’da öğrendi. Yaratıcı işler yapmalıyım diyerek geldiği son nokta global bir IT firmasında satış direktörü olmak. Pardon bir şey mi dediniz? Neyse, bu konuyu geçiyoruz… Yaptığı iş her ne olursa olsun sevdiği konularda araştırmaktan ve okumaktan hiç sıkılmayan yazar, şimdi de biraz paylaşmanın derdinde. Tüm soru ve görüşleriniz için: barismerdan@gmail.com
İlgili Makale