Güneşli ama soğuk, kapalı ama ılık, soğuk oldu montu giy, sıcak bastı hırkayı çıkar paradokslarını yaşarken tek isteğimiz soğuk kış günlerinin bir an önce nakavt olması. Neyse ki bitmesine az kaldı diyerek, geçen yazıda başladığımız bahar trendlerine devam edelim.
Trikolar
Her ne kadar modacılar bizleri rengârenk, çiçekli desenlerin içine sokmaya çalışsa da düz renklerin daha kullanışlı olduğu kanısındayım.
Dokunun önemli olduğu trikolarda merserize olanları seçmekte fayda var. Buna ek bu alanda John Varvatos’un en iyi iş çıkaranlardan biri olduğunu unutmayalım.
Bahar takımları
Son birkaç yılda dolabımıza giren kısa paçalı pantolonlar ve üzerimize oturan ceketler bu baharda da bizimle; lakin takım elbise renkleri biraz daha açılmış vaziyette.
Tüm modacılar beyaz takım elbiseye takmış olsalar da, 1980-90’ların düğün modasını geri getirmemizin henüz erken olduğunu düşünüyorum. Klasik renklerden bunaldık diyenler toprak renklerini, mavi tonlarını ve çizgili ceketleri tercih edebilirler.
Son olarak pabuçlar
Dost başa düşman ayağa bakar mı bakmaz mı bilinmez; ama bir erkeğin kalitesini gösteren en önemli parçanın pabuçlar olduğu herkes tarafından bilinir.
Eskiden 2-3 çeşit modelden ibaret olan erkek ayakkabıları, bu sektördeki tasarımcıların hızla artması ile çeşitlendi ve daha cesur bir hal aldı.
Ne kadar tercih ederiz bilinmez ama baharın tüm renk ve desenleri ayakkabılarımıza inmiş durumda. Benim kişisel favorim ise el yapımı örgü ayakkabılar, bu türde Bottega Venatta hala zirvede. Peki, bu baharın zirvesine ne oynuyor derseniz hiç düşünmeden smoking slippers derim. Loafers vs Slippers 1. raunt başladı.