X

2014’ün en büyük dizayn skandalları

2014 yılını bir kaç hafta önce geride bıraktık ama hala ‘yılın en’ leri listeleri ortalıkta dolaşmaya devam ediyor. Herhangi bir endüstrideki gibi, tasarım dünyasındaki skandallar da bu listelerden payına düşeni aldı. Japon artistin yaptığı 3 boyutlu vajina modelinden dolayı tutuklanması gibi, bazıları garip olsa da; yüzlerce göçmen işçinin, Katar 2022 Dünya Kupası inşası sırasında ölmesi gibi, diğerleri de yıkıcı boyutlarda olabiliyor. Uplifers okuyucularımızla, bazılarının ünü tasarım dünyasının dışına çıkmış, 2014’de gerçekleşen skandalları sizlerle paylaşıyoruz.

Katar 2022 Dünya Kupası inşası sırasında yüzlerce göçmen işçi öldü

Bu yılın başlarında, Katar Al Wakrah stadyumunun tasarımcısı Zaha Hadid, işçi ölümlerinin onun sorumluluğu olmadığını öne sürerek tartışmaları alevlendirdi.  Spekülatif mimarlar topluluğu, ölen Nepalli işçiler adına bir anıt dikme projesi önerdi. Önerilen anıtta, her 1.000 ölümden 400’ünü oluşturan her Nepal işçinin anısına bir taş dikilecek. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu gerekli önlemler alınmazsa 2022 yılına kadar daha binlerce işçinin öleceğini bildirdi.

Nike davası: 3 ana tasarımcının IP adreslerini çalıp Adidasa verdiği iddia ediliyor

Geçen yıl Nike eski yüksek profilli tasarımcıları Marc Dolce, Mark Miner ve Denis Dekovic hakkında 10 milyon dolarlık dava açarak, tasarımcılarının şirketin önemli ticari bilgilerini, rakipleri Adidasa verdiklerini iddia etti. Nike’dan ayrılmadan önce, tasarımcılar Adidas’a, onları Nike üzerinde avantaj sahibi yapacak “bilgi ve bilgi hazinesi” sözü verdi. Tasarımcıların, telif hakları Nike’a ait olan; piyasaya çıkacak olan ürünlerin gizli bilgileri, promosyon yol haritaları, performans ayrıntıları, test metodolojileri ve yeni materyallerin bilgileri gibi binlerce dokümanı kopyaladıkları iddia ediliyor. Üç tasarımcı da Nike’da çalıştıkları süre boyunca ya da ayrıldıktan bir yıl sonra Adidas için çalışmayacaklarına dair anlaşmalar imzalamışlardı.

New York Modern Sanat Müzesi MOMA’nın genişlemesi için Amerikan Halk Sanatları Müzesi yıkılıyor

Geçtiğimiz Nisan ayında Manhattan mimarisinin önemli bir çalışması olan Amerikan Halk Sanatları Müzesi’nin yıkımına başlandı. Billie Tsien ve Tod Williams tarafından 12 yıl önce tasarlanmış olan yapı, onun kapı komşusu olan MOMA yani Modern Sanat Müzesinin genişlemesi için imha edilecek. Bu karar çoktan New York sanat ve mimarlık topluluğu arasında alevli bir tartışma başlattı.

Hallmark gamalı haç kaplı kâğıtların satışından dolayı özür diledi

Amerika Birleşik Devletlerinin en büyük tebrik kartları üreticisi Hallmark, Kaliforniya’da bir müşterisinin şikayeti üzerine gamalı haç kaplı kaplama kâğıtlarını raflarından kaldırdı. Aynı zamanda şirket “kesişen çizgilerin, gamalı haç deseni olarak görülebileceği gözümüzden kaçmış” diyerek özür diledi.

Zara insanların toplama kampı üniformasına benzettiği tişörtleri mağazalarından kaldırdı

Ağustos ayında Zara bir müşterisinin sosyal medya üzerinden şikayet edip, 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudilere giydirilen toplama kampı üniformasına benzettiği çizgili tişörtleri piyasadan kaldırdı. Çizgili tişörtlerde bulunan yıldızın Vahşi Batı filmlerinden esinlenerek koyulduğunu ve şerif armasına benzediğini iddia eden Zara, web sitesindeki resimlerde, bunun o kadar belli olmadığını söyledi.

Japon artist yaptığı 3 boyutlu vajina modelinden dolayı tutuklandı

Japon artist Megumi Igarishi, kendi vajinasından yola çıkarak abajur, kayık, akıllı telefon kılıfları, oyuncak gibi çeşitli aksesuarlar üretti. Temmuz ayında Igarashi,  Japonya’nın müstehcenlik yasalarına takıldı: Polis kendi ürünlerini dağıtan ve satan Igarashi’yi tutukladı. Hakkında iki yıl hapis ve 25.000 dolara kadar bir ceza istendi. Igarishi 20.000 imza toplayarak, hapiste geçirdiği bir haftadan sonra serbest bırakıldı. Ancak, hala suçlamalar ve para cezası ile karşı karşıya.

Sırtında ipadler taşıyan canlı kaplumbağalar hayvan hakları savunucusu ve aktivistleri ayağa kaldırdı

Colorado’daki Aspen Sanat Müzesi’nin, Shigeru Ban imzalı, sırtında ipadler taşıyan canlı kaplumbağalarla ilgili sergilediği enstelasyon, hayvan hakları savunucusu ve aktivistleri ayağa kaldırdı. “Ne zamandır hayvanları kötüye kullanmak sanat olarak algılanıyor” diyen aktivistler Change.org’da da kampanya başlatarak, 6,500’ den fazla imza topladı.

Portfolyo paylaşım sitesi Behance’in baskıları ile bir öğrenci okul projesini kaldırdı


Geçtiğimiz Ocak ayında, Royal College’da Sanat öğrencisi Sures Kumar, Pro-Folio adını verdiği bir okul projesi yaptı. Proje; portfolyo paylaşım sitesi Behance’in üyelerinin portfolyolarından fotoğrafları çekmek için bir algoritma kullanarak, saniyeler içinde gerçek olmayan sanatçı profili yaratabiliyor. Öğrencinin amacı; ileride yapay zekanın kontrolden çıkıp, gerçek insanları sanal dünyada yaratılan sahtelerinden ayırmanın zorlaşacağı konusunda halkı uyarmaktı. Ancak, online platform Behance’den ve bağımsız sanatçılardan gelen baskıların artmasıyla, Kumar projesini kaldırmak zorunda kaldı.

 

Kaynak: Fast Company

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale