Yıllar sonra "The Holiday" filminden aldığımız dersler

İzleyenler daha dün gibi hatırlayacağı The Holiday, başrollerinde Cameron Diaz, Kate Winslet ve Jude Law gibi başarılı isimleri ağırlıyor. İçimizi sıcacık yapan, bir yolculuğun neleri değiştirebileceğini gösterirken umutla dolmamızı sağlayan başarılı film home-swapping temasıyla geçen bir noeli konu ediniyor. İki kadının evlerini değiştirmesiyle unutulmaz bir hikaye başlıyor ve bu eğlenceli romantik komediden öğrendiğimiz tatlı dersler kulağımıza küpe oluyor. İşte yıllar geçse de unutulmayan “The Holiday” filminden tatlı dersler:

Tek başına yapılan partiler asla kötü bir fikir değildir;
özellikle iyi bir şarap işin içine dahil olduğunda…
Arkadaşlar size öneriler verirler ve kendiniz hakkında göremediklerinizi size gösterirler.
Seyahat ederken yüksek topuklular iyi bir fikir değildir. Hatta seyahat sırasında topuklu ayakkabı genel olarak iyi bir fikir değildir.
Ofis işlerini zamanında bitirmek önemlidir yoksa ofis partisini ve eğlenceyi kaçırma ihtimaliniz vardır.
“Tatlı buluşmadan” daha güzel hiçbir şey yoktur.
Yemek size kendinizi suçlu hissettirmemelidir.
Asla ilişki durumunuzun mutluluğunuzu tanımlamasına izin vermemeniz gerekir.
Kişisel sorunlarınızın asla bir kişinin gerçek yüzünü görmenizi engellemesine izin vermeyin.
Her zaman olmanız gereken lider kadın olun;
öyle hissetmiyor bile olsanız…
Sizi kullanan ve manipüle eden eski sevgilinize asla pahalı ve özel hediyeler almayın.
Beraber kutlanan bayramlar her zaman inanılmazdır.
Bazen, günün stresinden uzak durup kaçmanız gerekir.
En basit iltifatlar en güzelleridir.
Dürüstlük, iletişimi açan kapıdır.
Bazen, aşk gerçekten canınızı yakabilir.
Mutluluğu ve yeni bir hayatı hiç beklemediğiniz yerlerde bulmanız çok yüksek ihtimallidir.
İş nasıl bir hayat istediğinize gelince, en zor soruları sormaktan çekinmeyin.
Ve bazen en özel arkadaşlıklar en beklemediğiniz şekillerde karşınıza çıkar…