Hayatta her şeyin geçici olduğunu gösteren evrensel iki kural; belirsizlik ve öngörülemezliktir. Hayat beklenmedik şekilde değiştiğinde, neyin önemli olduğuna veya bir sonraki adımda neler olacağına dair dengesizlik, güvensizlik ve belirsizlik duyguları hissedebiliriz. Bu aslında son derece normal. Böyle zamanlarda zihnimize ve kalbimize güç veren şey ise hayatımızı ve içsel gücümüzü yeniden toparlayabilmemizdir. Hayatta her şey değişebilir ancak stabil olan tek bir şey var; o da kendimiz ve tüm bu değişimlerle mücadele etme gücümüz. Eğer içimizde zayıflıklar varsa, en ufak rüzgarda bile fırtına görmüş gibi dağılabiliriz.
Farkındalık ve şefkat fırtına zamanlarında kendimizi toparlama gücümüzü artıran iki önemli unsurdur. Hayatımızın bu hassas döneminde, bu unsurların her ikisini de beslemeliyiz. Farkındalık, olayları olduğu gibi görmemizi ve üstesinden gelebileceğimizi fark etmemizi sağlar. Şefkat ise cesur yüreklilikle çekilen acıları anlamamızı ve bu acıları çeken kişinin yanında olmamızı sağlar. Şefkat bir kişiyi iyileştirme ve dönüştürme yeteneğine sahiptir ve böylelikle dünyayı dönüştürme gücüne katkıda bulunur.
Gücünüzü göstermediğimizi ne zaman fark ederiz?
Hepimizin dürüstçe duygularından veya isteklerinden bahsettiği ama bunların yargılandığı, hor görüldüğü durumlar olmuştur. Hatta daha da kötüsü, bazen bu yüzden gördüğü sevgiyi veya desteği kaybettiği de olmuştur. İşte bu tecrübelere dayanarak bazılarımız insanların hoşuna gidecek davranışlar sergiliyor, aslında “hayır” demek istediğimiz şeylere “evet” diyoruz. Bunun sonunda da gerçekten hissettiğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz şeyleri dile getirmeyip, gücümüzü göstermemiş oluyoruz. Oysa yapılan birçok çalışma ve farkındalık egzersizi gösteriyor ki, kendi isteklerimizi önemseyerek yola devam ettiğimizde, kendimizi çok daha güçlü hissediyoruz.
Hangi durumlarda kendi gücümüzü bir kenara atıyoruz?
– Eleştirileri ve yargılamaları dinlediğimizde, inandığımız şeyleri ve yeteneklerimizi hafife aldığımızda,
– Çok hızlı gittiğimizde,
– Aslında hayır demek isterken evet dediğimizde,
– Duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı önemsemediğimizde,
– Başkalarıyla duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı paylaşırken kendimize inanmadığımızda,
– Egzersiz yapmaya, meditasyona, beslenmemize, iletişime, düzenli uykuya, kişisel bakımımıza özen göstermediğimizde gücümüzü bir kenara atıyoruz.
İlgili yazı: Zor zamanları meditasyonun gücüyle atlatın
Peki kendimizi nasıl güçlü hissedebiliriz?
– Yavaşladığımızda,
– Başkalarından destek istediğimizde,
– Duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı gerçekten dinleyip, önemsediğimizde,
– Doğrularımızı kibar ve uygun bir şekilde paylaştığımızda,
– Dünyaya olan inancımızı ve şefkatimizi sunduğumuzda,
– Etrafımızda bizi olduğumuz gibi seven ve kabul eden insanlar olduğunda,
– Doğada vakit geçirdiğimizde,
– Zihnimizi, bedenimizi ve kalbimizi besleyen sağlıklı şeyler yaptığımızda,
– Bizimle aynı hedefe veya niyete inanmış kişilerin olduğu bir grupta yer aldığımızda,
– Hayatımızın amacını hissettiğimizde,
– Bir şeyler yarattığımızda veya ürettiğimizde,
– Başkalarına yardım ettiğimizde kendimizi güçlü hissedebiliriz.
İlgili yazı: İçinizdeki motivasyon gücünü açığa çıkarın
Hayatınızın her alanında kendinizi güçlü hissetmenin yolları
Bunları biliyoruz ama bazen de nasıl uygulayacağımızı bilmiyoruz. Oysa kendimizi güçlü hissettiğimizde, ihtiyaçlarımız ve isteklerimiz karşısında daha sağlam durabiliyoruz. İşte hayatınızın her alanında kendinizi güçlü hissetmenizi sağlayacak 10 adım:
1. Gözlerinizi kapatın ve farkındalığınızı nefesinize ve bedeninize yönlendirin.
2. Derin derin karnınıza nefes alıp verin. Vücudunuzun ve zihninizin rahatladığını hissedene kadar buna devam edin.
3. Nefesinizin kafatasınızdan ayak parmaklarınızın ucuna kadar aktığını düşünürken içinizdeki ve dışınızdaki bu güçle iletişim kurmaya çalışın.
4. Son günlerde içinizdeki gücü bir kenara attığınız anları düşünün.
5. Bedeninizi başınızdan ayak parmaklarınıza kadar gözden geçirin. Ne fark ediyorsunuz? Bedeninizdeki hislerin, tansiyonun yoğunlaştığı nokta neresi? Vücudunuzda artan, azalan ne varsa kendi haline bırakın ve olduğu gibi kabul edin. Tüm fiziksel hislerinizi sakince kabullenin ve onlara izin verin. Şimdi ne hissediyorsunuz? Öfke mi, korku mu, kafa karışıklığı mı? Hepsini olduğu gibi kabullenin.
6. Kendinize anlattığınız hikaye nedir?
7. Bu hikayeyi yaşayan veya inanan yerleriniz kaç yaşında? Ne zamandır sizinle? Kendinize bu soruyu sorun.
8. “Değişiyorum ve olayları kendi haline bırakıyorum” diye düşünün. Daha sonra bu düşünceden de kurtulun ve böylelikle sizin üzerinizde güç kurmasına izin vermeyin.
9. Gözlerinizi açın ve silkelenin. Vücudunuzda hiçbir işinize yaramayan, düşüncelerinizin gücünü hafifleten yerlerinizdeki baskıyı hafifletecek birkaç ufak hareket yapın.
10. Şimdi de dikkatinizi karın bölgenize yönlendirin. Gücünüzle, yıllardır beslediğiniz yeteneklerinizle, esnekliğinizle ve içinizdeki iyi düşüncelerle iletişim kurun. Güçlü bir insan olduğunuzu gösteren şeyleri hissedin.
Kaynaklar:
Inc.com
Mindful.org