Özgür zihin ve özgür nefes dönüşüm programı: Uplifers deneyimi
Geçtiğimiz haftalarda Kolektif House Levent’te Delphin Mind’ın düzenlediği “Özgür Zihin – Özgür Nefes Dönüşüm Programı”na Uplifers olarak biz de dahil olduk. Arka arkaya 2 hafta devam eden bu iki günlük program Delphin Mind’ın kurucusu Piraye Erdoğan ve enerjik ekibi tarafından yönetildi. Birinde zihne ve zihin kontrolüne bir diğerinde ise nefesin hayatımızdaki önemine ve doğru nefes tekniklerine değindiğimiz bu iki günlük programda ekip olarak aktarılası deneyimler edindik.
Delphin Mind’ın kurucusu Piraye Erdoğan; kendi bireysel tecrübelerinden, nefesin ve zihnin nasıl bir arada bir öneme sahip olduğundan ve bunu nasıl fark ettiğinden bahsederek başlatıyor programı. Biz henüz neler olacağını merakla beklerken, bize tam olarak neyi nasıl deneyimleyeceğimizi, programın amacının ne olduğunu, neler beklememiz ve neler beklemememiz gerektiğini anlatıyor. Programın ilk gününde ise konu; nefes.
Nefesin özgürleşmesi
Konuya “hiçbiriniz gerçekten nefes almıyorsunuz” diye giriyor Piraye Erdoğan. Hepimiz şaşırıyoruz tabii önce. İnsanın, ilk doğduğu zamanda aldığı nefesin ve alış şeklinin zamanla yaşanılan olaylar ve zihnin yönlendirmesiyle değiştiğini ve dönüştüğünü öğreniyoruz. İnsan vücudunu zihin-beden makinesi olarak ifade eden Piraye, o makineye hayat verenin ve çalıştıranın “nefes” olduğunu söylüyor. İnsanların nefes alış-verişleriyle yeteri kadar ilgilenmediklerini ve hayatları boyunca nefesi geri planda tuttuklarını da ekliyor. Nefesin hayatımızdaki önemini ise 4 maddeyle açıklıyor;
- Bedenin yaşam kaynağıdır.
- Zihin-beden için gereken enerjinin %75’i nefes tarafından sağlanır.
- Bedenin ve zihnin temizleme sistemidir.
- Hızlı, etkili ve güçlü bir dönüşüm aracıdır.
Piraye Erdoğan nefes konusunda yapılan yanlışları ve sonuçlarını ise şöyle özetliyor;
- Nefes kapasitemizin %20-30’unu kullanıyoruz.
- Yanlış ve sınırlı nefes alarak bedenimizde toksin biriktiriyoruz.
- Kısıtlı nefes alarak yaşamımızı ve kapasitemizi sınırlıyoruz.
Peki “kısıtlı nefes” nedir?
Program boyunca sıkça duyduğumuz bu “kısıtlı nefes alma” durumunu merak ediyoruz. Tam soran gözlerle Piraye’ye bakarken, o hemen açıklıyor. İnsanların doğdukları günden bugüne yaşadıkları her olay sonucu zihninin kodladığı belli şeyler olduğunu, ve bu kodların nefes alış-verişlerini yakından etkilediğini söylüyor. Zihnin kayıtları ile şekillenen nefesin yol açtığı, vücutta bloke edilen alanların fiziksel sağlığımızı direkt olarak ilgilendirdiğini öğreniyoruz. Bedenimizin tümünün nefese ihtiyacı olduğunu ve yeteri kadar nefes almadığımızda, alınması gereken enerjinin tüm bedenimize dağılamadığını söylüyor Piraye. Bu noktada ise yapılması gereken, nefesi özgürleştirmek. Bunu yapabilmek için birkaç püf noktadan bahsediyor hemen;
- Zihnin etkisini nefesin üzerinden çekmesi.
- Bağlantılı nefes almak.
- Alınan nefesin tüm hücrelere ulaşması.
- Çarpık nefes alışkanlıklarının giderilmesi.
Bu önemli adımlar giderildiğinde, fiziksel anlamda;
- Kanda oksijen oranının artması.
- Arınma-hafifleme.
- Enerji artışı.
- Güçlü bağışıklık sistemi.
Duygusal ve zihinsel anlamda ise;
- Hücre hafızasından geçmişin temizlenmesi,
- Bilinçaltı temizliği, duygu çözülümleri,
gibi olumlu etkiler deneyimleyeceğimizi ekliyor. Tüm bu teorik bölümden sonra merakla beklenen nefes seansına geliyor sıra. Piraye ve ekibi uygulamalı bir şekilde seansı bizlere anlatıyor ve hemen ardından yerlere matlarımızı seriyoruz ve seansa dair kafamızda hiçbir soru işareti kalmadığında başlıyoruz.
Yaklaşık yarım saat süren seans sırasında 20-30 kişiden oluşan her katılımcının başında mutlaka bir eğitmen bulunuyor. Her birimize birer ağızlık dağıtılıyor ve ağızdan geniş nefesler alacağımız şekilde, çeşitli yönlendirmelerle 20 dakika boyunca karın nefesimizi açıyoruz. Son 10 dakikada ise dinlenme ve sakinleşme kısmı başlıyor. Güzel, huzurlu bir müzik eşliğinde gözlerimize örtülen lavanta kokulu göz bantlarıyla açılan nefesimizi kutluyoruz adeta. Seans sonunda bedenlerimiz de biz de ne olduğunu şaşırmış bir şekilde yavaşça doğruluyoruz. Soru sormak isteyenler sorular soruyor, deneyimlerini paylaşmak isteyenler ise eğitmenleriyle paylaşmaya başlıyor. Biz ekip olarak nefes seansına bayıldık açıkçası.
Programın ilk günü bu şekilde son buluyor. Bir sonraki hafta ise heyecanla tekrar alıyoruz basamaklardaki yerimizi. Programın en başından beri nefesin eğitilebilmesi için zihnin de eğitilmesi gerektiğini savunuyor Piraye Erdoğan. Zihin, bilinç ve bedeni ise insan deneyiminin 3 oyuncusu olarak tanımlıyor;
- Beden / Can: Bulunulan boyutta yaşamı kılan makine.
- Varlık / Bilinç: Yaşamı deneyimleyen.
- Zihin: Deneyimleri oluşturmada kullanılan motor.
Bu üçü doğru çalıştığı takdirde; “gerçekten ve gerçekte” yaşayacağımızı, zihnin asıl görevlerinin, anda akıl olmak ve düşünce üretmek olduğunu söylüyor Piraye Erdoğan. Zihnimizin kontrolünü kaybettiğimizde ise zihnimizin; bedenimiz ve yaşamımız için tehlikeli olduğundan bahsediyor. Delphin Mind’a göre bu konudaki en büyük yanılsama ise; insanın kendini zihniyle özdeşleştirmesi ve otoriteyi zihnine bırakması.
Bir konuda ne zaman düşüneceğini biliyor musun?
Cevabı hepimiz biliyoruz sanırım. Bir konuda ne zaman, ne derece ve ne şekilde düşüneceğimizi hiçbirimiz bilmiyoruz. Düşünce anlıktır. Piraye Erdoğan ve ekibi ise dikkatimizi bu noktaya çekerek nefesimizi yönlendiren zihnimizin kontrolünü tamamen elimize alabilmenin mümkün olduğunu söylüyor.
“Düşünceler, zihinden size sunulan bir yaşam içeriği.”
Acı ve algı zihni, dolayısıyla nefesi doğrudan etkiliyor. “Olan” olmamalıydı dediğimiz an “acı”, sadece kendi kafamızın içinde olduğumuzda da “algı” oluşuyor. Fakat doğru yapılan sorgulamalarla, gerçeğe ve doğruya ulaşabileceğimizi, zihnimizi esnetebileceğimizi vurguluyor Piraye. Hemen ardından ise programın son seansına geçiyoruz. Bu kez hepimize kağıtlar dağıtılıyor. “The Work” isimli egzersizi uyguluyoruz. Bu egzersizle birlikte, düşünce, sorgulama ve düşünceyi tersine çevirme adımlarıyla ilerliyoruz. Önce herkes bireysel cevaplarını veriyor. Sonra gönüllü bir katılımcı Piraye Erdoğan’ın karşısına oturuyor ve gözümüzün önünde düşünceyi tersine çevirme yani “The Work” isimli egzersizi katılımcıyla birlikte uyguluyor. Tahmin edersiniz ki egzersiz başarıyla sonuçlanıyor hatta egzersizin olumlu sonuçlanmasıyla gönüllü katılımcının ve diğer katılımcıların kahkahaları eşliğinde keyifli anlar yaşanıyor.
Delphin Mind’ın ve Kolektif House Levent’in işbirliğiyle gerçekleşen bu programa biz Uplifers olarak dahil olmaktan oldukça memnun kaldık. Umarız zihin ve nefes egzersizlerine meraklı olanlar için biraz da olsa öğretici ve yardımcı olabilmişizdir. Herkese kocaman nefesler ve özgür zihinler dileriz…
İlginizi çekebilir: Nefesi kontrol etmenin bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış 5 faydası