Okyanusta dalga sörfüne ne dersiniz – Peniche sörf tatilinden notlar
Tatile gidip yan gelip yatmak yerine kendinizi heyecan dolu bir yorgunluk içine atmak isterseniz doğru yerdesiniz.
Türkiye’de sörf deyince akla ilk olarak rüzgar sörfü geliyor ancak dünyada çok yaygın bir çeşidi daha var; o da dalga sörfü. Genelde dalga şartlarının daha uygun olmasından dolayı okyanus kıyıları tercih edilse de ülkemizde Karadeniz’de Kerpe’de ve Akdeniz’de Alanya’da yapanı çok. Hatta Kerpe’de Danube Surf House’da hem konaklayıp, ekipman kiralayıp hem de sörf öğrenmek mümkün.
Dalga sörfünün iç yüzünü, beş sene önce bu sporu sıfırdan öğrenmeye karar veren arkadaşlarım Banu, Serkan ve Nazlı sayesinde biraz biliyordum. Her sene iki kere çıktıkları sörf tatillerine ise ilk defa bu sene katılma şansım oldu. Banu, Serkan ve Nazlı ilk gittikleri yer olan Portekiz’in başkenti Lizbon’a yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta olan Peniche’e pek çok sebepten dolayı her sene tekrar tekrar gidiyorlar ve biz de Levent’le ilk sörf deneyimimizi burada tatmış olduk.
Peniche ve hemen yanındaki ince uzun Baleal yarımadasını bu kadar cazip kılan şey ise, üç farklı yönden rüzgar alabilen farklı açılarda sahillerinin bulunması ve bu sahillerin araçla yaklaşık 5-30 dakika gibi kısa bir mesafesinde olmaları. Yani kolay ulaşılır bir alanda hem farklı seviyelere hem de hızlıca değişen hava şartlarına çok uygun bir bölge Peniche.
Gelelim dalga sörfünün iç yüzüne ve Peniche deneyimimize…
En basit şekliyle dalga sörfü, sahile doğru yol almış ve beyaz köpükler çıkararak kırılan dalgaların itme kuvvetinden yararlanıp, sörf tahtasının üzerinde ayakta durarak sahile dik bir açıyla dalganın “sürülmesinden” oluşan bir spor.
Başlangıç seviyesinde insanın derdi daha ziyade “take off” yapabilmek; yani itme gücünden yararlanılacak dalganın hemen önünde, sahile dik açıyla tahtanın üzerine uzanmış bir pozisyondan, ayaktaki “sürme” pozisyonuna hızlı ve dengeli şekilde geçmek ve devamında düşmeden dalgayı sonuna kadar sürmek. Doğru dalgayı seçebilmek ise ayrı bir olay. Seviye ilerledikçe daha güçlü, daha yüksek dalgaları sürme ve o dalgaların üzerinde ileri-geri çevik manevralarla dalgayı tekrar ve tekrar yakalama derdi başlıyor.
Yine de seviyesi ne olursa olsun herkesin ortak mücadelesi okyanus, dalgalar, rüzgar, suyun ve havanın ısısı gibi hızla değişebilen parametreler. Belki de dalga sörfü, board ile yani snowboard ve kaykay gibi tahtayla yapılan diğer sporlardan özellikle bu açıdan ayrılıyor. “Line up” yani dalganın genelde açıkta kırılacağı noktaya kadar tahtanın üzerine yatarak kulaç atma (paddling) kısmı ise başlı başına bir mücadele.
Böylece hangi seviyede olursanız olun, mücadele çamaşır makinesi misali bir dalganın içinde kaldığınızı bilememek veya dalgadan tokat yemek gibi acı ve kahkahanın birbirine karıştığı anlar yaşamanız garanti. Banu ve Serkan’ın oluşturdukları surfertr.com’da sörfe başlamadan önceki yazılarında bunları çok güzel şekilde açıklamışlar:
- Sürekli düşüp, sürekli su yutup, sürekli burnunuz akacak.
- İnat edip devam ederseniz, harika bir kırılmamış yeşil dalga yakalayabilirsiniz. Doğru zamanda yakaladığınız o yeşil dalganın yüzünden aşağı doğru kayarken çıkan sesi, o hızı, tahtanın üzerindeki dengenizi, o sürüşün keyfini tam olarak doğru kelimeler ile hiçbir zaman tanımlayamayacaksınız.
- Gülerken su yutup boğulmamaya dikkat edin çünkü çok eğlenecek ve çok güleceksiniz.
- İlk haftanızın sonunda dalga sörfüne devam etmek ile ilgili hayaller kurmaya başladıysanız artık hayatınız maalesef aynı olmayacak.
En keyifli şeylerden bir diğeri ise bu süreçte her gün kahvaltı ve öğlen sörf arası sandviçlerimiz için kullandığımız kaşık kaşık Nutella’yı sıfır vicdan azabıyla yiyebilmek! Yine de böyle keyifli bir ortamda bile fotoğraf çekmek için yeterince enerjim kalmıyordu.
Sörf kampının işleyişine gelirsek, Peniche’teki birçok sörf kampından biri olan Peniche Surf Camp, haftanın beş günü, günde iki kerelik seanslardan oluşan ve ders ücretine tahta ve wetsuit kirası da dahil olan bir program sunuyor. Her seviyeden insanın katılımıyla öğrenciler seviyelerine göre hafta başındaki ilk derste birer eğitmenin liderliğinde 4-8 kişilik gruplara ayrılıyorlar. Tüm eğitmenler rüzgar ve dalga tahminlerine göre en uygun sahile öğrencileri ve malzemeleri her gün kamp merkezinden alarak götürüyor. İki saatlik seansın ardından herkes aynı anda yaklaşık 1 saatlik yemek ve dinlenme molası veriyor. Sonra tekrar iki saatlik acı ve zevk karışımı seans başlıyor.
Peniche Surf Camp’in motto’su “Your smile is our goal”, yani “Amacımız gülümsemeniz”. Her ne kadar klişe gibi gelse de eğitmenlerimizin, öğrencilerinin çabalarının meyve verdiği an, kendilerinin en az bizim kadar sevindikleri, cesaret kırıcı zorlu bir günde en az bizim kadar morallerinin bozulduğunu hissediyorduk. Bu kesinlikle samimi ve içten olan duyarlılık insana doğru yerde olduğunu hissettiriyor.
Tüm bu süreçte en ilginç bulduğum şeylerden bir tanesi ise suyun dışına çıkıldığında yazın ortasında bir kumsalda, bikini üstüne kapüşonlu polar, kısa şort, parmak arası terlik ve benim gibi ekstra üşüyenler için havluya sarılma olarak tanımlayabileceğim, bilmeyenlere zıt görünebilecek bir halde bulunmak. Tabii ki güneş pırıl pırıl parladığında wetsuit’i çıkarıp mayonuzu değiştirip güneşe uzanınca içinizi ısıtıp, güzelce bronzlaşabiliyorsunuz. Fakat iki seans arasında tam olarak kurumamış, daracık bir wetsuit’in içine tekrar girme fikri tüyleri tekrar ürpertmeye yetiyor.
Tüm bunlara rağmen bizler gibi “Yetmedi, daha fazla” derseniz, suya girmediğiniz zamanlarda veya sörf tatili sezonunun dışında bile sörf yeteneklerinizin körelmemesi ve onu andıran bir zevki yaşamak için longboard deneyebilirsiniz! Küçükken kaykayın üzerinden kayıp gidecekmişim gibi geldiği için denememiş olmama rağmen longboard nispeten kolay, müthiş zevkli ve İstanbul’a dönüşte kesinlikle edinmeye karar verdiğim bir oyuncak.
Yine de “Ne zorunuz var tatilde” diyorsanız belki bu video sizi ikna eder:
Garrett McNamara Portekiz’deki başka bir sahilde dev dalga dünya rekorunu kırarken
Dalga sörfüne has line up kuralları, lokalizm, pozitif cinsiyetçi ayrımcılık, köpekbalıklarına denk gelme ihtimalleri ve kurumsal işlerini bırakıp sörf eğitmeni olmaya karar verenler ise başka bir yazının konusu…
Fotoğraflar: Gözde Mimiko Türkkan, Banu Ongan, Levent Yetkil ve Peniche Surf Camp